BIST 10.922
DOLAR 32,19
EURO 34,98
ALTIN 2.501,28
HABER /  GÜNCEL

Haluk Şahin'den ders gibi yazı

Başbakan Erdoğan'ın Malatya'daki skandalla ilgili olarak medyayı sorumlu tutmasına bir eleştiri de Haluk Şahin'den geldi. Şahin'in yazısı demokrasi dersi niteliğindeydi.

Abone ol

Başbakan Erdoğan'ın Malatya'da yaşanan skandalla ilgili medyaya veryansın etmesine bir eleştiri de Haluk Şahin'den geldi. Şahin, derken, adeta medya ve demokrasi dersi verdi:
Haluk Şahin

Yazı: Haluk Şahin
Kaynak: www.radikal.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'daki skandalla ilgili yayınlara kızmış; medyayı, sorumlu bakan Nimet Çubukçu'ya karşı yargısız infaz yapmakla suçlamış. Eklemiş: "Benim bakanım, döneminin değil geçmişin faturalarını da mı ödeyecek?"

Başbakan, Nimet Çubukçu'nun istifasıyla ilgili talepleri aşırı bulmakta kısmen haklı olabilir. Çubukçu henüz birkaç aydır bakandır, uzun bir geçmişi olan bir sorunun tüm sorumluluğunu üstlenmesi beklenemez.
Ya Başbakan Erdoğan? Bundan önceki bakan da kendi kabinesinde olduğu ve kendisi tam üç yıldır görevde bulunduğu halde hükümetinin bu konuda hiçbir sorumluluğu olmadığını öne sürebilir mi?
Belli ki, son üç yıl içinde bu sorun çözüleceğine ağırlaşmış. AKP milletvekillerinden birinin işe karışmasıyla daha da berbat hale gelmiş. Bütün bunların bir siyasal sorumluluğu yok mu?

Dünyanın birçok ülkesinde bu gibi durumlarda sorumlu bakan, kişisel sorumluluğu olsun olmasın, istifa eder. O ülkelerde bu türden simgesel istifalar neredeyse otomatik hale gelmiştir. Kâğıt üzerinde sorumlu görünen kişi kenara çekilerek soruşturmanın ve reformun önünü açar.
Bizde istifa kurumunun bu şekilde işlemediğini biliyoruz. Siyasi tarihimizde simgesel istifalar pek azdır. Bizde alışılan, koltuğa yapışıp hasar kontrolü yapmak ve her şeyin unutulmasını beklemektir.
Bence, Başbakan Erdoğan 40 yılda bir önemli bir soruşturmacı gazetecilik örneği ortaya koymuş olan medyamıza bu skandaldaki yayınları nedeniyle karşı çıkarken de haksızlık yapıyor. Demokrasilerde dördüncü güç olarak da nitelenen medyanın asal görevlerinden birinin 'gözcülük' olduğunu unutuyor.

Demokrasi karşılıklı dengeler ve denetimlere dayanan bir sistemdir. Yasama, yürütme ve yargının birbirleri üzerinde yasayla belirlenmiş denetleme yetkileri vardır. Medya ise bunların her üçünü de (ve tabii, kendisini de) eleştirip denetleyerek sistemin doğru işlemesine katkıda bulunur.
Gözcülük işlevi, en çok soruşturmacı habercilik olaylarında somutlaşır. Kuşkusuz kimi güç odakları habercilerin çabalarıyla ortaya çıkan balçıktan rahatsız olur, konuyu bir medya komplosu olarak göstermek ister.

Örneğin, Watergate skandalı sırasında Başkan Nixon da böyle yapmıştır.
Malatya'daki skandalı verişi konusunda medyayı eleştiren Başbakan Erdoğan arkadaşımız Murat Yetkin'e şöyle demiş:
"Medyayla da, medyasız da olmuyor!"
O sözün doğrusu şöyle olmalı: Özgür ve bağımsız medyasız demokrasi olma