BIST 10.096
DOLAR 32,38
EURO 34,70
ALTIN 2.404,37
HABER /  POLİTİKA

Gül'ün saçı 4 ayda nasıl ağardı?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Londra dönüşünde gazetecilerle sohbet etti. Gül'ün uçakta yaptığı açıklamalar gündemde yeni tartışmalar yaratacağa benziyor.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, siyasetin zorluğundan bahsederken, saçlarının 4 ayda ağardığını açıkladı. Gülün saçı hangi görevdeyken ağardı? İşte Cumhurbaşkanı'nın tarihte yerini alacak açıklamaları.

TEZKERE DÖNEMİ SAÇLARINI AĞARTTI

Cumhurbaşkanı'ndan, tarih sayfalarına yazılacak tezkere açıklamaları... İşte o dönemde Başbakan olan Gül'ün, hararetli tartışmaların arka planında yaşadığı vicdan muhasebesiyle ilgili sözleri devlet görevinin zorluklarını ortaya koyuyor. " Dört ay uyuyamadım. Askerin, Başbakanlığa o kadar çok geldiği günlerde en çok üç saat uykum vardı. Çocuklar, kadınlar gözümün önüne geliyordu. Bardağın dolu tarafına bakıyorum dolu, boş tarafına bakıyorum boş geliyordu" Bu sözler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Başbakanlığı döneminde yaşadıklarıyla ilgili dile getirdikleri. Cumhurbaşkanı'nın  Londra  proğramına katılan gazeteciler izlenimlerini köşelerine taşıdı. İşte yazarlardan satır başları:

İSMAİL KÜÇÜKKAYA (AKŞAM)

Londra ziyareti sona ermiş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, prestijli Chatham House Ödülü'nü Kraliçe'den almış, dönüş yoluna koyulmuştuk. Sorularımız vardı, Ahmet Sever organize etti, Cumhurbaşkanı'nın yanına geçtik.

Sonra sorular...

Ödülle ve Londra'daki siyasi temaslarla başladık. Gül, İngiliz siyasetini önemsiyor, diplomasi geleneklerini övüyor ve Türkiye'yle ilgili Londra'daki havayı 'Bugüne kadarki en iyisi, en olumlusu' diye tanımlıyor. Dün yazmıştım, bunu İngilizlerin ABD gibi stratejik düşünmesine bağlıyor.

KRALİÇE'DEN AVRUPA'YA TEPKİ

(....) Türkiye üzerindeki baskı azalıyor, haklılığımız yavaş da olsa kabul ediliyor.
O arada Kraliçe'nin, 'Avrupalılar nasıl olur da Türkiye'yi anlamaz, bu derinliği nasıl göremezler' diye tepki gösterdiğini Gül'den öğrendik.

CUMHURBAŞKANI ASANSÖRDE MAHSUR KALDI

Dedim ya Gül keyifliydi, gün içinde The Economist ziyareti yapmıştı. Meğer orada asansörde mahsur kalmış hem de kendi ifadesiyle '5-6 dakikadan fazla, 10 dakika kadar'...
Gülerek anlattı. Asansörde durmadan fazla kilo anonsu yapılmış, 'Halbuki tıka basa dolu değildi' dedi.

ŞİRKETLERE DE YANSIYOR

Gül, Hüsnü Özyeğin'in törende yanına giderek kutladığını anlattı. 'Bu olanlar sayesinde şirketlerimizin değeri artıyor' dedi. 'Çok önemli bunlar, patronlar bugün satılığa çıkardıklarında şirketleri için rüyalarında görmedikleri teklifler, paralar alıyorlar' diye ekledi.

VE TARİHİ AÇIKLAMALAR

Bir ara yazılmak ve yazılmamak üzere olan bölümler iç içe geçti. Gül samimiyetle görüşlerini anlattı. Kritik noktalara 'Bunu yazmayın' dedi. Üç yerde özellikle uyardı. Günlük polemiklerden kaçınıyor. O kısımları ayıklıyorum.

Bazı sözler gündem yaratır ama bugünün konusu değil, gelecek yıllarla ilgili. Bir de kapatma davasıyla ilgili sözler var tartışma yaratacak, off the record bölümünde saklı. Sonra müthiş bir bölüme sıra geldi.

BAŞBAKAN'LA GENELKURMAY'IN DİYALOĞU

Gül'e tezkere sorusu yöneltildi, daha doğrusu 'tezkerenin geçmemesi doğruydu' yorumunu dile getirdi bir arkadaş.

Cumhurbaşkanı'ndan heyecan verici açıklamalar geldi. 'İyi oldu, kötü oldu yorumuna' girmedi. 'Zor günlerdi' dedi. Dört ay uyuyamamış, 'O günlerde en çok üç saat uykum vardı' diye çetin geceleri hatırladı.
'Çocuklar, kadınlar gözümün önüne geliyordu' diye ekledi. Saçları o dönemde ağarmış. Gül başbakandı, uzun tartışmalar, hararetli müzakereler yaşanmıştı. Türkiye'nin çıkarlarına en uygun kararı vermeye çalışıyorlardı. Genelkurmay Başkanı'yla aralarındaki 'tarihi diyaloğu' şu sözlerle açıkladı Cumhurbaşkanı:

'Askerlerin Başbakanlığa o kadar çok geldiği dönem olmamıştır. Bir tek Kıbrıs çıkarması hariç. Genelkurmay Başkanı'na soruyordum, 'Sabahtan öğlene kadar bakıyorum bardağın dolu tarafını görüyorum, öğleden sonra akşama kadar bakıyorum boş tarafını görüyorum' diyordu.'

İSMAİL KÜÇÜKKAYA'NIN YAZISI

HASAN CEMAL (MİLLİYET)

Milliyet yazarı Hasan Cemal ise köşesini Kraliçe, Gül ve değişim üzerine yazdı. 
(...) Gül'le yine 'değişim'i konuştuk Ankara'ya uçarken. Kraliçe'nin Türkiye'de yaşanan değişimi izlediğini, "Avrupa Tlirkiye'nin kıymetini nasıl bümez" dediğini ve AB üyeliğimizi desteklediğini söyledi.
Bir ara konu CHP'den açıldı.

CHP AÇIKLAMASINA SANSÜR..

Cumhurbaşkanı Gül gazetecilerin CHP ile ilgili sorularını yazılmamak kaydıyla cevaplıyor. Hasan Cemal'in yazısında yazılmamak üzere bölümü bazı ip uçları veriyor:

İngiltere'de İşçi Partisi lideri Tony Blair'in 1990'larda partisini nasıl değiştirerek iktidara getirdiğine değindi.
Kendilerinin de 1990'larda nasıl bir değişim, dönüşüm sürecinden geçerek siyasal iktidar yolunu açtıklanna işaret etti.

SİYASET TARZI DEĞİŞMELİ

Bu arada yakındı: "Bizde çok şey değişiyor. Ama değişemeyen tek bir şey var: Siyaset tarzı... Birbirimize karşı kullandığımız dil, üslup maalesef değişmiyor." Ama değişime çare yok. Günün birinde şöyle ya da böyle, sancılı ya da sancısız bir gün kapıyı çalıyor. Herkes, hepimiz bundan payımızı alıyoruz.

HASAN CEMAL'İN YAZISININ TAMAMI