BIST 10.251
DOLAR 32,30
EURO 34,80
ALTIN 2.406,30
HABER /  GÜNCEL

Generali zora sokacak faks

11 askerin şehit olduğu Gediktepe saldırısında ihmal iddialarını doğrulayan faks ortaya çıktı..

Abone ol

Saldırıdan iki gün önce Emniyet, örgütün büyük bir saldırı yapacağını gün ve saat vererek uyarmış. Teröristleri çoban sanan Balyoz sanığı komutana bağlı olan karakola uyarı faksı geçilmiş.

Hazırlanan rapor 16 Haziran saat 21.20'de Şemdinli Jandarma Karakolu'na fakslanmış.

Taraf gazetesi terör örgütü PKK'nın kanlı Gediktepe baskını öncesi hazırlanan istihbarat raporlarına ulaştı.

RAPORDAN 30 SAAT SONRA BASKIN

Şemdinli Terörle Mücadele Büro Amiri Başkomiser Ahmet Yiyenoğlu tarafından Jandarma'ya gönderilen faksta 17 Haziran 2010'da PKK tarafından Gediktepe Üs Bölgesi'ne saldırı yapılacağı belirtildi.

Faksta baskının yapılacağı saatler bile verildi. Ancak hiçbir önlem alınmadı. Fakstan 30 saat sonra PKK Gediktepe mevzisine baskın yaptı ve 11 asker şehit oldu.



Raporda şöyle deniyor:

"Güvenilir kaynaktan alınan bir bilgide PKK, 17.6.2010 tarihinde Tekeli taburu veya Tekeli taburuna bağlı bulunan Hacı Bektaş dağı civarındaki askeri birlige (saldırı yapılma ihtimali çok yüksek) gündüz vakitlerinde büyük bir olasılıkla saat 14.00-15.00 veya 15.00-16.00 arası yapılacağı bilgisi alınmıştır. Arzederim."

KOMUTAN İZİNDE

Şemdinli Jandarma Komutanlığı Emniyet tarafından gönderilen bu rapor üzerine konuyu "acil" olarak 7. Hudut Alay Komutanlığı'na bilrdirdi. Buradan da konu Tekeli Tabur Komutanlığı'na, ardından da Gediktepe Üs Bölgesi'ne iletildi. Ancak bu sırada yıllık izne çıkmak için Gediktepe Bölük Komutanı Tekeli'deki tabura geldi. Baskın günü de izinli olduğu öğrenildi. İstihbarat raporuna rağmen yerine bir görevlendirme yapılmadı.

BALYOZ SANIĞI KOMUTAN ÇOBAN SANMIŞTI

Hatırlanacağı üzere saldırı sonrası Erdoğan ve Başbuğ'un saldırının yapıldığı Gediktepe'de saldırıya ilişkin bilgi veren Balyoz sanığı komutan Tümgeneral Gürbüz Kaya, baskın öncesi 23.30'da görüntü aldıklarını ve topçu ateşi açtıklarını, ancak karşılık verilmeyince onları çoban ya da köylü sandıklarını söylemişti.