BIST 10.159
DOLAR 32,21
EURO 35,08
ALTIN 2.471,84
HABER /  GÜNCEL

Evlenmek için baş açılır mı?

Başörtülülerle kim evlenecek' sorunu gündemde ya... Başörtülü kızlar "eğer sorun olsaydı kadınlar başını açarlardı" diyor!..

Abone ol

İNTERNETHABER
H. Kübra Kocaoğlu

 

Söyleşi için uzunca bir maratondan çıkmış, bu günlerde de üniversite tercihleriyle bunalmış Latife’nin evine gidiyoruz. Latife ve Betül iki kız kardeş. İkisi de başörtülü ve idealleri var. Latife, bu sene ÖSS ye girdi, iyi de bir puan aldı. Tıpkı Seda gibi.

Seda ve Latife şu sıralar üniversite tercihleri yüzünden büyük bir kararsızlık yaşıyorlar.

 EVLENMEK İÇİN BAŞ AÇILIR MI?

Betül S: Biz mesleki kaygılar taşırken gündem evlilik meselesiyle sarsıldı bir anda. Babam Ahmet Hakan'ın yazısını kesip getirmiş "kızım şuna bir bak bakalım" diye. "Türbanlılarla kim evlenecek sorunu" Ahmet Hakan gibi özünü kaybetmiş insanların taşıyacağı bir kaygı. O yüzden bunu çok görmemek lazım. Kendileri zamanında bir türbanlıya gönül verip de yüz bulamamış olabilir mi acaba?" Bir de evlenmek için kapanan insanları da görmek lazım. Böyle bir çok insan tanıyorum etrafımda.

BİZİM MAHALLEDE BAYANLAR EVLENMEK İÇİN AÇILIRDI

Demem o ki; böyle bir sorunu Ahmet Bey değil de bizim kesim görmüş olsaydı pek çok şahit olduğum bayan kapanmayı değil açılmayı tercih ederdi. Demek durum böyle söz edildiği kadar abartılacak boyutlarda değil. Sadece İslamcı erkekler arasında değil ki bu değişim. Farklı düşüncelere sahip, İslami düşünceden uzak bir erkek de düşüncelerine yenilik getirip, kapalı bir bayanla izdivaç edebiliyor örneğin. Bu kaygı duyulacak bir mesele değil bizler için.

Betül ise bir üniversite öğrencisi. Onun da kendisini bekleyen iş hayatıyla ilgili kaygıları var. Yaşadıkları kaygıları ve gündemdeki başörtüsü polemikleri hakkında ne düşündüklerini sorduk. Sıcak bir yaz akşamında evlerinin terasında keyifli bir söyleşiye başlamak niyetindeyiz. Fakat kızları konuşturmak sandığımdan daha zor oluyor. Ancak konu tercihlerden açılınca başlıyorlar anlatmaya.

 "TEHDİT OLARAK GÖRÜLMEYECEĞİM BİR MESLEK ARAYIŞINDAYIM"

H. Kübra Kocaoğlu: ÖSS tercihlerinin yapıldığı şu günlerde sizin birinci gündem maddeniz sanırım tercihler. Nereleri tercih edeceksiniz üniversite için? Başörtülü olmak, sizi tercih yaparken diğer arkadaşlarınızdan farklı olarak etkiliyor mu?

Latife S. : Hedeflerimiz çok büyük olmasına rağmen, bize sunulan 3-5 seçenek arasından kendimize en uygun gördüğümüzü hedef olarak seçmek zorunda kalıyoruz. Çünkü başörtüsüyle kabul göreceğiniz bir mesleğiniz olsun istiyorsunuz. Bu kısıtlamalar içinde kendime uygun gördüğüm savcılık gibi bir mesleğe, çeşitli kanun ve kurallar yüzünden uygun biri olarak görülmüyorum. Neticede hedeflerimin sapmaya uğrayacağı gerçeğini görerek kısıtlı zamanımda, kısıtlı bir ideal olan ve tehdit unsuru olarak görülmeyecek bir meslek arayışındayım.

Seda Y. : ÖSS'ye girdim ve tercih yapacağım. Hedeflerim iyi bir üniversitede iyi bir bölüm okumak ve mezun olduktan sonra mesleğimi yapabileceğim bir iş bulmak. Ancak bir başörtülü olarak başımı açıp okumak ve başörtülü olarak iş bulamamak gibi konular beni kaygılandırıyor. Tercihlerimizi yapacağımız şu günlerde müthiş bir karamsarlığın içindeyim. Nasıl bir meslek seçmeliyim ki başörtüm problem olmasın? Tercihlerimizi belirleyen kriter aldığımız puandan çok başımızdaki başörtüsü.

BEDELİ HERGÜN ÖDÜYÜROZ ZATEN

H. Kübra Kocaoğlu
: Betül sen bu kaygıları zamanında yaşamışsın ve şimdi üniversitede okuyorsun. Senin geleceğe dair düşüncelerin neler?

Betül S. : Ben alanımda yüksek lisans yapmak ve dil eğitimi almak istiyorum. Dil eğitimi için başörtüsü sorun teşkil etmiyor şimdilik fakat gel gör ki üniversitelerde, devlet kadrolarında ve özel sektörde herzaman beni zor durumda bırakan bir unsur olacak, mezun olduğumda başörtüsü. Ben ve benim arkadaşlarım bu bedeli hesapsızca hergün üniversite kapısından içeri girerken vermekteyiz zaten...
 
Latife S. : Eminim ki siyasetçilerce oy olarak görülen başörtüsü, medyada reyting ve tiraj olarak görülmekte. Yani asıl mesele ne laiklik ne başörtüsü ne de başörtülü kızların evlenemeyeceğinden duyulan üzüntüdür. Zaten bu komik polemik beni ve diğer başörtülü kızları korkutmaz. Çünkü tercih edilmediğimiz kişiler de aslında bizim tercih etmeyeceklerimizdir.

"HER ŞEYİMİZE KARIŞTILAR EN SON KİMİNLE EVLENECEĞİMİZ KALDI"

Seda Y. : "Medyadaki başörtülü kızlar kimlerle evlenecek?" polemiğini sadece komik buluyorum. Her şeyimize karıştılar en son kiminle evleneceğimiz kaldı. Evet, bizim kesimin erkekleri artık açık kızları daha fazla tercih ediyor doğrudur. Bence bu fikirlerindeki samimiyetsizliği gösteriyor. Sonuçta insan bir fikri savunuyorsa eylemleri de bu fikri desteklemelidir. Ancak bizim kesimin erkekleri başörtüsünü savunup, başörtüsüzü tercih ediyorlar.
 
"BİZİM MAHALLENİN ERKEKLERİNİN CEBİNDEYİZ"

 Latife S. : Erkeklerin bize olan bakış açısı bence, hangi mahallede olduğuyla değil daha çok ne kadar geniş düşünebildiğiyle ve saygı ölçüsüyle ilgili. İllaki bir genelleme yapılacaksa aynı fikirlerin etrafında toplandığımız bizim mahallenin erkeklerinden saygı görmemiz muhtemel. Diğer mahallenin erkeklerince "Niye bunu örtmüş ki? Ama yakışmış'' dedikleri kızlarız. Bizim mahallede ise "bunların hepsi cepte, günü gelince bizimdir" gözüyle bakılıyoruz.
 
Betül S. : Ben insanları "şu-cu, bu -cu" diye ayırmaktansa özünde "insan mı?" diye tartmayı daha mantıklı buluyorum ama zıt fikirlere sahip bazı erkekler arasında da nezaketi elden bırakmayanlar oluyor elbette. Biraz insanlıkla ilgili diye düşünüyorum. Saygı nedir bilen insan, muhtemelen benim dini inançlarıma da saygı gösterecektir. O yüzden başörtüsünü bir bayanda hoş görmeyen ama bunu da asla karşısındakine lanse etmeyen beyefendiler görebiliyoruz her alanda.

DİĞER MAHALLENİN ERKEKLERİ BİZE DAHA SAYGILI

Seda Y. : Benim her iki mahallenin erkeklerinden de arkadaşlarım, tanıdıklarım var. İki taraftan da  bize karşı bir saygı görüyoruz. Ancak diğer mahalle erkeklerinin bize, kendi mahallelerinin kadınlarına göre daha fazla saygı gösterdiklerini düşünüyorum. "Hanımefendi" bir yapıyı başınız kapandığında üstünüzde hissediyorsunuz. Sanırım onlar da hissediyor bunu.

 

Aslında başı açık arkadaşlarımızla yaşam biçimi olarak çok az noktalarda ayrılıyoruz. Bazen öyle durumlar oluyor ki aramızda ki tek fark başımızdaki örtü oluyor. Ama toplumun bakış açısı hemencecik ayırıveriyor sizi arkadaşlarınızdan. Bazen iyi, bazen kötü... 

 

[PAGE]

 

TEHDİT DEĞİL ARKADAŞIZ

Latife S.Bence, başörtülülerin her yaptığının olay olması bile ötekileştirildiklerimizle  birarada olmamızdan dolayı. Alışverişte, iş yerlerinde, okullarda... Peki aynı ortamları paylaştığımız insanlardan çok farklı bir yaşam sürdüğümüz söylenebilir mi? Farklılık aslında bizi eleştiren insanların kafalarının içinde. Ayrıca pek çok arkadaşım açık ama en ufak bir iletişim eksikliği yaşamıyoruz, insanlar saygı duymayı bildikleri sürece. Biz farklı fikirlerden pek çok arkadaş o kadar iyi anlaşıyoruz ki, arkadaşlarımız bizi "tehdit" olarak değil, "arkadaş" olarak görüyor. Ama bazı kesimlerce, sistem için tehdit olarak görüldüğümüzü hissediyorum. Çünkü pek çok dernek sırf bizlere duydukları rahatsızlıklar yüzünden kuruldu. Peki, onları rahatsız eden neydi? Bence gözlerini diktikleri koltukları kapıverecek olduğumuz kuşkusunu uyandırmamızdı. Yani asıl dertleri bizim gibi demokrasi ve özgürce yaşama isteği değil, bizim kökten savunduğumuz değerler adı altında bizi kendi fikrimizin düşmanı olarak gösterip daha sonra üstü kapalı bir oligarşinin içinde olmak.

 


"BİZİM SİSTEMLE BİR ALIP VEREMEDİĞİMİZ YOK"

 

Betül S. : Burada şunu iyi ayırmak lazım, bizi sistem için tehdit olarak gören var, görüyoruz deyip de malzeme yapan var. O yüzden bu farkı iyi özümsemek lazım. Bizi anlayan tehdit olmadığımızı zaten bilir. Bir de dolma akıl diye tabir edebileceğim bir kesim var. Onlar için durum vahim, "biz öcü, biz canavar, biz örümcek kafalı"... Bu insanların kafaları birileri tarafından saçma düşüncelerle doldurulmuş, araştırma zahmetinde bulunmamış, tembel insanlardır. Dolma değil dökme akıl olmak lazım.
  

Ben, neden sistem için tehdit olayım ki? Sistem kendi kendini yeyip bitirirken. Doğru bir şeyleri bozmaya çalışan unsur tehdit oluşturur. Bizim sistemle bir alıp veremediğimiz yok zaten sistemin kendine hayrı yok!
 

"AYŞE NE HALTLAR KARIŞTIRIYOR"

 

H. Kübra Kocaoğlu:: Ayşe Arman, önce soyundu sonra tesettüre girdi ve tesettürlülerin neler yaşadığını yorumladı kendince. Siz bir başörtülü olarak bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
Latife S. : Arman'ın, yaşadığımız 2.sınıf vatandaş muamelesini göstermek istediğini düşünmüyorum. Gayesi ''bakın örtü insanı nasıl çirkinleştirir, örtü insanı dünyadan nasıl mahrum bırakır'' diyebilmek. Ne yazık ki o kısıtlı düşüncelirini sanki büyük bir marifetmiş gibi ballandırarak ,zulmü ortaya çıkaran kurtarıcı edasıyla gazetesinin köşesine taşımasını doğru bulmuyorum. Biz taşıdığımız örtüden, fikirden memnunken; onun bizleri konu ederek araştırma yapmasını gereksiz buluyorum.
 
Betül S. : Tabi onları da anlamak gerek, ekmek kapıları ne de olsa. Hürriyet'e  iyi bir haber çıkarmaları lazım. Genel yayın yönetmeni baskı uygulayınca zorda kalanlar için, bir köşede itina ile saklanan, yeri geldiğinde ısıtılıp tekrar halkın önüne sunulan "tesettür/başörtüsü"  meselesi imdatlarına yetişiyor. Ayşe Arman akıllı kadın, bu sefer daha farklı yaklaşmış olaya, kılıktan kılığa giriyor hergün... Ayşe haşemalı, Ayşe kuaförde, Ayşe Reina'da, Ayşe umrede, Ayşe hacca gidiyor, Ayşe gelecek, Ayşe nerde?, Ayşe yine ne haltlar karıştırıyor... Ooo bakın bir seri oluşturduk bile. Bir müddet idare eder bu mevzu Ayşe Arman'ı.

 

Seda Y. :Ayşe Arman’ın yazısını samimi bulmadım. Bence Ayşe Arman başörtülüleri anlamak değil daha rahat eleştirebilmek için böyle bir çalışma yapmış. Bu yüzden rahatsızlık duydum.