BIST 10.895
DOLAR 32,18
EURO 34,93
ALTIN 2.503,07
HABER /  GÜNCEL

Ertuğrul Özkök artık haddini bilecek!

Bir gazete yazarı ile siyasetçi arasında tartışma ilk değil. Ama Özkök ile Çelik'in tartışmasında ilginç noktalar var.

Abone ol

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik arasındaki kriz sürüyor.

"Ara rejim çuvalladı" yazısı nedeniyle Çelik'in "İktidar partisi kimsenin şamar oğlanı falan değildir" eleştirisine uğrayan Özkök, "Artık haddimi ve konumumu bileceğim" dedi.

Bu arada Özkök ilginç bir iddia daha ortaya attı. Buna göre Anadolu Ajansı yazısı üzerine bir açıklama yapan Çelik'in sözlerinden "Ayaklar altına almalıyız" ifadesi haberlere yansımadı.

Özkök yazısı üzerine yapılan basın toplantısını bir ilk olarak nitelendirerek şunları söyledi:

"Hakaret yoktu ama bu yazıda kullandığım ifade bazıları tarafından ağır bulunabilir.
Doğrusu yazarken, tarafı bulunduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin iki kararından cesaret almıştım.
1995 tarihli Siadet Tromso ve Stensaas kararı:
"Basın özgürlüğü, belirli bir ölçüde abartma hatta tahrik içerebilir."
1986 tarihli Lingens kararı:
"Basın özgürlüğü kamuoyuna, siyasal liderlerin düşünceleri ve davranışlarını öğrenmek ve bunlar hakkında bir kanaat oluşturmak olanağı sağlar. Daha genel olarak siyasal tartışma özgürlüğü demokratik toplum kavramının temelidir. Bu nedenle bir siyasetçiye yöneltilen eleştirilerin kabul edilebilir sınırları, özel bir kişiye kıyasla daha geniştir."

BU ZİHNİYETİ AYAKLAR ALTINA ALMALIYIZ

Sayın Çelik, attığımız manşetler ve yazdığım yazılardan dolayı hakkımızda dava açılacağını ima etti.
Merak ediyorum bu sözler ne anlama geliyor?
Bağımsız mahkemelere bir talimat mı, özel bilgi mi yoksa basit bir temenni mi? Onu da göreceğiz.
Bir de AA'nın, o kadar uzun haberine koymadığı bir cümle var.
Sayın Çelik, hakkımda darbecilikten şakşakçılığa kadar her türlü ağır ifadeyi kullandıktan sonra, bu zihniyeti "Ayaklar altına almalıyız" diyor.
İktidarı elinde bulunduran bir siyasetçinin "ayaklar altına almak" ifadesi çok doğal olarak beni korkuttu.
Çalıştığım müessese adına korktum.
Ailem adına korktum.
Kendi adıma korktum.
O nedenle, bundan böyle, bu konulara girmemeye, girersem de görüşlerimi mümkün olduğunca temkinli yazmaya gayret edeceğim.
Sayın Çelik, "Haddimi ve konumumu bilmem gerektiğini" söyledi.
Emin olsun bileceğim...