BIST 9.071
DOLAR 32,38
EURO 34,98
ALTIN 2.326,16
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Erkek önce dövüyor sonra sevişiyor

Kocanızdan yediğiniz ilk tokatı sakın affetmeyin. Buna tepki vermezseniz, ömür boyu dayak için bol bol malzeme bulur.

Abone ol

Afyonkarahisar'da düzenlenen 'Kadına Karşı Şiddet' başlıklı panelde konuşan Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi Uzmanı Kamile Yılmaz, "Şiddet ilk uygulandığında durdurulabilir. Eğer ilk uygulandığında durdurulamıyorsa şiddet yıllarca yaşam boyu devam eder" dedi.

Türk-MSIC Afyon Kocatepe Kulübü ile Afyonkarahisar Belediyesi Kent Konseyi işbirliğinde Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde (AKÜ) "Kadına Karşı Şiddet" konulu bir panel düzenlendi.

Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi Uzmanı ve şiddet gören kadınların hikayelerinin kendi ağızlarından anlatıldığı Burçak Tarlası kitabının yazarı Kamile Yılmaz, 1990'lı yıllardan bu yana Antalya'da kadına yönelik şiddet ile ilgili olarak çalışmalar yapıldığını belirterek, şiddetin gizlenmesi nedeniyle durdurulamadığının görüldüğünü ifade etti.

Küçük saldırılar ile başlayan fiziksel şiddetin ölümcül bir dayak ile bile sonuçlanabildiğini söyleyen Yılmaz, "Şiddet küçük saldırılar ile başlayıp bir süre sonra bedene yönelik büyük şiddete dönüşüyor ve kimi zaman ölümcül bir dayak bile olabiliyor. Bu noktadan sonra şiddete bir süre ara veriliyor ki biz buna 'balayı dönemi' diyoruz. Erkek o dayaktan sonra karısı ile sevişebiliyor bile. 'Bana bunu yapmasaydın seni dövmezdim' diye savunma dahi yapabiliyor. 'Sen beni tahrik ediyorsun' diye kimi zaman ona hediyeler alıp kadına suçluluk duygusu bile duyurabiliyor. Kadın 'ben şunu yapmasaydım kocam beni dövmezdi' diye adamın değişebileceğini düşünüyor ve her şeyin normale dönmesini çok uzun süreler bekliyor" diye konuştu.

"ŞİDDETİN SAKLANMASI DOĞRU DEĞİL"

Şiddetin durmasını beklemenin ve şiddeti saklamanın yanlış bir yol olduğunu dile getiren Yılmaz, şiddettin durdurulması gerektiğini söyledi. Yılmaz, "İlk şiddette bu durum durdurulabilir ve deşifre edilirse şiddet bir daha ortaya çıkmayabilir. Deşifre edilmesi durumunda şiddeti uygulayan geri adım atabiliyor çünkü durum herkes tarafından bilindiği için geri adım atma yoluna gidebiliyor. Şiddet uygulanan kadınlarda öncelikle özgüven kayboluyor. Bu o kadar ileri boyutta gerçekleşebiliyor ki bir yere yalnız
gidemez, kendini ifade edemez ve çevre edinemez hale geliyor. Uzmanlar şiddet görenlerin artık normal insan olmadığını söylüyor. O nedenle şiddeti saklamak kesinlikle doğru değildir. Bakınız bazı türkülerimizde ilginç sözler vardır. Mesela 'o tepeden bu tepeye oyun olur mu, 14'ünde Nazife hanıma doyum olur mu' bir türkü sözüdür. Bunlar türkülerde bile vardır. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi bizim de artık çocuk yaşını kabul etmemiz gerekiyor. 18 yaşından küçüklerin korunması için gerekli yasal düzenlemeler ile birlikte kültürümüzde de bunun yer etmesi için eğitim programları düzenlenmelidir. Kırılan kol yen içinde saklandığı sürece kangren olma olasılığı yüksektir" dedi.

"TÜRKİYE'DE ACİLEN 50 BİN KADIN İÇİN SIĞINAK İSTİYORUZ"
Avrupa standartlarında kadın ve çocuklardan oluşan 7 bin 500 nüfusa, bir kadın ve çocuk sığınma evi düştüğünü dile getiren Kamile Yılmaz, "Biz çok acil olarak 50 bin kadın için bir sığınak istiyoruz. Şiddet görmüş kadınlar bazen günlerce sokakta kalmak zorunda olabiliyorlar. Çünkü evine döndüğü zaman öldürüleceği için bir can güvenliği durumu söz konusudur. Şiddet konusunda şu ana kadar pek çok kitap yazılmış olsa da kadınların ağzından tek kelimesine bile dokunulmadan tamamen yaşananların aktarıldığı bir kitap olması Burçak Tarlası'nı ayrı kılıyor. Kitapta düşlerinizin alamayacağı işkenceler var ki bunu şiddet gören kadının sevdiği, seviştiği ve koynunda yattığı erkekler tarafından yapılmış" şeklinde konuştu.

"ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLAR HUKUK YOLLARA BAŞVURABİLİR"
Afyonkarahisar Belediyesi Kent Konseyi Kadınlar Meclisi Başkanı Av. Selcen Hıdıroğlu ise, şiddete uğrayan kadının bu andan itibaren başvurabileceği hukuki yolları anlattı. Kadınların sosyal hizmetler müdürlüklerine, Alo 183 Kadın, çocuk, özürlü sosyal hizmet danışman hattına ya da sağlık kuruluşları, polis merkezleri, jandarma karakolları gibi mercilere müracaat etmelerinin sürecin başlangıcını oluşturduğunu anlatan Hıdıroğlu, "Şiddete maruz kalan kadın, yeni medeni yasa ile birlikte getirilen akabinde gündeme alınan yürürlüğe konan Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun da bunarlı harekete geçiriyor. Karakollara ya da hastanelere başvurduğunuzda varsa bir şikayetiniz bununla ilgili tutanak düzenleniyor. Bununla ilgili şikayetinizde ısrar ediyorsanız cumhuriyet savcılıklarına kovuşturma neticesinde şiddete başvuran kişi hakkında bir ceza kovuşturması başlatılıyor ve yargılama neticesinde en hafif bir yaralanmada dahi asgari ceza sınırı 3 aydan başlamak üzere bir cezaya mahkum ediliyor. Bu kanunla ilgili ya da diğerleri ile ilgili yapılacak tüm başvurularda herhangi ücret talep edilmemektedir" diyerek konuştu.