BIST 10.267
DOLAR 32,26
EURO 34,77
ALTIN 2.411,14
HABER /  GÜNCEL

Ergenekona 7500 muhbir!

Ergenekon İddianamesi, ilginç bir tedayı ortaya koyuyor. İşte MİT'e benzer bir yapılanma ve istihbaratçıları!

Abone ol Telefondaki iki kişi arasında şöyle bir diyalog geçer: “Bazı erkler bu işi çözemiyorsa, çözecek birilerinin çıkması gerekiyor. Yani Genelkurmay şöyle diyor: Beni bağlamıyor artık, şu süreçten sonra. Bir elimizde kalan ordumuz var güvendiğimiz.

Adı Erkut Ersoy… 1969 Üsküdar doğumlu. Düzce’de ikamet ediyor. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nden İktisat Bölümü mezunu. Kendisini ‘bilişimci’ olarak tanıtıyor. Üniversiteden sonra çeşitli bankalarda çalıştı. Sonra istihbarat çalışmalarına merak saran ve illegal olarak 1998 yılında istihbarat toplamaya başlayan Ersoy, bir süre sonra bunu alenileştirerek Özel Büro’yu kurdu. Burada 22 yönetici ve dört ayrı komitede yaklaşık 7 bin 500 ‘muhbir’le çalışan Erkut Ersoy’un Ergenekon davasında ismi, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz, Kuddisi Okkır ve İsmail Yıldız ile birlikte, başında Mehmet Fikri Karadağ’ın bulunduğu lobinin çalışmalarını sürdüren sivil yöneticiler olarak geçiyor. “Silahlı terör örgütüne üye olma” ve “hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme” suçlarıyla yargılanan Erkut Ersoy, daha önce verdiği bilgilerin aksine, bunu reddediyor.

"Ben psikolojik rahatsızım"
Yakalandıktan sonra 24 Ocak 2008 tarihinde polise verdiği ifadede, olayı tamamen küçülterek, kısa bir süre önce internet üzerinden ‘Özel Büro İstihbarat Grubu’ isimli bir e-mail grubu oluşturduğunu, basından takip ettikleri bazı yazıları paylaştıklarını, bunun kapsamının da bin 100 kişi ile sınırlı olduğunu söylüyor. Hatta, 2002 yılında psikolojik rahatsızlık geçirdiğini, zihninin kontrol edildiğine inandığını ve bununla ilgili olarak da bu tür çalışmalar içine girdiğini aktarıyor. Ersoy, polis ifadesinde sık sık hep MİT’te çalışmak hayali olduğundan dem vurarak, “...Genelkurmay’dan kimse ile görüşmedim. Abartmamın sebebi ise MİT benim uhdemdir ve bu konularda kendimi abartarak anlatmaktayım.” ifadelerini kullanıyor. Ancak, Ergenekon iddianamesi, kendini akli dengesi bozuk, hayallerinin peşinde koşan bir adam gibi tanıtan Erkut Ersoy’u yalanlıyor. Örgütlenmenin ‘lobi’ belgesinde yer alan hedeflere uygun olarak istihbarat ve propaganda faaliyetleri ile görevlendirildiği, bu görevi kapsamında sahibi bulunduğu www.ozel-buro.com internet sitesi aracılığı ile elekt-ronik ortamda propaganda yaparak örgüte eleman kazandırdığı, bunlar vasıtasıyla örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat toplayıp kişilerin siyasî, felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine ilişkin bilgileri hukuka aykırı olarak kaydettiği, yönetime karşı askerî bir müdahalenin sağlanması için yine internet üzerinden propaganda yaptığı iddia ediliyor.

Çarşaflı, cübbeli, sakallı takip
Ersoy’un dinlemeye takılan ifadeleri de bu hedeflerini açığa koyuyor. Funda isimli bir şahısla yaptığı telefon konuşmasında, “Biliyorsun 31 Mart itibarıyla DSS ve Dağıtım komiteleri gruplarını kapatıyoruz. Sahada olmamız istendi bizden, yani daha çok artık halkın içerisinden toplayacağız istihbaratı.” bilgisini veriyor. Yine Ersoy, Özlem isimli bir şahısla yaptığı telefon konuşmasında da kendisinin Düzce’deki PKK ile ilgili çalışmaları üstlendiği bilgisini verdikten sonra, “İşte Hizbullah olsun, diğer İslami fonksiyonlar, biraz bu ortamdan da şey bulup cesaret bulup, böyle biraz Kur’an kursları açıyorlar, biz de bu şeylere karşı uyanığız, devamlı işte o ortamlara giriyoruz çıkıyoruz, arkadaşlarımız her türlü kılıkta onların içerisindeler yani, devamlı takip ediyoruz, herhangi bir durum var mı yok mu ne gibi bir şeyler olacak, işte telefon takibi şu bu işte.” diyor. Kendisinden görev isteyen Özlem Hanım’ı reddeden Ersoy, “O zaman kara çarşafa girmeniz lazım, bizim buradaki elemanlar kara çarşaflı, kara cübbeli, sakallı geziyorlar, kara çarşafa gireceksiniz yirmi dört saat gelin buyurun.” cevabını veriyor.

Mehmet Fikri Karadağ’a bağlı olarak çalışan, Düzce’de yaşayan ama internet üzerinden çok geniş bir grup kuran, bunu yaptıkları toplantılarla gerçek hayata da aktaran Erkut Ersoy’un iddianame, telefon dinlemeleri ve polis kaydındaki ifadesinin yanı sıra daha önce yaptığımız röportaj da faaliyetlerine ilişkin vahim bilgileri ortaya koyuyor. Ersoy’u, daha önce yazılmamış kısımlarıyla birlikte, bir de bu röportajda kendisinden dinleyelim.

Emine Dolmacı/ Zaman