BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan iletişim üstadıymış!

Erdoğan'ın dış politika danışmanı Egemen Bağış, böyle söylüyor. Peki Bağış nereden bu kanaate vardı? Fatma S. Yüksek yazdı.

Abone ol

FATMA SİBEL YÜKSEK
İnternethaber/ANKARA

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Liman açılımı' tartışmalarında kullandığı üsluptan dolayı çok eleştirildi..Ama, Erdoğan'ın dış politika danışmanı, İstanbul milletetvekili Egemen Bağış, aynı kanatte değil.. 'Liman politikasının' bir 'strateji dehası' olduğunu savunan Bağış, 'Bir iletişim üstadı' olarak nitelediği Başbakan'a 'yargısız infaz yapıldığı' kanaatında...

İşte Bağış'ın sorularımıza verdiği yanıtlar:

Egemen Bey, liman önerisi neden bu kadar tartışma yarattı sizce?

Dış politikada tartışma yaratmasının nedeni şaşkınlıktan kaynaklandı. Hiçbir AB ülkesi Türkiye’den tam da liderler zirvesinin arifesinde böyle
bir açılım beklemiyordu... O yüzden, bu teklifimizle bir anda ne yapacaklarını, nasıl bir tavır takınacaklarını bilemediler...

İçerideki rahatsızlık neden kaynaklandı?

İç politikada neden tartışmalara neden olduğu hakkında sanırım çok fazla söze gerek yok. Muhalefetin ve AK Parti’nin başarısından rahatsız olanların
içinde bulunduğu çaresizlik bu konuda da kendini açıkça gösterdi ve bir anda bu açılımla çok ciddi kazanımlar elde ettiysek de “vatan elden gidiyor”
naraları bunları gölgede bıraktı.

Bu kadar tepki doğurduğuna göre hiç mi 'strateji hatası' yoktu bu işte?

Ben bunun strateji sorununun aksine,'bir 'strateji dehası' olduğunu düşünüyorum. Artık, Kıbrıs Rum Kesimi Dışişleri Bakanı bile KKTC’ye uygulanan uluslararası ambargonun kaldırılmasına olumlu yaklaştığını ifade edebiliyorsa, bu,onların ne kadar köşeye sıkıştığını ve ülkemizin hangi
konuma geldiğini ortaya koyuyor.

Başbakan Erdoğan, "B ve C planlarımız" var demişti. B planının 'sınırlı liman açma' önerisi olduğu ortaya çıktı. C planı nedir?

Sadece Kıbrıs konusunda değil, tüm iç ve dış politikada AK Parti hükümetinin A,B, C; hatta D ve E planları vardır...

'E planı 'bile var öyle mi?

E planı da var... Ve bu planların hepsi yoğun bir çalışmanın neticesinde ortaya çıkan, en ince detayına kadar “ne getirir, ne götürür” hesabı yapılan planlardır.

Biraz bilgi alabilir miyiz bu C, D ve E planları hakkında?

Dış politikada henüz uygulanmamış olan bu planların kamuoyuyla paylaşılması hiç uygun bir davranış olmaz...

Ne zaman öğreneceğiz peki?

Paylaşılması gereken yerlerle paylaşılır...

Sayın Başbakan'ın örneğin Kıbrıs gibi ulusal konularda 'istişare' anlayışı nedir? Diğer kurumlar, Bakanlar Kurulu, danışmanları, muhalefet vs ile diyalog konusunda tam olarak ne düşünüyor? Örneğin liman atağından 'dış politika danışmanı' olarak sizin haberiniz var mıydı?

Başbakanımızın en fazla önem verdiği konulardan birisi “toplumsal mutabakat”. Bu yüzden kurumlar arası istişarenin gereğine de en çok inananlardan biri. Ülkemizin birlik ve bütünlüğüne zarar vermeyen her düşünce ve kurumla bilgi alış verişi yapmaktan hiçbir rahatsızlık duymayan; aksine bunun doğru kararlara ulaşmakta en önemli öğe olduğuna inanan birinin istişareye önem vermediği konusunda suçlanması yargısız infazdır.

Bu konuda 'kuralları ve titizliği olan' bir Başbakan mı Sayın Erdoğan?

Kesinlikle. Ancak,bu noktada başbakanımızın en titiz olduğu konu, kişilere olan düşmanlığın kurumun saygınlığına zarar vermek için bir araç olarak kullanılmamasıdır. Yani başbakanımız eğer bir kişi ya da grubun kendisine olan husumetini “Başbakanlık” makamına hakaret etmek amacıyla kullanacağına inanıyorsa onlara bu imkânı tanımaz...

Eleştiriler, 'Başbakanlık makamına hakaret' amaçlı mıydı?

Netice itibariyle, bu düşüncelere sahip olan Sayın Başbakanın, kararları kimseye danışmadan alması da düşünülemez. Nitekim, Kıbrıs konusunda da farklı bir şey olmadı. Aksini iddia edenlerin Ocak 2006 arşivlerine bakmalarını tavsiye ederim.

Siz, zaman zaman Sayın Başbakan'ın tercümanlığını da yapıyorsunuz. Erdoğan'ın Türkçe'nin spesifik deyimlerini de içeren kendine özgü konuşma üslubu, bazen işinizi zorlaştırıyor mu? Örneğin, "Bu böyle biline" veya "Ağzı olan konuşuyor" gibi deyimleri nasıl çeviriyorsunuz?

Başbakanımızın adeta bir 'iletişim üstadı' oluşu ve bunun jest ve mimiklerine yansıttığı rahatlık, bu tür Türkçe deyimleri, karşısındaki için anlaşılır kılıyor ve benim işim de çevirmenliğini yapan diğer arkadaşların işleri de doğal olarak kolaylaşıyor. Zaten hatırlayacağınız gibi, başbakanımızın fazla lisan bilmemesine rağmen dünya liderleriyle kurduğu samimi diyalog birçok uluslararası gazete ve dergide yazı konusu oldu. İşte onun bu özelliğinin ve TC tarihinin en iyi dış ilişkilere sahip hükümeti olmamızın sırrı da burada yatıyor. Artı, bu tür deyimlerin karşılığı olabilecek deyimler diğer lisanlarda da mevcut...