BIST 10.046
DOLAR 32,39
EURO 34,61
ALTIN 2.392,29
HABER /  GÜNCEL

Enkaza girip 65 yıllık eşini kurtardı o benim canımdan öte

Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde depremde yıkılan evlerinin enkazına sürünerek girip, 65 yıllık hayat arkadaşı Fatma Kundakçı'yı çıkaran 83 yaşındaki Mahmut Kundakçı, "65 yıllık evliyiz, o benim canımdan öte" dedi

Abone ol

Kundakçı ailesi, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlere Göksun ilçesindeki evlerinde yakalandı. İkinci depremde büyük oranda yıkılan evlerinden sağ salim çıkmayı başaran yaşlı çift, üniversite öğrencisi yeğenleri ve hayırseverlerin desteğiyle Ankara'ya getirildi.

79 yaşındaki Fatma Kundakçı, deprem sonrası yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle Mamak Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınırken, 83 yaşındaki eşi Mahmut Kundakçı da hastanede kendisini bir an olsun yalnız bırakmadı.

Bir yastıkta 65 yıla sığdırdıkları evlilikleri ve zor günlerde gösterdikleri dayanışmayla örnek olan Kundakçı çifti, yaşadıklarını AA'ya anlattı.

İlk depremde sabah namazı için kalkmaya hazırlandıklarını söyleyen Fatma Kundakçı, "Uyandım, ev gümbürdüyordu. Bir baktım benim adam şehadet getiriyor, sonra ben de şehadet getirmeye başladım. Çıkmak için kapıya kaçtık, son anda çıktık" diye konuştu.

İkinci depremi yaşadığı şokun etkisiyle tam olarak hatırlamayan Fatma Kundakçı, sarsıntıların çok korkutucu olduğunu aktardı.

Mamak Devlet Hastanesi'nde tedavisinin çok iyi gittiğini belirterek, doktorlar ve hastane çalışanlarına teşekkür eden Kundakçı, "İyiyim çok şükür artık. Allah başka dert vermesin, kimseler çile çekmesin. İkinci sarsıntıda Mahmut olmasa ben orada ölürdüm, o gümbürtüde elimden tuttuğu gibi çekti beni, kurtardı. Ben onu Allah için çok seviyorum, iki sene kucağımda bebeğimle asker yolunu bekledim" ifadesini kullandı.

83 yaşındaki Mahmut Kundakçı ise ikinci depremde kerpiç evlerinin büyük oranda yıkıldığını söyledi.

Kundakçı, yaşadığı o anları gözyaşları içinde şöyle anlattı:

"Eşime ben bakıyorum, ikimiz yaşıyoruz. İlk depremde dışarı çıkmıştık. Sonra ben dışardaydım, hanım eve girmişti. Öğle vakti tam eve girecektim, demir kapıyı açtım o sırada bir gümbürtü koptu, ev üstüme geldi bir anda. Sanki yana yatıp tekrar doğruluyordu. Oğlum gelmişti, o beni kucakladığı gibi geriye çekti. 'Bırak beni hanım içerde. Ölürsem de öleyim, onu almadan olmaz.' dedim. 'Girme' dedi, 'gireceğim' dedim. Hanım kapının ağzına kadar gelebilmişti, kaldırıp çıkarmaya gücüm yetmedi ama sürünerek içeri girip elini sımsıkı tutup onu çektim. Sürünerek dışarı çıkarttım."