BIST 10.269
DOLAR 32,27
EURO 34,81
ALTIN 2.440,16
HABER /  GÜNCEL

Elif Şafak duvarları yıkın dedi

Yazar Elif Şafak İtalyanlar aracılığıyla Batı'ya sitem etti. seslendi. İslam karşıtlığından yakındı.

Abone ol

Yazar Elif Şafak, günümüz insanlarının zihinlerinde oluşturulan hudutlar ve duvarların kaldırılması gerektiğini söyledi. Şafak, Roma Uluslararası Edebiyat Festivali çerçevesinde dün gece Massenzio Bazilikası'nda düzenlenen toplantıda, çoğunluğu İtalyanlardan oluşan davetlilere hitaben yaptığı konuşmada, "Günümüz dünyasında, İslam'a karşı çok önyargı var. Batıda bir İslam fobisi var" dedi.

Edebiyatın zihinlerdeki hudutları ve duvarları aşmada önemli bir işlev üstlenebileceğini belirten Şafak, "Edebiyat, sınırları aşabilen bir güce sahip. Oysa günümüz dünyasında, tam tersine çok fazla sınırlar var, hudutlar var. Öncelikle zihinlerimizde hudutlar. Ama edebiyat, bize verilen kimliği sorgulamayı da sağlıyor. Bu açıdan edebiyatı, hudut yıkan bir şey olarak algılıyorum" diye konuştu.

"Baba ve Piç" adlı romanının bir süre önce "La Bastarda di Istanbul" adıyla İtalyanca çevirisi de yayımlanan Şafak, konuşmasında kendi yazarlık serüvenini de anlattı. Şafak, tuba ağacının kendisi için önemli bir metafor olduğuna değinerek, şöyle konuştu: "Kur'an-ı Kerim'deki tuba ağacı benim için önemli bir metafor. Kökleri yerde yani toprakta değil, havada olan bir ağaç bu. Edebiyatım da tıpkı onun gibi olsun isterim. Yani, hem yerleşik hem göçebe; hem buraya bağlı, hem evrensel. Kadınlardan çok iyi hikaye anlatıcısı çıkar geleneksel toplumlarda. Hafıza ve hikayelerin kaynağı kadınlardır hep. Kadınlar, kuşaktan kuşağa aktarırlar. Ben, Türkiye'de son derece zengin ve dinamik kadın kültüründen çokça besleniyorum yazarken." Şafak, İstanbul'un edebiyatla iştigal edenler için "bulunmaz bir hazine" olduğunu belirterek, "İstanbul, benim için dinmeyen bir aşk. Bu şehri anlamak için sokaklarını, insanlarını dinlemek lazım. Romancı, iyi anlatıcı olmakla yetinmemeli, aynı zamanda iyi bir dinleyici olmalı. Ben insanların hikayelerini dinlemeyi severim" dedi.

"DOĞU VE BATI HAYALİ KATEGORİLER. NE DOĞU SABİT NE BATI HOMOJEN"

ABD'deki 11 Eylül saldırılarının bir tür travmaya yol açtığını ve İslam konusundaki cehaletin de etkisiyle karşılıklı bir dışlama sürecine doğru gidildiğini söyleyen Şafak, "Doğu ve Batı hayali kategoriler. Bugün pek çok insan bu kategorileri, sabit ve birbirini dışlayan kategoriler gibi kullanıyor. Bunun böyle olmadığını görmek için İstanbul'a gelmek yeter. Aslında ne Doğu sabit ne Batı homojen" diye konuştu. Dünyada hiçbir ülkenin artık yalıtılmış vaziyette olmadığına değinen Şafak, aşırı uçların birbirlerini körükleme tehlikesine de dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Bir ülkede olup biten bir şey, bir başka ülkedeki gelişmeleri etkiliyor. O zincirleri, o bağlantıları görmemiz gerekiyor. Bu açıdan bakacak olursak Batı karşıtlığı İslam fobisini, İslam fobisi de Batı karşıtlığını körüklüyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, aşırı uçların birbirlerini körüklediğini, birbirlerini yarattığını, birbirlerini beslediğini düşünüyorum." İslam konusunda genellemeler yapmanın da yanıltıcı olduğuna dikkati çeken Şafak, "İslam coğrafyası çok sesli bir coğrafya. Tıpkı Hristiyanlığı yaşamanın farklı biçimleri olduğu gibi, İslam'ı da farklı farklı yaşama biçimleri var. Aşkı temel alan bir inanç ve düşünce sistematiği olan tasavvuf yeterince bilinmiyor, araştırılmıyor" dedi.

TASAVVUF VE EDEBİYAT

 Elif Şafak, tasavvuf ile edebiyat arasında bir paralellik bulunduğuna inandığını belirterek, "Tasavvufta da, edebiyatta da 'beni aşmak' çabasıdır aslolan. Tasavvuf, özünde aşkınlık arayışıdır. Hudutların, doğuştan sana verilen kimliğin ötesine geçme arzusu. Edebiyat da hudutları aşmak ister. Ben'in ötesine geçmek ister" diye konuştu. Medeniyet çatışması olasılığını bertaraf etmenin yolunun da kültürler arası diyalogdan geçtiğini anımsatan Şafak, "Birbirimizi daha fazla dinlemeyi öğrenmenin yararlı olacağına inanıyorum. Edebiyat da bunun en iyi yollarından biridir. Çünkü edebiyatın özü insandır. İnsana, insanın hikayesini anlatır. O hikayeyi okuyan kişi empati kurabilir, empati yeteneğini artırabilir. Bu anlamda ben, edebiyatın müthiş bir şey olduğuna inanıyorum" dedi.