BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Dink davasında iki flaş gelişme

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davanın 24. duruşması başladı.

Abone ol

Hrant Dink davasında mahkemeye ulaşan Telekomünikasyon İletişim Dairesi (TİB) kayıtlarında 5 kişinin sanıklarla irtibatlı olduğu iddia edildi.

Bugünkü duruşmaya damga vuran bir diğer olay ise Yasin Hayal'in ifadeleriydi.

"Beni yokedecekler."

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Yasin Hayal ile Erhan Tuncel cezaevinden getirildi. Hayal ve Tuncel, hakim ve savcıların kullandığı protokol kapısından adliyeye alındı.

Duruşmada söz alan Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin, "TİB tarafından gönderilen 6 bin 235 görüşme ve 9 bin 300 numaranın yer aldığı kayıtlarda, mahkemenizde yargılanmakta olan sanıklarla irtibatlı herhangi bir kişinin olmadığı bilgisi doğru değildir" dedi. Bu kayıtlarda bulunan kimi telefon numaraları ile dosya sanıklarının doğrudan irtibatının tespit edildiğini vurgulayan Çetin, "Dosyamız sanıklarından Mustafa Öztürk ve Sahil Hacısalihoğlu ile doğrudan irtibatlı olan ve çok sayıda görüşme yaptığı tespit edilen numaraların olay günü ve saatinde olay yerinde olduğu, olay günü bazı görüşmeler yaptıkları tespit edilmiştir" diye konuştu.

Çetin, "Olay günü bölgede bulunan 5 kişinin veya numaranın sanıklarla doğrudan irtibatlı olduğu ve olay gününden önce değişik tarihlerde değişik kereler görüşme yaptıkları ortaya çıkmıştır" dedi.

KORKUYORUM

Duruşmada söz alan Yasin Hayal ise savunmasında ilk kez kullanıldığını öne sürdü ve 'Korkuyorum. Gardiyanlar beni tehdit ediyor' iddiasında bulundu.

Hayal konuşmasında şu iddialarda bulundu:

''Ciddi saldırıya uğruyorum. Gardiyanlar tehdit ediyor. Beni kullanan devlet beni yok edecek.

Şu saatten itibaren isyan başlatıyorum. Şartlarımı yazılı veriyorum. Şartlarım yerine gelinceye kadar isyanım sürecek. Devlet beni bu cinayette kullandı ve şimdi beni yok etmeye çalışıyor. Başıma birsey gelirse sebebi Türkiye Cumhuriyeti'dir.

Bu olaylar olduğunda ben 20-25 yaşında bir çocuktum. Yoksul bir ailenin çocuğuyum. Erhan Tuncel dışarıda iken bana giyecek yiyecek para veriyordu. 'İlerisi güzel olacak, çok güzel işler yapacağız' dediler. Ben BBP Alperen ocaklarında Erhan'ı tanıdım. Erhan'ın devletle çalıştığını sonradan öğrendim. BBP'nin hürmetine kendisine sadıktım. Erhan Tuncel BBP Alperen ocaklarının başkanıydı. Ben ona güvenerek bu işlere girdim. Her an benim cesedimle karşı karşıya kalabilirsiniz. Otopsi falan yapmayın katilim bellidir.''