BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan Zana'ya dağı gösterdi

Başbakan Recep Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendiriyor.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- "Silah Kürtlerin sigortasıdır" diyen Leyla Zana'ya, Başbakan Erdoğan'ın cevabı çok sert oldu: "Milletvekili elbisesini bunun için giydiniz öyle mi? O zaman bu çatı altına niye geldin? Silahlı parlamenter sistem yok. O zaman sen de dağa çık."

İnanılmaz sertti Erdoğan... Hedefinde CHP ve özellikle de BDP vardı. Başbakanın bir de çarpıcı bir iddiayı dile getirdi: "BDP doğu ve Güneydoğu'nun CHP'sidir."

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e "onbaşı" diyen BDP lideri Demirtaş'a Erdoğan'ın tepkisi ağır oldu:  "Değil TSK’da onbaşı olmak, sana uşaklığını yaptığın terör örgütünde on tane koyun bile emanet etmezler. "

İlker Başbuğ'un tutuklanması tartışmalarına üstü kapalı değinen Erdoğan, yargıya destek mesajları verdi.

AYRIMI KÖRÜKLEYENLER YEZİD OLACAKTIR

Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya Irak'taki Şii-Sünni gerilimine değinerek başladı:

"Irak'ta Kerbela'ya dua için gidenlere saldırmak, İslamla insanlıkla nasıl bağdaşabilir? Böyle bir saldırıyı yapanlar ben müslümanım nasıl diyebilir. Hz. Ali bu topraklarda şehit edildi. Yetmedi mi? Bugün Irak'ta kendi kardeşini katledenler nasıl bir fitnenin sapkınlığın içinde olduklarını görmüyorlar mı?

İster sünni ister şii olsunlar ayrımı körükleyen gelecekte yezid olarak görülecektir. Bu ayrıma destek veren dış ülkeler, dökülen her damla kandan mesul olacaktır. Irak'ta yeni bir bölünme sadece Irak'ta değil tüm İslam coğrafyasında hayal kırıklığına neden olacaktır. Tüm kesimleri sağduyuya çağırıyorum. Irak'ta görmek istemediğimiz tek şey yeni bir kardeş kavgasıdır."

CEZAYİR HALKI BİZİ ANLIYOR

Erdoğan, Cezayir'de Fransa'nın işlediği soykırımı hatırlatmasından rahatsızlık duyan Cezayir başbakanına mesaj yolladı:

"Fransa Ulusal Meclisi’nin, tarihini bir kenara bırakıp Türkiye’deki 1915 olaylarıyla ilgili kararından sonra Fransa’ya Raunda ve Cezayir soykırımlarını hatırlatmıştık. Cezayir Başbakanı, bizim Cezayir soykırımını hatırlatmamızdan rahatsız olduğunu ifade etmiş. Kardeş Cezayir halkı bizi anlıyor. Ana muhalefet lideri anında gereken cevabı verdi. Bu noktada bir polemiği gereksiz olarak görüyorum ve kardeş Cezayir halkına kardeşlik mesajlarımı iletiyorum. "

Uludere'de 35 köylünün hayatını kaybettiği olayla ilgili konuşan Erdoğan, acı üzerinden rant sağlalmakla suçladığı CHP, PKK ve BDP'ye yüklendi:

PKK, BDP VE CHP AYNI DİLİ KONUŞUYOR

"Uludere'da acı olaydan sonra PKK, CHP ve bazı medya kuruluşları meseleyi istismar zeminin eçekmek için yoıun çaba içine girdiler. Terör örgütü tabutun ucundan tutarak acıyı tahrik vesilyesi olarak kullandı. BDP'liler de tabutun ucundan çekiştirererek tahrik gayretleri içine girdi. Bazı tabutların üzerine PKK ayrağını kullandılar. CHP de BDP ile PKK'nın aynı dilini kullanarak fırsat devşirme cabası içine girdi."

Olayın meydana geldiği yere gümrük noktası açılacağının müjdesini veren Erdoğan, konuşmasına partisinin yol haritasını anlatarak devam etti:

GÜLYAZI KÖYÜNE GÜMRÜK

"Olayla ilgili üç koldan inceleme sürüyor. Mağdur köylülerin durumunu iyileştirmek için çalışmalar sürüyor. Ödemeler en kısa sürede yapılacak. Gülyazı köyüne gümrük noktası açılması için incelemeler devam ediyor.

ÖNCE İNSAN SONRA DEVLET

Acı üzerinden ranht sağlayanlardan olamayız. Kardeşlik hukukunun gereği neyse onu yerine getireceğiz ve getiriyoruz. Acı hadise üzerinden hükümetimize yönelik karalama kampanyası başlatıldı. Sadece hükümeti değil, yeniden pekiştirdiği birliği bütünlüğü hedef alıyor. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Önde devlet diyenlerden olmadık asla olmayız. Biz her zaman önce insan deriz. Bizim davamız zorba, baskıcı, yasakçı, statükoya karşı mücadeleyle geçmiştir. Zorlu yolculukta sıkıntılarımız olmadı mı? Oldu. biz bize yaşatılanları asla unutmadık. Bize yaşatılanları da başkalarına reva görülmesine asla rıza göstermedik.

HİZMETİ ENGELLİYORLAR

Bu ülkenin Doğusunu, Güneydoğusunu, Doğu Karadenizini, Orta Anadolu'nun belli bölgelerini hiç aklına getirmeyen yönetimler geldi geçti. Şu anki anamuhalefet de dahil tek partili dönemden alın, koalisyon ortağı olduğu dönemlere kadar hiçbir zaman bu bölgeleri akıllarının köşesinden geçirmedi. Alt yapı, üst yapı, sorun, 'ne yaptınız ya, hangi  eseriniz var?' Hiç. Ama AK Parti iktidarı bugün Doğusu, Güneydoğusu, Doğu Karadenizi, Orta Anadolusu ile  her yeri altyapısıyla, üst yapısıyla ayağa kaldırıyor. Aramızdaki fark bu ve bunu hazmedemiyorlar. Bunu ne anamuhalefet ne de yavruları hazmedebiliyor. Hiçbiri hazmedemiyor. Bakın Hakkari'de havaalanı yapmak veya yaptırmak bugüne kadar kimsenin aklına geldi mi? Biz orada şimdi havaalanı yaptırıyoruz. Beyefendiler orada havaalanı yapılmasını engellemek için mücadele ediyorlar, tehdit ediyorlar. Müteahhiti, oraya temel atma törenine gitmek isteyenleri tehdit ediyorlar. Aynı şekilde Şırnak'ta havaalanı yapıyoruz, onun bile temel atma törenine gidenleri tehdit ettiler. Hakkari'de iki hastane yaptık, açılışa gittim, o açılışa vatandaşı tehdit ettiler, 'açılışa katılmayacaksınız' diye ve doktorları tehdit ettiler, 'buraya gelmeyeceksiniz' diye. Bir uzman kadın doktor yanıma geldi, 'Biz devamlı tehdit alıyoruz' dedi.

SİZİN İNSANA SAYGINIZ VAR MI?

Ey BDP ve uzantısı olduğunuz terör örgütü... Bunların hesabını nasıl vereceksiniz? Sizin insana saygınız var mı? Sizin insan diye kucakladığınız bir şey var mı? Siz sadece Kürt kökenli vatandaşlarını istismarını yapıyorsunuz, o kadar. Sizin elinizden gelen tek şey var, dükkanlar kepenklerini indirsin. Sizde zerre kadar vatandaşın yanında olmak olsa, siz açılan kepenklerin sayısını artırmanız lazım. Ama siz onların rızkıyla oynuyorsunuz. Onların o günkü maişetini sen mi veriyorsun? Bunların bugüne kadar yaptıkları hep bu. Şöyle bir numune il, ilçe belediyesi göstersinler, göremezsiniz. Çünkü bunların altyapı, üstyapı derdi yok. Gittiğinizde  pislikten geçemezsiniz. Orada belediye var mı yok mu, buna cevap bulamazsınız. Çünkü bunların hizmet aşkı diye bir derdi yok. Çünkü bunlar tamamen terör örgütünün gayretlerinden besleniyorlar. Bununla ayaktalar.''

PARTİ KAPATMA İÇİN NE DEDİ? BDP VE CHP'Yİ NASIL BİRBİRİNE BENZETTİ? YARGI İÇİN NE DEDİ? ZANA VE DEMİRTAŞ'I KÜPLERE BİNDİRECEK SÖZLER... AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]

Cumhuriyet tarihinin karanlık olayların üstüne gittiklerini hatırlatan Erdoğan, BDP'nin kapatılacağı iddialarıyla merak edilenlere açıklık getirdi:

"Bugün bülbül gibi şakıyan nice kalem, emir komuta zincirinin bir halkası olmaktan öteye geçemiyordu. Bu ülkede 'Derim' demek bile suçtu. Biz bugün bırakın Dersim'i, Dersim katliamını bile sorguluyoruz. Maraş, Çorum katliamlarını biz konuştuk. Biz gündeme getirdik.
Herkesin ana diliyle konuştuğu bir ülkeyi biz bugüne getirdik. İktidarda olduğu halde gazete küpürleriyle bu parti kapatılmak istendi. Bize karşı bildiri yayınlandığında ana muhalafet buna alkış tutarken milletin bize verdiği emaneti mertçe savunduk.

PARTİLERİN KAPATILMASINA KARŞIYIZ

Bugün de söylüyoruz. BDP'nin kapatılması gibi gündemde şeyler var. AK Parti Genel Başkanı olarak yine söylüyorum, biz gerçek kişilerin cezalandırılmasından yanayız. Asla tüzel kişilerin yani partilerin kapatılmasından yana değiliz. Bunun için Anayasa değişikliğinde düzenlemeyi biz getirdik, yani 26 maddelik düzenlemede  o da vardı. Orada partilerin kapatılması ortadan kalkarken, tarihe karışacakken anamuhalefet partisi kaçtı mı, kaçtı, diğer partiler de kaçtı mı, kaçtı. Bugün BDP'nin kapatılması, kapatılmamasından dolayı bizi suçlamaya kalkan  BDP de kaçtı mı, kaçtı. Ne yazık ki bizim içimizde de iki üç tane, daha sonra onlar bizden ayrıldılar, yerlerini buldular, onlar da kaçtı.

Tabii biz maalesef o madde kapsamına koyamadık bunu. Ama düşüncemizi orada bir Anayasa değişikliğinde gündeme getirdiğimiz gibi bugün de konuşuyoruz. Biz kesinlikle partilerin kapatılmasına karşıyız. Eğer Tayip Erdoğan suç işliyorsa bedelini kendisini ödesin. Eğer diğerlerinde herhangi biri suç işliyorsa  bedelini kendisi ödesin, partisi değil. Çünkü o partilere gönül verenleri cezalandırma hakkına sahip değiliz. Bunu partiler için de diğer tüzel kişilikler için de düşünüyorum.

Danıştay saldırısının bedelini bize ödetmek istediler. Yapa yalnız kalmamıza rağmen çirkin tezgahı biz ortaya çıkarttık. Bizim meselemiz kişilerle değil, demokrasi dışı zihniyetle hesaplaşmaktır. Siyasi zeminde yanlışları ortaya koyarken yargı kendi açısıdan hesap soruyor. Yeni Türkiye ileri demokrasiyle sivilleşmeyle şekilleniyor."

İlker Başbuğ'un tutuklanmasına direkt değinmeyen Erdoğan, üstü kapalı yargı tartışmalarına işte bu sözlerle dahil oldu:

DAVALAR HAKKINDA KONUŞMA DURUMUMUZ YOK

"12 Eylül hakkında soruşturma başlatıldı biliyorsunuz. Bizim meselemiz kişilerle değil, bizim meselemiz darbeci, vesayetçi zihniyetledir. Darbeciler, andıçcılar eski Türkiye'nin manzarasıdır. Bugün memnuniyetle görüyoruz ki demokrasi anlam kazanıyor.

Türkiye'de demokrasi güç kazanıyor. Yasama yürütme ve yargı baskı altında olmadan görevlerini korkusuzca yerine getiriyor. Son dönemde yargıya intikal eden, yargılama süreci devam eden konular hakkında bizim görüş açıklama, yorum yapma gibi bir lüksümüz veya yetkimiz yok. Hüküm ortaya konmadan kimseye suçlu muamelesi yapılmamalıdır. Yargılananlar masum yargılayanlar suçlu gibi söylemler olmamalıdır. Yargıyı etki altına alacak sözlerden herkes imtina etmeli. Bir kısım davalarda ortaya konulan iddialar, siyasi iktidarı alaşağı etmek gibi çok ciddi iddialardır. Bunların tüm boyutlarıyla aydınlatılmasını beklemek hepimizin hakkıdır. Nitekim bir kısım davalarda ortaya konulan iddialar doğrudan demokratik yönetimi, siyasi iktidarı alaşağı etmek gibi çok ciddi ve mutlaka açıklığa kavuşturulması gereken iddialardır. AK Parti'yi karalamaya yönelik girişimleri konu alan iddialar da demokrasimiz  adına kesinlikle aydınlığa kavuşturulmalıdır. Biz gerek Hükümet gerek AK Parti olarak yargıya saygılı bir şekilde gelişmeleri izliyor ve adaletin ivedilikle tecelli etmesini bekliyoruz."

BDP'yi halklar arasında husumet tohumları ekmekle suçlayan Erdoğan, CHP'yi de terör örgütünün değirmenine su taşımakla suçladı:

BDP DOĞU VE GÜNEYDOĞU'NUN CHP'SİDİR

''BDP bu olayı, bu ülkenin halkları arasında bir husumete dönüştürmek için bilinçli bir şekilde çalışırken, ne yazık ki CHP de BDP'nin ve terör örgütünün değirmenine su taşımıştır. BDP, Doğu ve Güneydoğu'nun CHP'sidir. BDP, CHP'nin izinde yürüyen CHP'yi kendisine örnek alan, CHP'nin o tek parti dönemindeki o baskıcı ceberrüt tavrını birebir taklit eden bir partidir. CHP, kendi ikbali ve şahsi itirazları için bu millete nasıl ağır bedeller ödettiyse, BDP de benim doğu ve güneydoğulu kardeşlerime aynı bedeli ödetmeye çalışıyor. Tıpkı CHP gibi, BDP'nin de özgürlüklere, çok sesliliğe, demokrasiye tahammülü yok. Tıpkı CHP gibi BDP'nin de milletin değerlerine, kültürüne, inançlarına saygısı ve tahammülü yok. 

KANDAN BESLENİYORLAR

İşte son günlerde BDP eş başkanları ve milletvekilleri tarafından yapılan densiz ve dengesiz açıklamalar, BDP'nin çözüme, demokrasiye ve demokratikleşmeye ne kadar uzak olduğunun apaçık ispatıdır. BDP'nin beslendiği tek bir kaynak var o da masum Kürt kardeşlerimin yavrularının kanıdır. Masum Kürt evlatlarının kanı durursa, BDP de çok iyi biliyor ki üzerinde yükselttiği istismar zemini tümüyle yok olur. BDP kanın durmaması, gözyaşının durmaması, ölümlerin sona ermemesi için her türlü tahrik ve provokasyonu devreye sokuyor. Onlar arkalarındaki terör örgütünden icazet almadan özgürce konuşamazlar. Terör örgütü bunlara izin vermediği için bunlar kendi görüşlerini, hür iradelerini ortaya koyamazlar. Görüşleri, fikirleri olmayanlar da işten bunların yaptığı gibi sadece hakaretten, küfürden medet umarlar. Kabili hitap olmayanlara söz söylemek israftır.

AYNAYA BAKARSAN KANINI EMDİĞİN GENÇLERİ GÖRÜRSÜN

Çıkmış BDP Genel Başkanı, 'Biz seni tanımıyoruz' diyor. Allah aşkına tanısan ne yazar, tanımasan ne yazar. Bizi millet tanıyor, millet... Bize milletimizin muhabbeti, hayır duası, takdiri, teşekkürü, ziyadesiyle yeter. Sen bırak bizi. Aynaya bak, kendini tanıyamazsın. Çünkü aynaya bakarsan, kanını emdiğin gençleri göreceksin. Onurlu bir siyasi mücadele değil, terörün stepnesi, terörün yedeği olmuş, kan lekesi olmuş yüzünü görürsün. Ülkenin yüzde 50 oy alarak seçilen iktidarını tanımadığını söylemek, iktidarın meşruiyetinin olmadığını söylemek, demokrasiyi kabullenmemektir, milli iradeye saygısızlıktır. Daha da ötesi şuursuzluktur.

Necdet Özel'e onbaşı diyen Demirtaş'a sert sözlerle yüklenen Erdoğan'ın hedefinde Zana da vardı:

DEMİRTAŞ'A PKK UŞAĞI SUÇLAMASI

"Genelkurmay başkanımıza hakaret etmek açık söymüyorum densizliktir. Onbaşı olmak bu toprakların tamamında bir gurur vesilesidir. Sen onbaşıları tanımıyor olabilirsin. Silahlı efendilerine sor onlar sana onbaşıların kahramanlığını sana çok güzel anlatırlar. Onbaşılar bizim canımız ciğerimiz. Değil TSK’da onbaşı olmak, sana uşaklığını yaptığın terör örgütünde on tane koyun bile emanet etmezler. Haddini bileceksin. Apo ne diyor bunlar için? 'Şarlatan, şovmen satılık saf, zırtaboz' diyor. Biz demiyoruz lider olarak, hatta peygamber olarak söyledikleri Apo söylüyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.

ZANA'YA: SEN DE DAĞA ÇIKSAYDIN?

Kandil'deki terörist başı bir şey söylüyor, bunlar Ankara'dan papağan gibi onu tekrar ediyor. Kimi 'özerklik yetmez' diyor, kimi 'silahsız olmaz' diyor. Ne diyor, 'silah güvencemizdir' diyor. Yargıya haber veriyor. Siz demek ki milletvekili elbisesini bunun için, bu ifadeleri kullanmak için giydiniz öyle mi? 'Güvencemiz silahtır...' O zaman bu çatının altına niye geldin? Burası demokratik parlamenter sistem, silahlı bir parlamenter sistem yoktur. O zaman buraya niye geldiniz? O zaman sen de dağa çık.

Bunların tarzı kıyamet siyaseti; yani ölüm, kan, terör isyan, başkaldırı, meydan okumak, gemileri yakmak, kendisini uçurumdan atmak. Kendine faydası olmayan bir partinin, millete ne faydası olabilir, soruyorum. Ankara'da demokrat Diyarbakır'da faşist olunmaz. Özerklikten bahsediyorlar. Sen önce özerk ol. İraden yok, neyin özerkliğini savunuyorsun.

Tek parti döneminin CHP'si neyse, bugünün BDP'si tıpkısının aynısıdır. Üzüm üzüme baka baka kararır. Ama bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tek parti yok. Tüm Türkiye'de olduğu gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da da birinci parti AK Parti'dir. Biz Kürt kökenli kardeşimizi bu baskıcı, ceberrüt, faşizan zihniyete teslim etmeyeceğiz. Hizmet siyasetiyle, demokrasiyle, yatırımlarla farkımızı net olarak ortaya koyacağız. Onlar çözümsüzlüğe zorladıkça, biz sabırla, sağduyuyla çözümü zorlayacağız."

ZANA'YA TEPKİ

DEMİRTAŞ'A ONBAŞI TEPKİSİ