BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  POLİTİKA

Devletin zirvesinden Suriye yorumu!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ortadoğu konularında uzman Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü'den çarpıcı açıklamalar...

Abone ol

Cumhurbaşkanı Gül'ün Ortadoğu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü, Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili 'kişisel görüşlerini' anlattı.

Konuşmasında Suriye sorununu da değerlendiren Hürmüzlü, 'Belki biraz fazla angaje olduk gibi göründü ama çok yakında haklılığımız ortaya çıkacak. Türkiye bataklıkta değil' dedi.

sorularını yanıtlayan Hürmüzlü, Suriye sorunundan İran'la ilişkilere, idama mahkum edilen Irak eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi krizine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Başdanışman Hürmüzlü'nün 'kişisel görüşlerim' vurgusu yaptığı açıklamalarında öne çıkan başlıklar:

 KUZEY AFRİKA'YI AKLINDAN ÇIKARMA:

Benim gördüğüm kadarıyla Suriye rejimi, hata üzerine hata yapıyor. Hatasını da yeni bir hatayla gidermeye çalışıyor. Ama bunun da neticesi yoktur. Bu gibi dayatmalar, karanlığa yumruk atmalar, akıntıya karşı kürek sallamalar başarıya ulaşamaz. Bunu Kuzey Afrika'da da, Yemen'de de gördük. Ümit ederiz ki, Suriye idaresi de bunu görsün. Bunu görseydi, ülkesindeki kaos da önlenirdi; birlik beraberlik de sağlanırdı.

GERİ DÖNÜŞ İNTİHARLARI OLUR

Bence Suriye halkı kararını vermiştir. Bundan dönüş onlar için intihar olur. O yüzden bu saatten sonra geri dönüşleri olmaz. Mezbehi ya da etnik ayrım gözetmeksizin Suriyeli akil adamlar oturup sorunu çözmenin yol haritasını çizecekler. Suriye halkı okumuş-yazmış bilinçli, entelektüel bir halktır. Dolayısıyla bu sorunu çözmenin de yolunu bulacaklardır. En azından, Suriye ve Suriye halkını seven biri olarak bunu ben öyle temenni ediyorum.

MEZHEBİ ENDİŞEM YOK

Ben, Suriye'ye mezhebi bir bakış açısıyla bakıldığı iddialarına katılmıyorum. Akil adamlar bunu önleyecek düzeydedir. Bu nedenle benim, mezhebi çatışma anlamında bir endişem yok. En azından temennim budur.

120 BİN SURİYELİ VAR

İnsani boyutta Türkiye yalnız bırakıldı. Yetkili mercilerin verdikleri bilgilere göre kamplarda 80 bin ve diğer girişler dahil şu an ülkemizde 120 bin civarında Suriyeli mevcut. Kamplardaki bütün ihtiyaçlar Türkiye tarafından karşılanıyor. Bu konuda, uluslararası camia yeterince destek olmuyor.

ULUSLARARASI CAMİA ÖNEMSEMİYOR

Uluslararası camia madem Türkiye'ye yeterli yardımı yapmıyor, o halde Suriye'nin içinde Suriyeliler'e yönelik, onların insanca ve güven içinde yaşayacağı bir zemin yaratmalı. Mesela, güvenlik bölgesi yapılabilir. Bunu, sadece Türkiye için söylemiyorum. Ürdün, Lübnan ve Irak'ta da çok sayıda Suriyeli var. Bu artık uluslararası bir sorun halini aldı. Uluslararası camia herhalde, ya yeteri şekilde ikna edilemedi ya da uluslararası camia akan kanı tam olarak kavrayamadı ama üzerine düşeni yapmak zorunda.

TÜRKİYE DIŞ MÜDAHALEYE KARŞI

Türkiye hiçbir zaman hiçbir ülkenin içişlerine müdahil olmadı, olmaz da. Aylarca önce, Suriyeli muhalifler henüz barışçıl gösteriler yaparken ve şiddete başvurmazken Türkiye, Suriye yönetimine barışçıl adımların atılması ve demokratik reformların yapılması yönünde Suriye'ye hep telkinde bulundu. Hatta, yapılması gereken reformları yazılı olarak da sundu. Şu anda, dış müdahaleye karşı olmamızın sebebi de bu.

MUHALİFLER TEK SES OLMALI

Suriyeli ulusal güçlerin çok önemli bir nokta üzerinde durması gerekiyor. O da, tek ses ve birlik içerisinde olmaları. Muhalifler arasında farklı sesler çıkınca uluslararası camianın kafasında soru işaretleri oluşuyor.

ÖNCÜLÜK ETMEDİK

Türkiye, Suriye politikasında bir bataklığa saplanmış değil. Türkiye hiçbir zaman muhaliflere öncülük etmedi. Hatta daha önce tüm baskılara rağmen bu rejime fırsat tanıyıp reformların halkın meşru taleplerini karşılayacak şekilde acilen gündeme alınması için nasihat etti. Suriye rejiminin baskısı sürüp de kan akmaya başladığı zaman 'yönetim mi, halk mı' tercihinde halktan yana tavır aldı. Türkiye'nin yaptığı budur, bunun ötesinde birşey değildir.

GÜL ÇOK ENDİŞELİ

SayınCumhurbaşkanımız çok endişeli. Gelişmeleri yakından takip ediyor ve endişeleniyor. Akan her damla kan kendisini çok üzüyor. Bu kanın bir an önce durmasını ve Suriye halkının kendi geleceğine kendisinin karar vermesini temenni ediyor.

İRAN'DAN TEHDİT YOK

İran'la çok yakın temaslar var. Hükümetimizin sürekli görüşme halinde olduğunu biliyoruz. Her şey şeffaf ve medeni şekilde ilerliyor. Dolayısıyla İran'ın Türkiye'ye yönelik tehdit iddiaları doğru değil. Zaten İranlı yetkililer de bunu yalanlıyor.

HAŞİMİ BİZE SORUN OLMAZ

ÜLKESİNDE gıyabında idam kararı verilen Irak eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi'nin karara tepkisini anlıyorum. Ama kararla ilgili konuşmak için temyiz sürecini beklemek gerektiğine inanıyorum. Şu kadarını söyleyebilirim, Haşimi'nin ülkemizde olması bize sıkıntı yaratmaz. Nasıl ki Tunus'un devrik Başkanı Bin Ali'nin Suudi Arabistan'da olması o iki ülke ilişkilerini zedelemiyorsa bizde de aynı durum sözkonusu. Ancak Haşimi'nin bu konuda hangi ülkeyi tercih edeceği kendisinin kararıdır.

ÇOK YAKINDA HEPİMİZ GÖRECEĞİZ

Türkiye'nin, Suriye konusunda yanlış mecraya kapıldığı iddiaları doğru değildir. Çok yakın zamanda, Türkiye'nin ilkeli duruşunun ne kadar doğru olduğu ortaya çıkacaktır. Çok yakın gelecekte bunu hepimiz göreceğiz. Bundan eminim.

PRENSİPLERİMİZ ÖNDE

Suriye konusuna belki çok fazla angaje olduk gibi bir hava yayıldı. Suriye reformlara teşvik edildiği zaman diplomasinin bütün kanalları kullanıldı, diye biliyorum. Şimdi halkın yanında olması doğru bir politikadır. Türkiye, her zaman prensiplerini çıkarlarının önünde tuttu.