BIST 10.046
DOLAR 32,28
EURO 34,65
ALTIN 2.412,39
HABER /  GÜNCEL

Damat Ferit ÖĞÜDÜ

Damat Ferit ölmeden Vahdettin'e mektup yazdı. Ne tavsiye etti.

Abone ol

Damat Ferit Paşa ölmeden Vahdeddin’e bir mektup yazdı. Mektupta Damat Ferit vereceği önemli şeyler olduğunu yazıyordu. Vahdettin'e "hacıdan hocadan uzak dursun, başımıza ne geldiyse onlardan geldi" dedi.

Vahdeddin’in San Remo günlerinde Damat Ferit’in hastalık haberi gelmişti. Paris’te yaşayan Damat Ferit’in Vahdeddin’e gönderdiği zarfta söyleyeceği ve vereceği şeyler olduğu yazıyor; Vahdeddin’den emin bir adamını göndermesini rica ediyordu.

Vahdeddin Tütüncübaşı Şükrü’yü hemen Paris’e yollamıştı. Tütüncübaşı gördüğü manzarayı şöyle anlatıyordu:

YAKINDA ÖLECEĞİM

“Paşa’nın yanına vardığımızda gördük ki, Paşa’nın beti benzi uçmuştu. ’Beni Şükrü Bey’le yalnız bırakın’ dedi.

Başbaşa kaldığımızda, ’Ben ölüyorum’ dedi. ’Doktorlar gizliyor ama bir doktor ısrarlarım sonunda söyledi. Mide kanseriyim. Son nefesimin yaklaştığını hissediyorum. İnşallah Efendimiz yakında iade-i saltanat ederler. İyi çalışılırsa bundan eminim. (...)

HACILARDAN HOCALARDAN UZAK DURSUN

Salon yabancılarına kapılmasın. En büyük kabahatim etrafımdaki insanları layıkiyle tanıyamayışımdır. Hürriyet ve İtilaf Fırkası’ndan olan birtakım abuk sabuk herifleri, alelacayip hacıları, hocaları, şeyhleri bir daha yanına yaklaştırmasın. Başımıza ne geldiyse hep onlardan geldi...

MEDİHA SULTAN'A SAHİP ÇIKSIN

Bunları not et Şükrü...Üç bankada param var. Bu bankaları kendileri de bilirler. Nem varsa, Sultan Efendimizindir. Bankalardaki paraları da o alacaktır. Her ne pahasına olursa olsun Mediha Sultan’ı (eşini) Sami’nin (üyev oğlu) tahakkümü altında terk etmesin.”

MAHREM EVRAKLAR VAR

Damat Ferit yatağından zorlukla doğrulup Tütüncübaşı Şükrü’ye iki çantayı gösterdi:

“Bak görüyorsun, orada iki çanta var. Emri hak vaki olursa bu çantaları alıp Efendimize teslim edeceksin. Anahtarları da Mediha Sultan'dadır. Haberi var, sana verecektir. Bu çantalarda çok mühim vesikalar ve mahrem evrak mevcuttur. Bunların Efendimiz’den başkalarının eline geçmesini istemiyorum. Bu nedenle San Remo’ya dönme, ölümümü bekle...”

2 HAFTA SONRA ÖLDÜ

Bu vasiyeti Damat Ferit birkaç kez daha Tütüncübaşı Şükrü’ye tekrarladı. 2 hafta sonra Damat Ferit ölmüştü. Artık yapılacak son bir görev vardı. O da sır dolu çantaları almak:

SAMİ BEY VASİYET FALAN DİNLEMEDİ

“Mezarlıktan dönüşte, evvela Meliha Sultan’dan anahtarları aldım. Fakat çantaları alamadım. Sami Bey, vasiyet filan dinlemiyordu, ’Acelen ne, elem keder içindeyiz’ diyor çantaları vermiyordu. Sonunda ’Ben adama madama çanta vermem’ dedi. ’Beyfendi adama, madama değil Padişah’a verilecek’ deyince büsbütün alevlendi, ’Padişah da adam değil mi? dedi.

PADİŞAH TELEFON ETTİ

Efendimize telefon edip durumu bildirdim. O da telefonla Sami Bey’den çantaları istedi ancak Sami Bey hiddetle telefonu kapatıvermiş. Efendimiz akşam üzeri aradı, ’Bu adamla konuşulmaz. çantaları bırak, gel!’ dedi.

SON ZAMANLARDA SEVMİYORDU

Dönünce Damat Ferit’in anlattıklarını sordu. Vahdeddin eskiden Damat Ferit’i çok severdi, ancak son zamanlarda sıdkı sıyrılmıştı, soğumuştu. Hatta kaç kere ’Bu heriflerin yüzünü görmek istemiyorum’ dediğini işitmiştim. Başına gelen bütün felaketlerin sorumlusu olarak Damat Ferit Paşayı ve Konyalı Zeynelabidin Hoca’yı gösteriyordu. ’Beni aldatan işte bu hokkabazlardır’ diye ikisinden de nefret ederdi.

ÖLÜMÜNE ACIMADI, ÇANTALARA ACIDI

Ölümüne pek acımamıştı. Çantaları getiremiyişime hayıflanıyordu. ’Yazıklar olsun sana... Adam iki çantayı bir yolunu bulup getiremez mi? Nerede kaldı senin Kayserililiğin?’ diye bana çıkışıyordu. Damat Ferit’in sözlerine çok kızmıştı. ’Söylediği sözlere bak. Ecnebilere kapılmamalı imiş. Ya kendisi? Sadrazam olacak adam mıydı? Benim en büyük hatam ona kapılmamdır. Kapılmamalı idim. Baksana ecnebileri ancak öbür dünyaya göç ederken fark ediyor.”

Kaynak: Vatan