BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  POLİTİKA

Çürüyen iktidardan Başbakan manzarası

Bütçe görüşmeleri bitti, tartışmaları bitmedi. CHP lideri Baykal Başbakan Erdoğan'a sert çıktı

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bütçe konuşmasını, ''Yazık... Çürüyen bir iktidardan Başbakan manzarası'' sözleriyle değerlendirdi.

Genel Kurul toplantısının ardından TBMM'deki odasında gazetecilerle sohbet eden Baykal, hiçbir Türk vatandaşının böyle bir Başbakan manzarasından mutlu olduğunu düşünmediğini belirterek, şöyle konuştu:

''Yaşanan sorunların altında nasıl bir başbakanlık anlayışının yattığı bu vesileyle görüldü. Yazık... Çürüyen bir iktidardan başbakan manzarası. Bu onun anlayışını ortaya koyuyor. Meclis Başkanına 'sen mi susturacaksın, ben mi susturacağım?' diyor. Meclis Başkanı parlamentonun, Başbakan iktidarın temsilcisi. Başbakan, Meclis Başkanına 'sen mi yapacaksın, ben mi yapacağım?' diyor. Kendisinde birilerini susturma yetkisini, hakkını var sayıyor olması, kuvvetler ayrılığı ilkesine tamamen aykırı. Tam bir 'Ali kıran baş kesen' tavrı.''

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından, ''Türk milleti sözünün anayasadan çıkarılmasına yönelik değişikliğin arkasında olduğunun çok açık olarak görüldüğünü'' savunan Baykal, ''Başbakanın gösterdiği raporların hiçbirisinin CHP'nin yetkili organlarının görevlendirilmesiyle oluşmadığını'' da kaydetti.

Deniz Baykal, şöyle devam etti:

''CHP'nin bu konulardaki resmi politikası 1989 yılındaki raporunda çok net şekilde ortadadır, daha sonra 2008 programındadır. Resmi raporlardır. Bir raporunun resmi rapor olabilmesi için önce parti yetkili organlarının öyle bir rapor hazırlanması görevi vermesi lazım. Kimlerin hazırlayacağını belirlemesi lazım. Hazırlanan raporu görüp benimsemesi lazım. Bunlar ortaya çıkınca o rapor parti raporudur. Her partide bir sürü insan görüş söyler, teklif yapar. Bizi bağlayan iki temel rapor var. Biri 1989 raporu, ki SHP zamanında hazırlanan rapordur. CHP, SHP döneminde hazırlanan raporu sahiplenmiştir. Diğeri de 2008 programımızı yeniden şekillendirdik. CHP'nin bu programı ortadadır. Bu raporda da CHP'nin görüşü çok net bir şekilde ortaya konulmuştur.

Nedir anlayışımız: Etnik kimliğe saygı temeldir. Devleti bu işe sokmama kararlılığımız 20 yıldan bu yana sürüyor. Devlet, vatandaşlarının etnik kimlikleri konusunda faaliyet yapmamalıdır. Bunlar sivil toplum çerçevesinde yapılmalıdır. Hiçbir zaman milli eğitimin içine etnik anlayış, etnik dil sokulmamalıdır. Biz devleti bu işin dışında tutuyoruz. Bizim çizgimiz bu. Ama görüyorum ki Başbakan, Anayasadan Türk milleti sözünü çıkarma konusunda kararlıdır, bu sahiplenilmiştir. Milli eğitime etnik dil taşıma konusundaki politikası da sahiplendiği politikadır. Böyle bir angajmanını görüyorum. Bunu bizden medet umarak meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu mümkün değildir.''