BIST 10.083
DOLAR 32,48
EURO 34,86
ALTIN 2.439,66
HABER /  POLİTİKA

CHP grubunda şarkıcı konuk

CHP grubu toplandı. Ön sıralarda sürpriz bir konuk vardı. Baykal gündemi değerlendirdi, o dinledi. Peki bu isim kimdi?

Abone ol

İNTERNETHABER

CHP Başkanı Deniz Baykal gup toplantısında Kürt Sorunu ve Anayasa değişikliğinde katı tutum sergiledi. 'Af' yok diyen Baykal Anayasa değişikliğinin altında iki neden olduğunu söyledi.

Ergenekon davasında da Başbakan Erdoğan'ın tutumsuz bir hava sergilediğini dile getiren Baykal, "Önceden 'Ergenekon'un savcısıyım diyordu, şimdi değilim' diyor. Yani Başbakan savcılıktan istifa etti" dedi.

Deniz Feneri davasının da peşini bırakmadıklarını söyleyen Baykal, bir milletvekillerinin Almanya'ya gittiğini belirtti ve Almanya'daki savcıdan ele geçirdikleri belgeleri açıkladı.

Ekonomik krize de değinen Deniz Baykal, hükümetin bu konuda geri planda kaldığını ve hiç bir faaliyet göstermediğini vurguladı.

CHP GRUBU'NDA SÜRPRİZ KONUK

Ayrıca CHP Grubu'nun bir de sürpriz konuğu vardı. Şarkıcı Çelik, ön sırada yerini aldı ve CHP Lideri Deniz Baykal'ın açıklamalarını dinledi.



Deniz Baykal'ın konuşmalarından satırbaşları DİĞER SAYFADA...

[PAGE]



AVRUPA BİRLİĞİ: "İki gün önce Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile Merkel'in Türkiye'nin Avrupa Birliğe yönelik yaptığı açıklamalara hükümetimizin dikkatini çekmek istiyorum. Bu iki devlet yöneticisinin Türkiye'nin Avrupa Birliği konusunda olumsuz düşüncelere sahip olduğunu biliyoruz.

Türkiye'nin Avrupa'da yeri yok: İki gün önce yapılan açıklama Türkiye'ye hiç değer vermeyen, Türkiye ile Avrupa arasında tam üyelik müzakereleri yürütülürken, çok kaba bir şekilde 'Türkiye'nin Avrupa'da yeri yok' diyerek yapılan açıklamalar ve bu sıradışı hiç de anlayışla karşılanmayı haketmeyen açıklamalar karşısında Türkiey'deki yetkililerin hiç birinin ağzını açıp hiç bir açıklama yapma gereği duymaması gerçekten şaşırtıcıdır.

Bunu nasıl sessiz karşılıyoruz. Bu çok kırıcı bir yaklaşımdır ama Avrupa Birliğinin taahütleri, Türkiye'ye verilmiş sözler karşısında tam bir tutarsızlık örneğidir. Yürümekte olan resmi bir müzakereye yönelik bu kadar kaba tavırlar takınılması ve hükümetin bir tedirginlik anlayışı içine girmemesi bu üsluba yönelik davetiye çıkarmak demektir.

Ortada yürüyen bir müzakere var, yapılmış anlaşmalar var, bu sürecin ortasında böyle bir değerlendirmenin yapılmasına nasıl sessiz kalabilir. Dış politikamızın nasıl ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını biliyoruz ama bu tavır, çekingen, ürkek tavır Türkiye'yi dış politika alanında giderek geriliyen temel nedendir."

DENİZ BAYKAL EKONOMİK KRİZ KONUSUNDA HÜKÜMETİN İCRAATLARINI ELEŞTİRDİ. DİĞER SAYFADA...
 
[PAGE]

EKONOMİK KRİZ: "Bu tavır Türkiye'nin önündeki bütün konularda kendisini hissettiriyor. Başbakan ciddi sorunlar karşısında çok sıradan, suçlayıcı polemiklerle Türkiye'nin sorunları karşısında tavır takınmaya çalışıyor. Ekonomik krizle ilgili böyle bir tavra hep tanık oluyorduk. Bu tavır bir kez daha kendisini gösterdi. Başbakan, 'Her üyeniz bir kişiyi alsa işsizlik kalmaz' demişti. Bu çocuksu yaklaşıma karşı ben de 'Almışken iki tane alsınlar Avrupada'ki işsizliği de yensinler' demiştim.

Erdoğan'ın takındığı tavır bir kez daha kendini gösterdi. Başbakan, 'Türkiye'de finans sektörü iş yapmıyor, krediler işmiyor bunun da sorumlusu sensin' diyerek Odalar ve Borsalar Birliğine topu attı.

Hükümet bankalardan borç istiyor: Daralan bir ekonomide bankacılık sektörü büyüyor. Bunun altında ne yatıyor diye sorulmalıdır. Bankalar kredi vermiyor ama kar ediyor. Nasıl oluyor bu? Ne var bu karın altında? Gördüğümüz manzara Türkiye'de iktidarın son dönemde çok büyük güç açıkları vererek, kamu açıkları vererek bu borçları borçlanarak kalması zorunda olması olayı yatıyor. Yani bankalar ihtiyacı olan reel sektöre finansman sağlamıyor. Kime finansman sağlıyor? Hükümete sağlıyor... Hükümet kredi istiyor, hükümet borç istiyor. Hem de çok rahat alınacak bir kredi. Hükümet öder mi ödemez mi diye düşünülmeyecek bir kredi. Hazine piyasaya çok ciddi bir talebiyle çıkıyor, bankalar da hazineye bu borcu veriyor ve kar ediyor. Türkiye'deki kredi imkanının tamamını devlet tüketmek durumunda.

BAYKAL, DENİZ FENER'İ DAVASININ PEŞİNİ BIRAKMAYACAK. DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

DENİZ FENER'İ DAVASI: Dikkati çeken bir diğer konu da bu hükümete yeni atanan bakanlardan geldi. Bu bakanlardan bir tanesi umut bekleyen insanları hayal kırıklığına sürükledi. Bir bakanımız çıktı dedi ki; 'Almaya'daki Deniz Fener'i olayına karışanlar bir kaç edepsizdir'...

Adalet ve siyaset felç: Yok sayın bakan yok! Burada olayın ciddiyetini önce sizin anlamanız lazımdır. Bunun arkası önü çok iyi bir şekilde aydınlığa kavuşturulmalıdır. Almanya bu olayı tekrar ele almaya başladı. Türkiye'den 16 şirket hakkında ek bilgi istenmiştir. Buna rağmen hala hiç bir şey yapılmamıştır. Hala bu konuda ciddi bir adım atılmamaıştır. O 16 kişinin ifadesi alınmamıştır, iş yerlerine gidilmemiştir. Onlar himaye altında durmaya devam ediyor. Adalet felç, adalet hareket edemiyor, siyaset felç! Siyaset 'Bir kaç edepsizin işi' diye bizi uyutmaya çalışıyor.

YİMPAŞ, KOMBASAN, Deniz Feneri ve Kanal 7 iç içe: Biz bu konunun peşini bırakmayacağız. Yine arkadaşımız Almanya'ya gitti ve belgelerle ilgili yeni bir bilgi edindi. 10 yılda 900 milyon euro toplanmıştır. YİMPAŞ, KOMBASAN, Kanal 7 ve Deniz Feneri iç içe gözükmektedir.Yani birkaç edepsizin, yaramazın, huysuzun, birkaç kişinin olayı olmasının ötesinde bir tablodur. Bağış makbuzları aynı imzaları taşımaktadır. Almanya’daki Deniz Feneri ile Türkiye’deki Deniz Feneri’nin birlikte çalıştığına dair belgeler var Almanya’da.

Buradaki belgeler çok açıkça görülüyor ki, Almanya’daki Deniz Feneri paralarıyla Kanal 7 finanse edilmiştir. Bu Kanal 7’nin kurucusu meşhur kişiye elden paralar verilmiştir. Gemi olayı var birde hatırlarsınız. Gemiyle ilgili vize başvurusunu Kanal 7 yapmış, mühürse Deniz Feneri’nindir. Kanal 7’nin kurucusu, Almanya’daki soruşturmayı yürüten savcıyı çağırdığı da belgeyle tespit edilmiştir.

BAŞBAKAN ERDOĞAN ERGENEKON SAVCILIĞINDAN İSTİFA ETTİ. DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

ERGENEKON: Bu soruşturma giderek artık hem Türkiye’de hem de dünyada daha kaygıyla izlenir hale gelmiştir ve bu soruşturmanın iç yüzü daha iyi anlaşılmaktadır. Bir süre önce Anayasa Mahkemesi Başkanı dahi uyarılarını yapmıştı. Danıştay, Yargıtay başkanı bu konuda çok ciddi uyarılar dile getirmişti. En son Reuters ajansının, Ergenekon soruşturması, AKP’ye karşı açılan kapatma davasına karşı açılmıştır tespitini yapmıştır.

Ben söyledim Başbakan istifa etti: Ben burada Başbakan 'bu davanın altından çekil' demiştim. Başbakan daha sonra yaptığı açıklamada, 'ben davanın altında da değilim, üstünde de değilim' dedi. Bunu hiç olmazsa Başbakan’ın, altında gözükmekten kaçınma ihtiyacını hissettiğini anlıyorum. Ben davanın savcısı değilim demişti. Halbuki bir süre önce ben bu davanın savcısıyım demişti. Ama savcılıktan istifa etti, altında olmaktan da çekildi bunları memnuniyetle karşılıyorum.

BAYKAL ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİNE SERT TUTUM SERGİLEDİ. DİĞER SAYFADA...
 
[PAGE]
 
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ: Bir süreden beri hükümetin Türkiye gündemine bir Anayasa değişikliği getirme çabası var. Bakanlar bu doğrultuda açıklama yapıyor, hükümet sözcüsü açıklama yapıyor. Ama Hala düşünülen anayasa değişikliği konusunda resmi bir açıklama yapılmadığı konusuna açıklık getirmek istiyorum. Bir Anayasa değişikliği için çaba var ama neyi değiştireceklerini bilmiyorlar.
 
Anayasa değişikliği konusunda yargı organlarının başkanları konuştu. Sızdıralan projelerden bazı değişiklikler sızıyor. Bir ayağında Cumhurbaşkanlığı süresi seçimlerin süresi. Bunları daha yeni değiştirdik. Bir sorun ortaya atılmak isteniyor. Bu değişiklikten önce Cumhurbaşkanlığı değişti. Acaba eski kanunu işletebilir miyiz diyorlar ama hayır. Hukuk bu neden uzatmak istiyorsunuz.
 
Hükümet derhal unutmalıdır: Böyle bir talep mi var yok sadece AKP'nin çıkarı var. Bu mümkün değildir. Tavsiye etmiyorum. Hükümet derhal unutmalıdır. Bir de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı verelim diyor. Mevcut süreçte sınırlı kısıtlı iddialar konusunda hızlı etkili çalışma ortamı yaratılamamış. Anayasa Mahkemesi'nin iş yükü artsın gayreti. Mahkemeye yeni üyeler atamak genişletmek arayışı... RTÜK'te yapıyoruz ya! Anayasa Mahkemesi partilerin atadığı kanunların Anayasa'ya aykırılığını denetleyecek üstün heyeti meydana getirme arayışı. Bunu kabul ettirebilmek için soslar garnitürler falan. Bunun altında Anayasa Mahkemesi ile hesaplaşma yatıyor.