BIST 9.717
DOLAR 32,55
EURO 34,93
ALTIN 2.444,26
HABER /  BİLİM - TEKNOLOJİ

Cemaat kavgası TÜBİTAK'a sıçradı!

Görevden alınan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, hükümeti hazırladığı bir raporla ilgili baskı yapmakla suçladı.

Abone ol
Kamudaki cemaat krizi bu kez de TÜBİTAK'a sıçradı! Görevden alınan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve BİLGEM Başkanı Dr. Hasan Palaz, Başbakanlık'ta bulunan böcekle ilgili olarak kendisine baskı yapıldığını ve hükümet çevresinden raporun değiştirilmesi istendiğini iddia etti. İşte Palaz'ın o zehir gibi açıklaması;

Emniyet, yargı derken kamudaki görevden almalar bu kez de TÜBİTAK'a sıçradı. İlk görevden alınan isimlerden olan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve BİLGEM Başkanı Dr. Hasan Palaz, Başbakanlık ofisinde bulunan böcekle ilgili hazırladığı raporda, tahrifat yapılmasının istendiği bu nedenle de görevden alındığını iddia etti.

YAPMASSAN GÖREVDEN ALINACAKSIN
 
Görevden alınan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) Başkanı Dr. Hasan Palaz, görevden alınmasının ardından sert bir açıklama yaptı. Dr. Palaz, 24 yıl önce çalışmaya başladığı TÜBİTAK’taki görevinden uzaklaştırılma süreciyle ilgili açıklamasında, “İstenilen raporu hazırlayan ve biat eden bilim adamı olmayacağım” dedi. 
 
Açıklamasında başarılı çalışmaları ile TÜBİTAK Başkan Yardımcılığı ve Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) Başkanlığı görevlerine kadar yükseldiğini ancak bu görevinin 5 Şubat 2014’te ‘tüm hukuk ilkeleri hiçe sayılarak sona erdirildiğini’ ifade eden Palaz, “Görevden alınmama mukabil, ‘Biz ne dersek o’, ‘Biat etmezsen sonun böyle olur’ tarzı tehdit ve intikam cümlelerine maruz kaldım. Tamamen bilimsel eksenden kopuk ve etik dışı bu yaklaşımlar, istenilen şeyin ‘Kukla Bilim Adamı’ olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır” dedi. 
 
Dr. Palaz açıklamasının devamında şunları kaydetti: 
 
"Görevden alınmamın tek nedeni 2012 yılından hazırlayıp muhataplarına teslim ettiğim bir bilimsel raporda aradan 2 yıl geçtikten sonra bilimsel ilkeler hiçe sayılarak tahrifat yapma baskısını reddetmemdir. Şöyle ki; 
 
Ocak 2012’de Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan gönderilen bir dinleme cihazının (daha sonraki gelişmelerden Başbakanlık da bulunan böcek olduğunu öğrendiğim) incelenerek kaynağı ve ömrü konusunda bilimsel rapor hazırlamam istendi. Fiziksel ve kimyasal çalışmalarla yapılan bilimsel incelemeler ve analizlerin sonucu hazırladığımız rapor 2012 yılı Ocak ve Mart aylarında MİT’e teslim edildi. 2012 yılı içinde aynı konu ile ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan gelen çağrı üzerine bilgi verdim ve uzmanlık görüşümü ifade ettim. Kasım 2013’te Başbakanlık Teftiş Kurulu’na aynı konu ile ilgili olarak tekrar çağrıldım ve yeniden bilgime başvuruldu. Ben de bir kez daha TÜBİTAK’ta yapılan test ve analiz çalışmalarını 2012 yılındaki gibi anlattım. Bu görüşmeden anladığım, TÜBİTAK raporundan çıkan bilimsel ve objektif sonuçların ‘beklentiyi’ karşılamadığı ve bundan memnun olunmadığıydı. İkinci kez bilgime başvurulmasından sonra etkili bazı kişilerce; TÜBİTAK-BİLGEM’in verdiği raporun içeriğinin ‘beklentiyi’ karşılamadığı, raporu tekrar istenen şekilde hazırlayıp sunmaz isem görevimden alınacağım açıkça ifade edildi. Tarafıma ifade edilen ‘beklenti’ böceğin kullanıma girdiği tarihin gerçek tarihten başka bir tarih olarak değiştirilmesiydi. Yani bilimsel ve objektif kriterlerle hazırlanan raporda masa başı tahrifat yapmam istendi. Aksi halde ‘birilerinin adamı’ olarak fişlenip görevden alınacağım belirtildi. Konunun hassas olduğu ifade edildikten sonra “kendini yakma, kim yanarsa yansın” şeklinde yoğun tehdit ve baskı altına alındım. Bilimsel bir kuruluşta uzun yıllar görev yapan birisi olarak; somut, net, bilimsel veri ve deliller içeren bir raporun aradan iki yıl geçtikten sonra tekrar istenen şekilde masa başı tahrifatla düzenlenmesi talebi karşısında durumun, bilimsel kriterlere uymayacağı, etik ve yasal olmayacağını ifade ederek bu talebi yerine getirmedim.