BIST 10.083
DOLAR 32,53
EURO 34,87
ALTIN 2.440,82
HABER /  POLİTİKA

Canlı yayında dedi : 'Ananas olsa da yesek'

Yeni Şafak yazarı Selvi, Gülen için, maneviyat büyüğü değil, Küresel şirket CEO'su gibi davranıyormuş yorumunu yaptı

Abone ol

Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi, CNN Türk'te konuk olduğu ve Aslı Aydıntaşbaş'ın sunduğu Karşı Gündem programında hükümet ile cemaat arasındaki gerilimi ve Başbakan Erdoğan ile Gülen'e ait olduğu ileri sürülen gizli dinleme kayıtlarını yorumladı.

Selvi Gülen'in ses kayıtları ortaya çıkan konuşmalarını dinleyince zihinlerdeki maneviyat büyüğü, İslam düşünürü imgesinin yerini, Küresel bir şirketin CEO'su olduğu düşüncesinin aldığını söyledi.

İşte Selvi'nin anlattıkları:

ANANAS OLSA DA YESEK

Aslı Aydıntaşbaş: Bülent Arınç'ın değişik bir röportajı vardı. Diyor ki Ananas meselesinde, keşke olsa da birlikte ananas yesek, bu ihale alınabilse gibisinden, malum, Gülen'in bir telefon görüşmesinde ananas lafı geçmişti. İkincisi de başbakan'ın sözlerini biraz yumuşatıyor gibi. Doğruyu söylemek gerekirse ne düşündüğünüzü merak ediyorum.

Abdulkadir Selvi: Bülent Arınç'ın en önemli özelliği vicdanı. Sayın Başbakan Amerika'ya gittiğinde Hocaefendi'yi ziyaret eden isim. Ta Manisa'dan beri, 40 yıllık bir hukukları var. Ergenekon davaları sırasında da benzer bir tavır koymuştu. Gazetecilerin tutuklanmasına da itiraz etti. Cemaate yakın yayın organlarında programa çıktığında yaptığı açıklamalardan dolayı rahatsız olmuşlardı. Ben onun sözlerinin bir vicdan terazisinde tartıldığını, topyekün doğrudur, yanlıştır demediğini biliyorum.  Büyük bir siyaset vicdanı olarak görüyorum, ben Arınç'ı.

Aslı Aydıntaşbaş: Katılıyorum, Gezi olaylarında da öyle bir tavır sergiledi. Ama Bülent Arınç'ı offside'a düşüren açıklamalar da demokrasiye zarar veriyor. Yatıştırmak için yaptığı çıkışlara zaman zaman sert reaksiyon veriliyor. Keşke siyaset onun dilini benimsese.

Abdulkadir Selvi: Bunlar biliyorsunuz. Siz de tanıyorsunuz, Abdullah Bey'in sayın cumhurbaşkanının da üslubu farklı, Bülent Bey'in de, sayın Başbakan'ın da duruşu farklı. Ama demokrasiye, seçilmişlere yönelik bir tepki olduğunda bu konuda ortak bir tavır koyabiliyorlar.  

KASET SAVAŞLARI

Aslı Aydıntaşbaş: Gülen'in dün yayınlanan kasetlerine ne diyorsunuz. Aslında CNN yönetimi ile de görüşmedim, bunları konuşabiliyor muyuz diye ama yazılıp çiziliyor. İki şey var. Hakkaniyetli olalım. Bir tarafta Gülen'in kasetleri yayınlanıyor. Diğer tarafta Sabah gazetesinin satışı iddiası ile ilgili kasetler yayınlanıyor. İkisinde de ekonominin içinde olduğu iddiası var iki siyasi gücün.

Abdulkadir Selvi: Burada şu var ilkeli olmak gerek, ne kadar doğru olursa olsun yasa dışı dinlemelere yüz verememek gerek. Bugün başbakan olur, yarın Hocaefendi olur, yarın başka biri… Ama ortaya çıkan da bir durum var benim açımdan. Hocaefendi sadece cemaatin dershane, okul, imam, Kur'an hizmetleri ile uğraşan bir yaşayan önder olmanın ötesinde bir takım ihaleler ile ilgilienen, vergi borçları ile ilgilienen, siyasi bir takım operasyonların içinde olan, milletvekillerinin istifa etmeleri konusunda talimat veren, alternatif iktidar odağı olarak gözüküyor. Türkiye'de mağdur olarak bildiğimiz, mağdur olup hizmet yapamadığı için Amerika'ya giden, bir hocaefendi değil, farklı bir portre çıkmaya başladı.

Aslı Aydıntaşbaş: Ama kendisnin zaten çok güçlü olduğunu, Cumhurbaşkanının bizzat Fehmi Koru'yu göndermesinden, bizzat mektup yazıp yollamasından bilmiyor muyduk. İş adamlarının, bakanların arayı hoş tutmaya çalıştığını bilmiyor muyduk? Gülen cemaatinin bir siyasi gücü olduğu ortada, sürpriz değil.

MANEVİYAT ÖNDERİ DEĞİL KÜRESEL BİR CEO

Abdulkadir Selvi: Şu var. Biz türkiye'de yaşamıyor muyuz cemaatler gerçeğini bilmiyormuyuz? Sanki bununla ilk kez mi tanıştık gibi bir şey inandırıcı olmaz elbette. Fakat  biz bir maneviyat  büyüğü olarak, vaktinin Mevlana gibi, İmam-ı Rabbani gibi, Said-i Nursi gibi İslam ile ilgili konularla uğraşan, tefsirle hadisle uğraşan, islam dünyası meseleri ile uğraşan bir maneviyat büyüğü görüyorduk kendisini, ama gördük ki birtakım siyasi operasyonları yönetiyor.  Bir takım ihalelerle ilgilieniyor. Paralel devlet dediğinizde… İşte Yargıtayda dosyası olan dosyasını oraya gönderiyor. Yargıtay imamı kanaat için dosyayı oraya soruyor. Vergi borcu olan oraya müracaat ediyor. Bankayla, BDDK ile ilgilieneceğiz diyorlar. Cumhurbaşkanına yazdığı sulhnamede de müslümanlar, hak ve özgürlükler konusunda bir takım taleplerde bulunmuyor. Kıyım yapılmasın diyor.  Bizim düşündüğümüz maneviyat büyüğünden ziyade, operasyonel, belki Küresel bir şirket CEO'su gibi hareket ediyor.

Aslı Aydıntaşbaş: Mütekabiliyet çerçevesinde demiyorum ama diğer kasetleri de ciddiye alıyorum. İş dünyası ve siyasetin içiçe olması zaten sorun. Eğer doğruysa başbakan'ın bir gazeteinn satışı içinde olması bu kadar yanlış. Bir vergi mükellefi olarak o iş adamının aldığı ihaleleri sorgularım o zaman. Gülen Cemaatinin siyasetin içinde olduğunu biliyorduk. ama şu zamana kadar davaların ve yargıların şekillenmesi sürecinde hükümetin doğrudan Cemaat ile konuşarak yaptığı düşüncesindeyim. Geçimişte kabinenin kıdemli bir üyesinin bazı  davaların gidişatı konusunda bizzat Pennsylvania'ya gidip görüş alışverişinde bulunduğunu  duymuştuk.

Abdulkadir Selvi: Ben bunu bilmiyorum. İlk kez duyuyorum.

BAKANLAR DAVALAR İÇİN GÜLEN'E GİTMEDİ Mİ?

Aslı Aydıntaşbaş: Başbakan'ın da onayıyla… Şu zamana kadar sizce bu davaları konuşmadılar mı?

Abdulkadir Selvi: Ben bunu bilmiyorum.  Benim bilmemem olmadığı anlamına gelmez. Ama bir bakanın, bir takım davalar için gidip Penssylivania'ya Hocaefendi ile konuşması söz konusu olamaz. Yani sizin bilginiz varsa ayrıntı verirseniz sevinirim. Fevkalade rahatsız olurum ben bu durumdan. Millet seçerek yetki verdiyse seçilmiş iradedir. Ama paralel organlarla yürütülmesi kabul edilemez. Mesela İran'dan farkımız nedir bizim? Dini lider onaylamadan hiç bir yasa yürürlüğe giremez orada. Biz tam da böyle bir şeyi istemiyoruz zaten. 12 eylül referandumu sonrası HSYK'da ve yüksek yargıda  daha organize olduğu ve hükümetin gücünü istismar ettiği için Gülen Hareketi kendi oranının çok üstünde bir sonuç elde etti.  Doğru böyle bir durum oldu.  Ama bu yanlıştır tabii ki.