BIST 9.812
DOLAR 32,49
EURO 34,96
ALTIN 2.430,87
HABER /  GÜNCEL

Belediyenin anonsu aileyi yasa boğdu

Bursa'da oturan ve Balıkesi'e bağlı Avşa Adası'nda ailesiyle birlikte tatil yapan 8 yaşındaki Tuğra ailesine kötü haberi belediye hoparlörüyle verdirdi

Abone ol

Bursa’da oturan 35 yaşındaki Berna ile 33 yaşındaki Murat Vanlıoğlu çifti, 8 yaşındaki çocukları Tuğra’yı da yanlarını alarak bayram tatili için Balıkesir’e bağlı Avşa adasına gitti.

Bayram sabahı ailesiyle birlikte kahvaltı yapan küçük Tuğra daha sonra anne ve babasının elini öperek oynamak için sokağa çıktı. İddiaya göre, ehliyeti olmayan kadın sürücü 29 yaşındaki S.T. yönetimindeki 34 DR 9491 plakalı otomobil bisikletiyle sokakta gezen Tuğra’ya çarptı. Kaza ardından linç edilmekten korktuklarını öne süren sürücü S.T. ve arkadaşı P.B. otomobili kaza yerinde bırakarak uzaklaştı.

Uzun bir süre ambulans bekleyen Tuğra Vanlıoğlu yapılan müdahalelere rağmen öldü. Kazadan habersiz olan Vanlıoğlu ailesi yaklaşık 2.5 saat boyunca komşularıyla birlikte oğlunu aramaya başladı. Belediye binasında bulunan hoparlörden 5-6 yaşlarında elbisesinin üzerinde ’Tuğra’ yazılı olan bir çocuğunun jandarmada olduğunu duyan aile kayıp olduğunu zannettikleri çocuklarını almak için jandarma karakoluna gitti. Karakolda sakinleştirilmeye çalışan aile kısa bir süre sonra çocuklarının ölüm haberini aldı.

"ELİMİZİ SON ÖPÜŞÜYMÜŞ"

Bayram sabahı oğlunun elini öperek sokağa çıktığını söyleyen anne Berna Vanlıoğlu olayı şöyle anlattı;

"Saat 11.00 civarında ailece kahvaltı yaptık. Elimizi öptü. Son öpüşüymüş. Bir arkadaşının peşine takılıp arka sokağa çıkmış. 10 dakika çocuğumuz göremedik zaten ve panik olduk. Çevredeki herkesle birlikte aradık. Sonrasında belediye anonsuyla, "Tuğra adında 5-6 yaşlarında bisikletli çocuk bulundu. Acil jandarmaya gelin" anonsu duyduk. Biz de kaybolduğunu ve jandarmanın bulduğunu sandık. Çünkü sabah giydirdiğim kıyafetin üzerinde Tuğra yazıyordu. Jandarmaya gittik. Bize orada çocuğunuz sağlık ocağında tedavi altında denildi. Sağlık ocağında kimseyi bulamadık. Oradaki insanlar, ’cenazeniz camide’ dediler. Başkası deniz otobüsüyle Bandırma Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını söyledi. Herkes oğluma ne olduğunu biliyormuş ancak kimse bize bir şey söylemedi. En son bizim çığlıklarımıza dayanamadılar ve oğlumun cenazesinin camide olduğunu söylediler" Morgda oğlunu gördüğünü gözyaşları içerisinde anlatan acılı anne, şunları söyledi:

"Dişleri kırılmıştı. Kol ve bacaklarının üzerinden aracın lastikleri geçmiş. Aracın altında nasıl sürüklenmişse bilmiyorum kafasında bir delik vardı. Yüzü gözü tanınmayacak haldeydi. Acı gerçeği orada öğrendik. Görgü tanıkları sürücünün aşırı süratli olduğunu söylediler. Çarpmış ve direksiyonu yanındaki arkadaşı kıvırmış. Oğlumu ezmiş ve duramadan duvara çarpmış. Sürücüye ve yanındaki arkadaşına

"Sizi burada linç ederler" denmiş ve onlar da olay yerinden kaçarak benim çocuğumu orada kanlar içerisinde bırakmışlar. Hiç kimse müdahale etmemiş. Doktor ve ambulans gelmemiş. Oğlum vefat etmeden 5 dakika önce doktor oraya gelmiş. Orası bir ada. Her türlü kaza olabilir. Ancak hava ambulansı İstanbul’dan çağrılsaydı çocuğumun orada müdahalesi yapılır ve ameliyata alınırdı. Belki şu an hayatta olurdu. Hiçbir müdahale yapılmamış. Benim oğlum orada inleye inleye ölmüş."