BIST 10.046
DOLAR 32,27
EURO 34,68
ALTIN 2.411,67
HABER /  GÜNCEL

2 Eylül 2011 Basın Özeti

İngiliz Pazar gazetelerinden seçtiklerimiz...

Abone ol

İngiliz Pazar gazetelerinin ortak uluslararası konusu, Libya'da Muammer Kaddafi'nin iktidarda olduğu sırada batı ile istaihbarat alanında işbirliği...

Konuyu manşetinde ele alan Sunday Times ABD ve İngiltere'nin Kaddafi ile işbirliğine ilişkin belgelerin gün ışığına çıktığını yazıyor.

Belgeler CIA'nın 2002 ile 2004 yılları arasında bir dizi islamcı militanı kaçırarak Kaddafi rejimine teslim ettiğini gösteriyor.

Gazeteye göre, İngiliz istihbaratı Libya'da işkenceye maruz kalan kişilerin verdiği bilgiler konusunda sık sık Libya ile irtibat halinde olmuş.

İngiltere de Kaddafi'ye islamcı muhalifleri hakkında bilgi vermiş.

İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından bulunan belgelerde, Libya istihbaratı ile CIA, MI6 ve diğer bazı istihbarat kurumları arasındaki yazışmalar ortaya konuyor.

Yazışmalar ABD yönetiminin Terörle Mücadele olarak tanımladığı döneme ilişkin.

Sunday Times, İngiltere'nin Tony Blair'in başbakanlığı döneminde Libya ile yakınlaşmada harcadığı çabaları da iç sayfalarında ele alıyor.

Gazeteye göre, Blair zamanın Libya lideri olan Muammer Kaddafi'nin oğullarından Seyfülislam'ın Londra'daki bir üniveersitede yaptığı doktora çalışmasına yardımcı olmuş.

Gazete, Kaddfi'nin diğer iki oğlu olan Hamis ve Saadi'nin de İngiliz komandoları SAS'ın 'çok özel kişiler için' düzenlenen bir tatbikatını izlemeye davet edildiklerini de yazıyor.

İngiltere'de gelir adaletsizliği

Independent on Sunday İngiltere'de gelir adaletsizliğinin büyümekte olduğunu yazıyor.

Gazeteye göre, ülkede önde gelen şirket yöneticilerinin emeklilik fonları %70 artarak adam başı 4 milyon sterline ulaşmış durumda.

Gazete, ortalama emeklilik fonunun değerinin 30 bin sterlin olduğu ülkede, son verilerin tartışmaları kızıştırdığını belirtiyor.

Gazete, şirket yöneticilerinin emeklilik fonlarındaki %70'lik artışın son 10 senede ortaya çıktığını kaydediyor.

Gazete son verilerin, çalışanlarla yöneticiler arasındaki gelir uçurumunun daha da büyümekte olduğuna işaret ettiğini yazıyor.

İngiliz sağlık sisteminde özelleştirme tartışması

Observer bazı İngiliz hastanelerinin yönetiminin yabancılara verilmesi ihtimalinin, hükümetin sağlık sisteminde reform planlarına darbe vurduğunu yazıyor.

İngiltere hükümeti Muhafazakar ve Liberal Demokrat partilerin kurduğu bir koalisyon hükümeti.

Liberal Demokratlar Muhafazakarların Ulusal Sağlık Sistemi'nde özelleştirme yönünde atılan adımlar ve planlardan rahatsız.

Gazete 10 ila 20 hastanenin yönetiminin, sağlık sektöründe hizmet veren yabancı şirketlere devredilmesi ihtimalinin bu rahatsızlığı iyice derinleştirdiğini belirtiyor.

Tartışmanın kaynağı olan bilgi, yeni açıklanan bazı resmi elektronik postalar...

Elektronik postaları ortay açıkaran ise, kar amaçlı olmayan bir sivil toplum örgütü olan Spinwatch.

Spinwatch'un Bilgilenme Özgürlüğü yasası çerçevesinde görmeyi talep ettiği elektronik postalar, üst düzey sağlık yetkililerinin bazı hastanelerin yönetimini uluslarası şirketlere devretme konusunda görüş alışverişi yaptıklarını gösteriyor.

Observer, bu yazışmaların yapıldığı dönemde, hükümet yetkililerinin halka Ulusal Sağlık Sisitemi'nde kesinlikle özelleştirme olmayacağiı yönünde açıklamalar yaptığını belirtiyor.

Gazeteye göre, görüşmeler yapılan uluslararası şirketler, hastanelerin yönetimi üstlenmek için bazı koşullar öne sürmüş.

Bunlardan biri 'personel yönetiminde serbest olmak'; gazete, bu ödün karşılığında, 'gayrı menkul ve emeklilik fonunun Ulusal Sağlık Sisitemi'nde kalacağını' yazıyor.

Sağlık Bakanlığı ise başka kurumlarla görüşmeler yapılmasının sıradışı bir şey olmadığını söylüyor.

İngiltere hükümetinde gerilim

Sunday Telegraph İngiltere'de iktidar koalisyonu içindeki anlaşmazlığın sağlığın yanısıra eüitim ve bankacılık reformu konusunda da derinleştiğini belirtiyor.

Gazete, koalisyonun Muhafazakar ve Liberal Demokrat kanatlarının kilit konulardaki anlaşmazlıklarının artık kamuoyuna da yansıdığını bildiriyor.

Gazete, her iki taraftan önde gelen isimlerin, hükümetin başarılı icraatlarını kendilerine mal edip, başarısızlıktan diğer tarafı sorumlu tuttuğunu belirtiyor.