BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Başbuğ ağlama duvarında Fatiha okumuş

İlker Başbuğ'un mahkemede de sorulan ağlama duvarı fotoğrafı çok konuşulmuştu. Başbuğ o duvarda Fatiha okumuş.

Abone ol

Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, avukatı aracılığıyla yazılı açıklama yaptı.

Başbuğ İsrail'deki ağlama duvarı önünde çekilen fotoğrafının perde arkasını anlattı ; 'Orda Fatiha okudum'

"Bize yapılan kara propagandadır" şeklinde başlayan Başbuğ'un açıklamasındaki ağlama duvarındaki fotoğrafına ilişkin bölüm şöyle;

"FATİHA SURESİNİ OKUYARAK DUA ETTİK"

"2008 yılı Ağustos ayında Genelkurmay Başkanlığına atandırılmam beklenmekteydi. Haziran ayı içerisinde, bu atamayı engellemeye yönelik, medya üzerinden, birileri tarafından bir 'karalama kampanyası' başlatıldı.

ilker başbuğ israil ağlama duvarı2004 yılında, Genelkurmay 2. Başkanı iken İsrail'e resmi bir ziyaret yapmıştım. Resmi programda Kudüs'teki Ağlama Duvarı ile Mescid-İ Aksa'yı ziyarette yer almaktaydı. Ev sahibinin yaptığı tekliflere uymak ve özellikle inançlarına karşı saygılı davranmak her şeyden önce bir nezaket ve insanlık kuralıdır.

12 Haziran 2008 günü, Kudüs'teki Ağlama Duvarında çekilen fotoğraflar bir gazetede yayımlandı.

Osmanlı İmparatorluğu'nun zamanında tamir ettirerek koruduğu Ağlama Duvarını ziyaret esnasında, Fatiha suresini okuyarak dua ettik.

MESCİDİ AKSA'YI DA ZİYARET ETTİM AMA
O FOTOĞRAFLARI GÖREN YOK

Daha sonra da Mescid-i Aksa'yı ziyaret ettik. Biz Müslümanlar için ayrı bir önemi olan bu cami de dua ederken çekilmiş fotoğraflarımızda var, ancak kendilerinde insanların inançlarını, imanını sorgulama hakkını görenler, bu fotoğrafları görmediler.

Ağlama duvarında çekilmiş bu fotoğrafları, kara propaganda amaçları için kullananlar, her sıkıştıklarında bu fotoğraflara dört elle sarıldılar. İftiralarına, hakaretlerine devam ettiler"

"DÜĞMEYE BASILMIŞ GİBİ BİR GÜN SONRA GERÇEKLEŞTİ"

"Hakaret ettikleri kişinin, belki de ilk defa, Türk Ordusunun en yaygın adlarından birinin de 'Peygamber Ocağı' olduğunu dile getirmiş olmasına da kulaklarını tıkadılar. Çünkü onlar, kör ve sağırdırlar. Bu iftiracıları Allah'a havale etmenin yanında, yasal zeminde de mücadelemiz devam etmektedir ve edecektir.

BEN BİLE 'BORU' TABİRİNİ KULLANDIĞIMA İNANIR OLDUM

"Diğer bir örnek ise, Poyrazköy'de yapılan kazılarda gömülü olarak bulunan beş adet boş kullanılmış law'a tarafımdan 'boru' denildiği iddiasıdır. Bu söylem insanların aklına o kadar yerleştirildi ki, ben bile 'boru' tabirini kullandığımı sanıyordum; ta ki daha sonra yapılan bir araştırma sonucunda, 'boru' tabirini benim değil bir siyasi liderin kullanmış olduğunu öğreninceye kadar. (... ) Benim “boru' demediğimi bilerek, hala bu konu üzerinden polemik yapmak, en hafif deyimiyle 'ahlaksızlıktır'!

TÜRK HALKI NE DİYOR?

"Yapılan bir anket de Türk halkının yüzde 70'nin 26. Genelkurmay Başkanı'na terör örgütü yöneticisi ve darbeci suçlamasını vicdanen ve aklen kabul etmediğini gösteriyor. Çünkü, toplum 26. Genelkurmay Başkanı'nı tanıyor ve hukuk yönünden de, internet sitelerini kapattıran kişilerin 'kara propaganda' yaptıkları suçlamasıyla cezalandırılmalarına insanların gönülleri hiç razı olmuyor.

Her şeyden önemlisi de, bir genelkurmay başkanına savcıların 'terörist, terör örgütü yöneticisi' iddiasında bulunması, hâkimlerin de bu iddiayı kabul etmesi, iddia konusu cebir ve şiddet kullanarak hükûmeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçlamasının; doğrudan muhatabının hayret, şaşkınlık ve hatta öfkeyle karşıladığı bu durumu, dış kamuoyu da gülünç ve akıldışı bulmaktadır.

GENELKURMAY BAŞKANINA TERÖRİST DENİLMESİ...

Kamuoyunda bu açıdan büyük bir öfke ve isyan vardır. Bu durumdan rahatsızlık duyanlar, kamuoyunu aksi yönde etkilemeye çalışmaktadırlar. Onlar, 26. Genelkurmay Başkanı'na terörist denilmesinin nedeni olarak TMK'nun 2. maddesini gösterdiler. Oysa, bu söylem gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Çünkü, 26. Genelkurmay Başkanı hakkında açılan davada, TCK'nun “silahlı örgütö başlığı altındaki 314. maddesinden de suçlama bulunmaktadır. Dolayısıyla onların dediği gibi TMK'da yeni bir düzenleme yapılsa bile, 314. maddeden de dava açılmış olması nedeniyle 26. Genelkurmay Başkanına 'terör örgütü yöneticisi' söyleminde bir değişiklik olmaz"

"BİZLERİ YIKAMAYACAKLAR"

(...) En son olarak da, bir gazetenin asılsız haberine dayanarak 22 Ekim 1993 günü Tuğg. Bahtiyar Aydın'a 'Lice'ye git' emrinin tarafımdan verildiği yalanına dört elle sarıldılar. Tuğg. Aydın beraberindekilerle, Lice'nin güneyinde planlanan bir operasyonu yönetmek üzere Lice'ye saat 06.30-07.30 arasında hava yoluyla intikal etmiş idi. Lice güneyine planlanan operasyon başladıktan sonra, 09.30 civarında Lice olayları başladı. Tuğg. Aydın saat 11.45'de yaralandı ve maalesef kurtarılamayarak şehit oldu.

Bizlere ne kadar yapmadığımız şeyleri yaptınız deseler de, ilgimizin olmadığı ve olamayacağı hususlardan sorumlu tutmaya çalışsalar da, bir fotoğraf veya bir görüşme üzerinden iftira atsalar da, haksızlık ve eziyet etseler de, bizleri yıkamayacaklar.

Çünkü, bir şeyi unutuyorlar: Bizler 'ebedi başkomutanımız' Mustafa Kemal Atatürk'e gerçekten yürekten inanan ve bağlı olan generalleriz, amiralleriz, subaylarız, astsubaylarız!"