BIST 9.916
DOLAR 32,46
EURO 34,75
ALTIN 2.435,77
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Arınç çekilme oranını açıkladı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç PKK'nın çekilme oranının yüzde 20 olduğunu açıkladı.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Gezi Parkı eylemlerinden, çözüm sürecine, Suriye’deki gelişmelerden seçim barajı tartışmalarına kadar gündemdeki konularla ilgili önemli mesajlar verdi.

‘Demokratikleşme paketini’ perşembe günü tamamlayarak Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunacaklarını söyledi. Demokratikleşme adımlarının süreçle bağlantılı görülmemesi gerektiğini belirterek “BDP’lilerin de söylediği gibi çözüm sürecinde bir al-ver söz konusu değil. 63 madde. Yaptığımız çalışmalar sonuçlandı.” dedi. Gazetelerin Ankara temsilcileriyle iftarda buluşan Bülent Arınç, ‘Gezi eylemleri’ni değerlendirirken, ilginç tespitlerde bulundu. Herkesin ‘tef’ gibi gergin olduğunu vurguladı ve ‘normalleşme’ temennisinde bulundu. Terör örgütüne katılımlar konusunda “Bugünkü amacın geçmişteki gibi silahlı eylem, ölecek veya öldürecek nitelikte olduğunu düşünmüyoruz. Amaç gelecek kaygısı. Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli.” ifadesini kullandı.

Başbakan Yardımcısı, yüzde 10 seçim barajının düşmesinden yana olmadıklarını ancak bütün partilere aldıkları oy oranında Hazine yardımı yapılabileceğini belirtti. Suriye’de gelinen son noktayı ise çok olumsuz bulduklarını söyledi: “Rejim ayakta kalabilmek için bir yandan PYD’yi, bir yandan Hizbullah’ı kullanıyor. Ama silahlı müdahale gündemimizde yok. Bu daha kötü şartları getirir.”

Çözüm sürecinde az bir zamanda oldukça yol alındığını belirten Arınç, ‘demokratikleşme paketini’ perşembe günü tamamlayacaklarını ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a sunacaklarını söyledi. Endişelere yol açan örgüte katılımların ise yüksek olduğu kanaatinde olmadıklarını bildirdi. Arınç, “Onu değerlendirdik. Bu katılımların bugünkü amacının geçmişte olduğu gibi silahlı eylem yapacak ölecek veya öldürecek nitelikte başka amaçlarla olduğunu düşünüyoruz. Başka amaç gelecek kaygısı. Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli hal aldı.” dedi. Başbakan Yardımcısı, yüzde 10 seçim barajının düşmesinden yana olmadıklarını ancak bütün partilere aldıkları oy oranında hazine yardımı yapılabileceğini bildirdi. İşte Arınç’ın konuşmasından satır başladı:

Demokratikleşme paketine bugün nokta konulacak: “Demokratikleşme adımlarının süreçle bağlantılı görülmesi doğru değil. BDP’lilerin de söylediği gibi çözüm sürecinde bir al ver söz konusu değil. 30 Eylül kongresinden 2023 siyaset vizyonu adıyla bir manifesto yayınladık. 63 madde. Yaptığımız çalışmalar sonuçlandı. Perşembe günü noktayı koyacağız. Sonrası Başbakan’a takdimdir. Bazıları yasal düzenleme ile bazıları idari kararlarla uygulayacağız. Meclisin olağanüstü toplantıya çağrılması şu anda gündemimizde yok. Şu anda acil toplantıyı gerektiren bir ajanda yok önümüzde.”

Çekilme oranı yüzde 20’lerde: “Bu çekilmelerin az olduğu konusunda Başbakan’ın bir ifadesi oldu. Sonra İçişleri Bakanı ‘yüzde 20’ler olabilir’ dedi. Biraz daha hızlandığı söylendi. Yüzde 20’nin üzerine çıktı diye bir bilgiye sahip değilim. Demek ki o seviyelerde bir çıkıştan bahsedilebilir.”

Başka çaremiz kalmadı: “Bir sene öncesine kadar karakollar basılıyor, onlarca canımız gidiyordu. Çözüm sürecinin başarıya ulaşmasını istemeyen sadece Kandil veya dış bağlantılı örgütler değil, Türkiye’nin içinde de 30 yıldır devam eden terörün bitmesini istemeyen başka odaklar var. Heyecan içinde olan odaklar var. Başka bir çaremiz kalmadığı veya denenmesi gereken bir yol olarak bu işe girdik.”

Süreç bir an önce sonuçlanmalı: “Az bir zamanda çok olumlu yol alındı bence. Nevruz ve sonrası yaşananlar olumlu bir tablodur. Efendim bu sırada yüzleri maskeli adamlar kendilerine asayiş ismini vermişler. Bunlarla hukuk içinde mücadele edecek teşkilatlarımız var. Kendilerine göre şehitlik yapmaya kalkmışlar. Bunların önlenmesi konusunda mülki amirler kendilerine düşen görevi yapıyorlar. Bunlar yapılıyor ama bir şey yapılmıyor: Karakol basılmıyor, bomba patlamıyor... Hâlâ buradayız güçlüyüz mesajı vermek için eylem yapıyorlar. Bu aralar iş yerleri basılıyor, araçlar yakılıyor, haraç ve fidye istemelerin daha çok olduğunu duyuyoruz. Sürecin biran önce sonuçlanmasında fayda var.”

Suriye’ye silahlı müdahale söz konusu değil: “Biz Suriye’de gelinen noktayı çok olumsuz buluyoruz. Rejim ayakta kalabilmek için bir yandan PYD’yi, bir yandan Hizbullah’ı kullanıyor. Kaostan istifade ederek kendiliğinden yeni bir oluşum meydana getirme gayretleri var. Diplomasimiz doğrudan ya da dolaylı devam ediyor. Sadece bu olaydan yola çıkarak silahlı müdahaleyi gündemimize almış değiliz. Yapılacak müdahale daha kötü şartları getirir.”

MEB’in temyizini onaylayamayız: “Kurumlarımızın hukuk müşavirleri var. Bir süreci takip ediyorlar. Kurum kendini savunmak için kesin hüküm meydana gelinceye kadar savunmalarını vs yapar. Nabi Bey ‘Neden temyiz ettiniz?’ diye soruyor. Daha önceki savunmalarımız bu yöndeydi diyorlar. Görevden alıyor, yerine başka bir hukuk müşavirini getiriyor. Hepsinden bakanın haberi olmayabilir. Ama özellikli davalarda hukuk müşavirlerinin bilgilendirmesi lazım. Böyle bir temyizin yapılmasını onaylamayız.”

İsrail önce üzerine düşeni yapacak: “İsrail ile tazminat miktarında büyük tartışma yok. Rakamlar muhtelif olabilir ama asıl mesele tazminat miktarı değil. İki konuda sıkıntı var, çözemedik. Bizim iki şartımız henüz tam teyit edilmediği için para miktarını şimdilik konuşmuyoruz. Bu bir ilke meselesidir. Para noktasında bir acelemiz olmadığına göre İsrail’in de üzerine düşeni yapması gerekiyor.”

Öcalan’ın cezaevi şartları değişmedi: “Öcalan’ın infaz koşulları içinde son 6 ayda bir değişiklik olmadı. Bildiğim kadarıyla odası değişmedi. İnfaz hukuku çerçevesinde televizyon verildi. Ötesinde bir şey yapılması için bakanlığın olurunun alınması gerekiyor. Yeni mahkum gönderilmesi, kadın mahkum gönderileceği iddiaları doğru değil. Basın toplantısı talebinin imkanı yok.”

Herkes tef gibi gergin

“Gezi olayları sırasında Başbakanlık vekaleti bendeydi. Döndükten sonra ise inisiyatif tamamen Başbakan’daydı. O süreç içerisinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Gerilim derseniz. Herkesin tef gibi gerildiği bir Türkiye’deyiz. İnşallah normalleştiğimiz zamanlara da kavuşuruz. 20 senedir parlamentodayım ama Bakanlar Kurulu sonrası açıklama yapmak kadar zor bir iş yaşamamıştım. Hükümet sözcüsü olmak zorluk veriyor.”

‘Evet efendimci, sepet efendimci’ olmam

Herkes ne biliyorsa söyler sonunda oradaki başkan olan kişi kararı verir ve herkes bu kararı kendi kararı gibi hazmeder. Karar bazen istediğimiz gibi, bazen de tam tersi çıkabilir. Tersine çıkarsa uymuyorum deme lüksünüz yok. Biz bulunduğumuz yerde söz düşerse içimizden ne geçiyorsa onu söyleriz. Birileri memnun olur olmaz, umurumuzda değil. Ama oradan çıkan sonucu benimseriz. Evet efendimci, sepet efendimci olmadık olmayacağız. Siyasi hayatımı 2015’e kadar böyle sürdüreceğiz. Sonra teşekkür edip başka bir hayatın içinde olacağız.

Partiler oy oranlarına göre yardım almalı

Temsilde adaleti güçlendirecek adımlar atılmalı. Tercihli oy, ittifak veya dar bölge seçim sistemi olabilir mi diye kafa yorduk. Barajı yüzde 10’da tutup ek tedbirlerle temsilde adaleti sağlayacak düzenlemeler yapılabilir. Biz yönetimde istikrarın olması için barajın muhafazasını düşünüyoruz. Hazine yardımında bir haksızlık olduğu açık. Bütün partiler oy oranlarınca yardım almalı.