BIST 10.173
DOLAR 32,27
EURO 34,94
ALTIN 2.449,81
HABER /  GÜNCEL

Açlık grevleri nasıl sona erdi?

67 gündür sonü eren aclık grevleri nasıl bitti? İlk adım kimden geldi? Mehmet Öcalan adaya nasıl gitti?

Abone ol

BDP, cuma günü Adalet Bakanı Ergin'le temas kurup bu ziyaret için talepte bulundu ve Abdullah Öcalan'ın grevi bitirme çağrısı yapacağını da iletti.

Taraf Gazetesi Ankara Temsilcisi Lale Kemal, bugünkü haberinde açlık grevinin bitirilmesinin perde arkasını yazdı. İşte ayrıntılar:

Geçen cuma öğlen saatlerinde, İmralı’ya gidiş gelişler için kullanılan kosterin yenisiyle değiştirildiği haberlerini doğrulayan Adalet Bakanlığı yetkilileri, bu gelişmenin, Öcalan’ın, uzun süredir izin verilmeyen avukatlarıyla görüşmesinin habercisi olmadığının ısrarla altını çiziyorlardı. 

BDP, ÖCALAN'IN NİYETİNİ NASIL BİLDİ?

Ancak, aynı gün öğleden sonra bir gelişme oluyor ve BDP, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile temasa geçerek, kardeşi Mehmet Öcalan’ın, Abdullah Öcalan ile hemen görüşmesine izin verilmesini talep ediyor. Bu arada hatırlatalım, ailesi ile Öcalan arasında görüşme yasağı yok ancak aile, görüşme başvurusunda bulunmuyordu. BDP, Ergin’e bu talepte bulunurken, Öcalan’ın, açlık grevlerinin sonlandırılması çağrısı yapacağı mesajını da veriyor.

CUMA GECESİ ARINÇ SİNYALİ VERMİŞTİ

Bakanlık da hemen harekete geçerek, Mehmet Öcalan’ın, yeni alınan koster ile -zaman zaman koster arızalı olduğu gerekçesiyle Öcalan’ın avukatlarıyla ya da bazı BDP’li vekiller ile görüştürülmemiş olması bir hayli tuhaf ama bu ayrı bir yazı konusu- geçen cumartesi günü sabahı, büyük olasılıkla İstanbul’da bir limandan İmralı’ya geçmesini sağlıyor. Belli ki bu seyahat olurken, durumdan haberdar olan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Manisa’dan, grevlerin bittiğinin duyulabileceği açıklamasını yapıyor. Dün akşam saatlerinde de, Mehmet Öcalan, ağabeyi Abdullah Öcalan’ın, açlık grevlerinin bitirilmesi çağrısını aktarırken kendisine atfen açıklamasının bir yerindeki şu cümleyi kullanıyor: “Açlık grevini eylem tarzı olarak genel itibariyle doğru bulmamakla birlikte... Açlık grevi eylemi yerini bulmuş ve amacına ulaşmıştır.”

Mehmet Öcalan’ın açıklamasının ardından BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak da, açlık grevlerinin sonlandığı haberini dün sabah saatlerinde veriyor.

Binlerce hükümlü ve tutuklu, anadilde savunma hakkını veren tasarının yasalaşma yoluna girmesini yeterli bulmayıp Öcalan ile avukatları arasındaki görüşmelerin başlatılması ve anadilde eğitim taleplerinin de karşılanması halinde ancak eylemlerini sona erdireceklerini bildirmelerine rağmen ne oluyor da dün grevler sonlandırılıyor. Bu sorunun net cevabını bilmek zor her ne kadar Öcalan, kardeşi aracılığıyla, “eylem yerini bulmuş” dese de. Ama dünkü yüksek tahminlere göre, Öcalan, yakında avukatlarıyla görüştürülecek ama AİHM’de devam eden davası bağlamında hukuki konularla sınırlı olacak şekilde bu buluşmanın olacağı belirtiliyor.

DEVLET ÖCALAN'A ÖFKELİYDİ

Peki, Öcalan, akamete uğratılan Oslo görüşmelerine denk gelen sürede yani Nisan 2010 ile Temmuz 2011’e kadar olan sürede, Prof. Dr. Mehmet Özcan’ın da hatırlattığı üzere, 56 kez avukatlarıyla görüştürülmüşken, 15 aydır neden görüştürülmedi? Prof. Özcan’a göre, devlet, Oslo barış sürecinde kendisini yanlış yönlendirdiği düşüncesiyle Öcalan’a böylece ceza verirken Devrimci Halk Savaşı adıyla yeni bir çatışma sürecini başlatmış olmasından dolayı da yine devlet kendisine öfkeliydi. Dolayısıyla avukatları ile görüşmesi engellendi.

AÇLIK GREVLERİNİN SONA ERDİRİLMESİNDE MİT DEVREDE

Zaten uluslararası hukuka göre, Öcalan hakkında yargılama süreci olduğu için yalnızca hukuki konularla sınırlı avukatlarıyla görüşebilecekken siyasi amaçlı mesajları için de görüştürüldü ve ama bu, 15 ay süreyle kesildi, yukarıda değinilen sebeplerin de etkisiyle. Açlık grevlerinin sona erdirilmesi sürecinde MİT’in de devrede olduğu zaten sürpriz bir gelişme değil. Ancak, MİT’in, yaz başından bu yana, diyalogu kesmemek adına Öcalan ile görüştüğü belirtiliyor. Prof. Özcan, Öcalan’ı kontrol eden yapının (MİT) elindeki bu gücü kontrol altında tutmak istediğine dikkat çekerken devlet aklının, Öcalan’ın, PKK ve Kürt siyaseti üzerinde güçlü etkisi olduğuna inanıyor.