BIST 10.644
DOLAR 32,26
EURO 35,11
ALTIN 2.499,92
HABER /  GÜNCEL

15 Nisan 2013 Basın Özeti

BBC'nin LSE öğrencilerinin gezisi sırasında Kuzey Kore'de yaptığı gizli çekimler tartışması; Suriye'de cihatçıların isyana zararı, Esad'a faydası ve Thatcherizmin güncelliği

Abone ol

İngiltere'nin en önde gelen üniversitelerinden London School of Economics'in (LSE) BBC'ye Kuzey Kore'de öğrencilerle birlikte yaptığı programla ilgili eleştirileri İngiliz basınında geniş yer buluyor.

Konuyu manşetinde işleyen Times gazetesi, Kuzey Kore'de gizli çekimler yapıp program hazırlayan BBC ekibinin, birlikte seyahat ettikleri öğrencilere bu durumu haber vermeyerek, öğrencileri tehlikeye attığının iddia edildiğini yazıyor.

Gazete, BBC'nin yeni genel müdürü Tony Hall'un, LSE rektörünün programın yayınlanmamasıyla ilgili isteğini reddettiğini de aktarıyor.

Kuzey Kore'de gizli çekim

BBC'nin Panorama programı için çekim yapan üç kişinin, LSE'nin öğrenci topluluğu tarafından düzenlendiği belirtilen sekiz günlük Kuzey Kore ziyaretine katılarak, araştırmacı oldukları izlenimini verdikleri belirtiliyor.

Gazete BBC News programları müdürünün, öğrencilere gerekli uyarının yapıldığını ifade ettiğini de yazıyor.

Guardian gazetesi ise nükleer saldırı tehdidinde bulunan bir ülkeden haber geçmenin önemli bir gazetecilik başarısı olduğunun altını çizdikten sonra, BBC genel müdürünün ilk tepkisinin bu haberi hazırlayanların arkasında durmak olmasının beklenen bir tavır olduğu tespitini yapıyor.

Ancak gazete, Hall'un, LSE öğrencilerinin kendilerine gizli çekim yapan bir televizyon ekibinin eşlik edeceğini tam olarak hangi noktada öğrendiklerini açıklaması gerektiğini savunuyor.

"BBC ve İngiliz hükümeti bir görülüyor"

Gazete, LSE'nin araştırmacılarının tarafsızlığına halel gelmesi karşısındaki kaygılarının anlaşılır olduğunun da altını çizip, dünyanın bazı bölgelerinde, BBC ile İngiliz hükümeti arasındaki ayrımın kabul edilmediğini de belirtiyor.

Independent gazetesi ise Kuzey Kore'ye giden BBC ekibinin başındaki John Sweeney'nin tehlikeli bölgelerdeki araştırmacı gazetecilik başarılarına sahip olduğunu hatırlatıyor.

LSE'den Profesör George Gaskell, programın, üniversitesinden araştırmacıların gelecekte tehlikeli bölgelerde çalışma risklerini artırdığı konusunda kaygılarını Independent gazetesiyle paylaşmış.

Gaskell, hâlihazırda bazı araştırmacılarının Afrika'da ve Çin'de olduklarını, bu kişilerin tarafsızlıklarından kuşku duyulması halinde durumlarının tehlikeye girebileceğini de belirtip, "hangi tehlikelerin kabul edilip, hangilerinin kabul edilemeyeceği konusunda" BBC ile farklı fikirlerde olduklarını vurguluyor.

BBC muhabiri John Sweeney ise öğrencilerin tümünün, yetişkin ve cesur bireyler olduğunu ve karşı karşıya kaldıkları risklerin bilincinde olduklarını savunuyor gazetenin satırlarında.

Cihatçıların isyana "zararı"

Financial Times gazetesinden Roula Khalaf, Suriye'deki iç çatışma konusundaki yorum yazısında ülkedeki cihat yanlılarının, isyancıların davasına darbe vurdukları değerlendirmesini yapıyor.

"Suriye'deki Nusra Cephesi'nin cihatçıların evreninde nadir bir başarı öyküsü" olduğunu yazan Khalaf, bu nedenle el Kaide'nin Irak'taki başarısız örgütünün, iki örgüt arasında bir birleşme yaşandığı iddiasıyla ortaya çıkmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor.

Ancak yazara göre, dini fanatikliği ve öldürme yöntemleriyle değil ancak ana akım gruplarla işbirliğine elverişli bir örgüt imajıyla el Kaide'nin daha kabul edilebilir bir yüzü olmaya çalışan Nusra Cephesi tam da bu nedenle, bu birleşme açıklamasına farklı bir yanıt verdi.

"Bu birleşme konusunda haberdar edilmediğini ve birleşme ile pek de ilgilenmediklerini ifade eden Nusra Cephesi, Irak'taki el Kaide'nin liderinin üzerine çıkarak el Kaide'nin başındaki Eyman ez-Zevahiri'ye bağlılık yemini etti."

Ancak, yazara göre bu açıklamalar, "Aşırılık tehlikesine karşı savaştığını iddia eden hükümetin anlatımına destek verir nitelikte."

Kendini gerçekleştiren kehanet

Gerçekliğin bu olmadığını savunan Khalaf, Suriye'nin azınlıklarının bu tür açıklamalarla da beslenen korkular nedeniyle Esad rejiminin düşmesinden endişe ettiklerini de aktarıyor.

Gazeteye konuşan İngiltere'deki Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nden Emile Hokayem "Bu anlatının, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet olduğunu ve Esad'ın da bu sonucu istediğini biliyoruz, ancak azınlıklar bunu böyle görmüyor" diyor.

Guardian gazetesi ise, Suriye'deki çatışmalarla ilgili bir haberinde, Suudi Arabistan'dan 1 milyar dolarlık bağış alan Ürdün'ün Suriyeli isyancılara silah sağlamak için koridorları açtığını belirtiyor.

Gazete, Ürdün Kralı Abdullah'ın, sınırın öteki tarafındaki çatışmanın bir an önce sona ermesinden yana olduğu yorumunu da yapıyor.

"Thatcherizm yaşıyor"

Geçiyoruz Daily Telegraph gazetesine, gazeteye düzenlik olarak yazan Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, Thatcherizm'in müzelik bir yaklaşım olmadığını ve hala canlılığını koruduğunu belirtiyor.

Johnson, "87 yaşındaki bir kadının ölümünü şampanya ile kutlamanın komik olduğunu düşünen küçük solcu arkadaşlarıma, hayatta ve iyi durumda olan bir şeyi hatırlatayım; Thatcherizm," diyor.