BIST 9.890
DOLAR 32,46
EURO 34,81
ALTIN 2.448,12
HABER /  GÜNCEL

Özal suikastinde şok eden isimler

Turgut Özal'ın o dönem Özel Kalem Müdürü olan Feyzi İşbaşaran'ın suikastle ilgili açıklamaları çok konuşulacak.

Abone ol

"Olayı tamamen çözdüktün sonra, harekete geçecektik ki parti içinde 4-5 kişiden ciddi uyarılar aldık. "Bu işin peşini bırakın" yönünde."

Bu sözler Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın özel kalem müdürü, bugünün Elazığ Bağımsız Milletvekili Feyzi İşbaşaran'a ait.

Özal suikasti Sabah gazetesine konuşan İşbaşaran'ın açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. TBMM'de bir komisyon kurulması halinde suikastın kodlarını, isimleri anlatacağını belirterek şu açıklamalarda bulundu:

TANIKLIK ETTİM

Kartal Demirağ'ın giriştiği suikast olayı bütün yönleriyle ortaya çıkarsa gerisi çorap söküğü gibi gelir. Özal, o suikaste kafayı çok taktı. Aralarında istihbaratçılarında olduğu insanlarla görüştü. Bir süre sonra suikastın kodlarını, olayı kimlerin gerçekleştirdiğini isim isim çözdük.

YURTDIŞINDAN CİHAZLAR GETİRTTİK

Yurt dışından cihazlar getirttik. Kongrede yaşananları değişik detaylardan izledik. Demirağ dışında salonda iki kişinin daha varlığına kanaat getirdik. Demirağ'ı salona getiren bu kişilerdi. Ancak diğer iki kişiye ulaşamadık.

DİREKT KÜRSÜYE YÖNELDİ

Normalde her kongrede kendisi için hazırlanan koltuğa otururdu. Ancak "Bu güzel ortamı bozmayalım ve direkt kürsüye çıkalım" dedi. Sonra malum olay gerçekleşti. Sonra öğrendim ki suikast koltukta oturmaya göre ayarlanmış.

DEMİRAĞ'IN CEBİNDEN ÇIKAN KÂĞIT

Demirağ'ın sorgusuna gittim. Polisler bana cebinden çıkan kağıdı gösterdiler. Sabah yazmış ve cebine koşmuş: "Turgut Özal ya bugün sen öleceksin ya da ben.'

OTOPSİYİ O
ENGELLEMİŞ 
Semra Özal’ın “Zehirlediler” açıklamasının ardından, dönemin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi konuştu. Toperi, “ambulans yoktu”, “limonata içirildi” gibi pek çok iddiaya cevap verirken; otopsinin de Semra Özal tarafından engellediğini söyledi. Okumak için TIKLAYIN

İSİMLER ŞOK ETTİ

Olayın peşine düştükçe, araştırdıkça yurtiçi ve yurtdışı bağlantılarını hemen hemen saptadık. Sayın Özal, bu işin içindeki bazı isimleri tahmin edebiliyordu. Ama araştırma sonunda önümüze çıkan bazı isimler karşısında da şok oluyorduk.

"BU İŞİ BIRAKIN"

Olayı tamamen çözdüktün sonra, harekete geçecektik ki parti içinde 4-5 kişiden ciddi uyarılar aldık. "Bu işin peşini bırakın" yönünde. Bu baskılar çok yoğunlaştı. Bunu dinlemeyip devam etseydik, çok büyük bir savaş çıkardı. Kendisi Cumhurbaşkanlığı'na hazırlandığı için sorun çıkmasını istemiyordu. O yüzden dosyanın kapatılmasını istedi.

SAKİN OLUN

Bir gün ben ve bazı arkadaşlar 'hesaplaşalım' dediğimde şunları söyledi: "Çocuklar çok gençsiniz. Hesaplaşmaya girersek ülke kaybeder, ülke karışır. Tehdit altındayım, önümüzdeki bir yılı atlatmamız lazım. Bizim bu olayı çözdüğümüzü bunu yaptıranlar biliyorlar. Tekrar girişimde bulunamazlar. Can güvenliğinizin teminatı benim. Dertleri beni tasfiye etmek. 292 vekil bunların gözlerini korkuttu. Anayasayı değiştireceğimizi düşünüyorlar. Bu işi unutun ve sakin olun. Bu bir yıl içinde bunlarla kavgaya girersek, kaybederiz."

CUMHURBAŞKANLIĞI İÇİN DOĞRAMACI TEKLİFİ GELDİ

Saldırının yapıldığı kongre öncesinde Özal'ın Köşk'e çıkacağının konuşulmaya başlanmış olduğunu hatırlatan İşbaşaran, süreci şöyle anlattı: "Parti içinden de dışından da hatta bazı askerler Köşk'e çıkmasını istemiyordu. Özal parti içinde kendisini istemeyenlere 'Evren kalsın mı?' dedi. Evren'e 'görev sürenizi bir yıl uzatalım' teklifi yaptı. Ancak Evren kabul etmedi. Derin güçler kendisinin geri adım atmadığını gördüklerinde bu kez merhum İhsan Doğramacı'nın ismini getirdiler. Ama kabul etmedi ve Köşk'e çıktı. Yıllar sonra Doğramacı'ya sordum bu olayı, bana 'evet öyle bir şey vardı' yanıtını verdi.

ÖZAL SON NAMAZDA 'ARKAMDA DUR' DEDİ

İşbaşaran, Özal'ın vefat ettiği 17 Nisan 1993'ten bir gün önce Çankaya Muhafız Alayı Komutanlığı'nın içindeki camide son cuma namazını kıldıklarını, burada Özal'ın kendisinden yanında değil arkasında saf tutmasını istediğini belirterek şunları ifade etti: "Sonradan bana 'Kendimi iyi hissetmiyorum. Namazda sırt üstü düşerim diye endişe ettim. Ayaklarım tutmuyor, çok halsizlik var' dedi."