BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,76
ALTIN 2.440,32
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan Meclis'te muhalefeti suçladı

Başbakan Erdoğan, Meclis Genel Kurulu'nda 2014 bütçesine ilişkin konuşmasını yaptı.

Abone ol
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2014 bütçesine ilişkin Meclis Genel Kurulu'nda konuştu. Erdoğan, terör konusunda muhalefeti suçladı üstü kapalı BDP'yi terör konusunda işbirlikle suçladı. 
 
Başbakan Erdoğan, Meclis'teki bütçe görüşmelerinde konuştu, hükümetleri dönemlerinde 11 kiz bütçe hazırlandığını ve bunların tamamını başarıyla uyguladıklarını söyledi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir siyasi partinin kesintisiz olarak ardarda 12 kez bütçe hazırladığını anlatan Erdoğan, Türkiye'nin AK Parti hükümetleriyle istikrarı yakaladığını ifade etti.
 
"ELİNE SİLAH ALANLAR DEMOKRASİYE ZARAR VERİRLER"
 
Bandığın hiçbir hatayı hesapsız bırakmadığını söyleyen ve elinde silah bulunduranların, alanların demokrasiye zarar verdiğini ifade eden Erdoğan, bir kez daha milli irade
vurgusu yaptı. Meclis dışındaki herkesin, her kesimin milli iradeyi anlaması gerektiğini de söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
 
"Türkiye’ye terör, şiddet eylemler, medya, çeteler, sermaye grupları değil yalnızca millet istikamet çizer.
 
Terörün siyasete nasıl etki etmeye çalıştığını gördük. Sadece terörden değil, bundan yarar sağlamaya çalışan siyasetçilerden de kaynaklanmıştır. Terör saldırıları karşısında hükümetler zora düştüğünde bu ülkede muhalefetin el ovuşturduğu görülmüştür.
 
Meselenin çözümü için ortak bir irade oluşturulmamıştır. Geçmişte hükümetler cesaretle meselenin üzerine gidememiştir. Biz 11 yıl boyunca bu riskten hiçbir zaman kaçınmadık.
 
"HUZUR SÜRECİNİ SABOTE ETMEK İÇİN..."
 
Cesur ve kararlı bir duruş sergiledik. Meseleyi güvenlik boyutuyla değil ekonomik sosyal noktada ele aldık. Bunun belli çevrelerde çok ciddi rahatsızlık oluşturduğunu görüyoruz. 
 
Terörün yeniden can alması için ciddi gayretleri görüyoruz. Huzur sürecini sabote etmek için tahriklerin devreye sokulduğunu görüyoruz.
 
Terör 30 yıldır hemen hemen her seçim öncesinde ihale almıştır. 30 Mart seçimleri öncesinde tahriklerinde böyle bir gayeye matuf olduğunu çok iyi anlıyoruz.
 
 
Başbakan Erdoğan, Meclis'teki konuşmasında bir de müjde verdi. Erdoğan, Şubat ayında 10 bin olmak üzere bu yıl toplamda 50 bin öğretmen alınacağını müjdeledi.


"SAHNELENMEK İSTENEN TAHRİKLER MİLLİ İRADEYE YÖNELİKTİR"
 
Buradan açık açık ilan ediyorum. Sahnelenmek istenen tahrikler milli iradeye yöneliktir, barışa yöneliktir, seçim sürecini etkilemeye yöneliktir. TBMM ve millet bu saldırılar karşısında tek yürek olduğu takdirde bu tahrikler asla başarıya ulaşamayacaktır. Aziz milletimizi dikkatli olmaya davet ediyorum. doğu ve güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımızın bu kışkırtmalara karşı uyanık olmalarını rica ediyorum.
 
Son bir yıl içinde doğu ve güneydoğu illerimizde de çok farklı bir atmosfer oluştur. Ticaret turizm canlandı. İnsanlar köylerine dönmeye yıllardır gidemediği dağlara yaylalara gitmeye başladı. Askerimiz polisimiz vatandaşımızın sevincine, cenazelerde acısına eşlik etmeye başladı. Bölgeye yatırımcılar gelmeye, turistler gelmeye başladı.
 
"BİR YILDIR ANNELER BABALAR OĞULLARININ ŞEHADET HABERİNİ ALMADI"
 
Bugün bunların ötesinde bir yıldır anneler babalar oğullarının şehadet haberini almadı. Vatanından ayrı kalan, önce devlet, önce terör korkusuyla yanıp tutuşan sanatçılar ağlama diyerek insanların umutlanmasına vesile oldular.
 
Bu umudu kırmaya kara kışa rağmen, Türkiye’de yaşanan bahar havasını tehdit etmeye kimsenin hakkı yoktur. Bunun tehdit edilmesi karşısında susanlar sevinenler tarih ve millet karşısında hesap veremezler.
 
Açık açık bir kez daha söylüyorum. Yeter ki bir damla kan akmasın, annelerin gözyaşı akmasın, Türkiye kazansın, biz kaybetmeye razıyız.

17746.jpg 
 
"HİÇBİR TAVİZ VERMEYECEĞİZ"
 
Millet bizden bu meseleyi çözmemizi istiyor. Hiçbir taviz vermeyeceğiz. Ama burada anayasaya uygun hareket edeceğine dair yemin edip, ondan sonra bu anayasayı tanımıyoruz demenin anlaşılır hiçbir yanı yok. Şehitlerin ruhunu incetecek hiçbir girişimde bulunmayacağız.
 
"DÖRT TANE KIRMIZI ÇİZGİMİZİ AÇIKLADIK"
 
Dört tane kırmızı çizgimizi açıkladık. Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. biz yola böyle çıktık. Ve millet anlayışımız Türkiye’deki tüm etnik unsurları kapsar. Hepsini kucaklarız. Tek bayrak dedik. Bayrağımızın rengi, kıskananlar varsa öğrensin şehidimizin kanıdır. Öğrenmiyorsan bil. Türk bayrağı tabii ki, ne bayrağı olacak. Biz tek bir ırka hizmet etmiyoruz. Türkiye’de kim varsa insan olarak hepsine hizmet ediyoruz. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak uğrunda ölen varsa vatandır. Bu anlayışla biz çalışıyoruz. Dördüncüsü de tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti devleti. Bunun dışında başka şeyler tanımıyoruz. 
 
"BUGÜN BİZİ ÖZGÜRCE ELEŞTİRENLER DAHA  BİRKAÇ YIL ÖNCE..."
 
Dün yazamadıklarınızı bugün yazıyor, dün atamadığınız manşetlerinizi dün atıyorsunuz. Polisimize hakaret ederek özgürlük taşkınlığı yaşayanların, özgürlük yok söylemleri samimiyetsizlikten başka bir şey değildir. Milletimiz sandığa gidecek oy kullanacak. 2014 yılında cumhurbaşkanlığı için, 2015 yılında milletvekilliği için sandık önümüze gelecek. Söylediklerine inanan varsa gitsin sandıkta teyit etsin. Hiç bağırmaya gerek yok.
 
11 yıl önce bir kadının baş örtüsüyle bırakın çalışmayı, okula bile gidemezdi. 1999 yılında bir kadın milletvekili işte bu salonda linçe uğradı. 14 yıl sonra bugün kızlarımız üniversitelerde baş örtüleriyle okuyabiliyor, çalışabiliyor. Kadın vekiller bu salon içinde özgürce başlarını örtebiliyorlar. 
 
"TÜRKİYE NORMALLEŞİYOR"
 
Türkiye normalleşiyor, adalet güç kazanıyor.  Linç girişimleri karşısında dik duramayanların, özgürlük ikliminde geçmişi hoyratça eleştirmelerini de milletin vicdanına havale ediyorum.
 
Demokrasiden korkmadığımız için Türkiye’yi yasaklarından kurtardık, bugünlere taşıdık. Korkmadan geleceğe yürüyeceğiz. Türkiye çok büyük devlettir. Türkiye özgürlüklerden korkacak kadar küçük bir ülke değildir. Türkiye kendi öz vatandaşında korkacak, tehdit olarak görecek olan küçük bir devlet hiç değildir. Her reform Türkiye’yi daha da büyütecek. 
 
"HAKKI VE HAKLIYI SAVUNDUK"
 
Suriye konusunda aynı şekilde hakkı ve haklıyı savunduk. Filistin’de savunduk. Mısır’da askeri müdahaleyle devrilmesi karşısında susmadık. Darbeyi eleştirdik, dünyanın dikkatini buraya çektik. İmkanlarımız ölçüsünde yoksulların mağdurların yanında olduk, devam ediyoruz.
 
"SİZ O RAKAMLARA MUHTAÇTINIZ"
 
Bakınız şu anda biliyorsunuz göreve geldiğimizde Türkiye’nin IMF’ye olan borcu 23,5 milyar dolardı. Bu borcu 14 Mayıs itibariyle sıfırladık. Şimdi biz IMF’ye 5 milyar dolar borç verecek noktaya geldik. 
 
Kıskanmayın. Çalışın sizin de olsun. dikkatinizi çekiyorum buna küresel finansın, nasıl finanse edildiğini göstermesi bakımından önemli.
 
Yola çıkarken bir şey söyledik. Yolsuzluk yasaklar ve yoksulluk bizim hassasiyetimiz. Uluslararası yolsuzluk algısı endeksinde, türkiye 65. Sıradaydı. Geçen yıl ülkemiz 174 ülke arasında 54. Sırada yer aldı. Bu yıl ise 177 ülke arasında 53. Sırada yer aldı.
 
Burada şunu da hatırlatmak zorundayım. Yolsuzluk kul hakkını yemekse, delili ispatı olmadan yolsuzluk iddiasında bulunmakta o kadar haksızlık ve hakka tecavüzdür.
 
"YOLSUZLUK KLASÖRLERİNİ RAFLARDAN ÇIKARLARIN ŞİMDİ DE AÇIKLAMALARINI BEKLİYORUZ"
 
Geçen yıl bütçe görüşmelerinde burada Kayseri büyükşehir belediyemizin halka dağıttığı sucukları anlatmıştım. Bizi yolsuzlukla itham edenlerin kendi belediye başkanları hakkında bir çift söz söylemelerini bekliyoruz. Hatta yolsuzluk klasörlerini raflardan çıkaranların lütfen şimdi de açıklamalarını bekliyoruz.  3Y içinde yasaklarla ilgili düşüncelerimizi ifade ettim. 2006 yılından itibaren Türkiye’de bir doların harcaması bir doların altında nüfus kalmadı. 
 
"10 MİLYONDAN FAZLA VATANDAŞIMIZ İLK KEZ UÇAĞA BİNDİ"
 
THY çok ciddi büyüme kaydetti. 2002’de 103 ülkeye uçan THY şu anda 236 noktaya ulaşıyor. 10 yılda 10 milyondan fazla vatandaşımız ilk kez uçağa bindi. Bu tabi ki refah düzeyini gösteriyor. Daha önce uçağa binmenin hasreti içinde olanlar, otobüs mü uçak mı denince uçağı tercih ediyor.
 
"İŞSİZLİĞİ GERİLETTİK"
 
İstihdam konusunda artan nüfusa işgücüne rağmen önemli başarı elde ettik. 2002’den bu yana kadar 6 milyon kişiye iş sağladık. Avrupa’da ortalama 6 milyon kişi işsiz kalırken, biz yaklaşık 7 milyon kişi için iş oluşturduk. İşsizliği yüzde 9,2’ye kadar gerilettik. İşsizlik sigortası kapsamında 605 milyar lira ödeme yaptık. 
 
"EDEP YAHU"
 
Genel başkanınız 9 dakika fazla konuştu. Evet 9 dakika.  Benim daha fazla konuşmam lazım.
 
Zorunlu öğretimin 12 yıla çıkmasından sonra yatılı bölge okullarımızın sayısını üç kat artırdık. Toplam 76 üniversitemiz varken, 51’i devlet 48’i vakıf olmak üzere 99 yeni üniversite kurduk. Göreve geldiğimizde üniversite öğrencisi 45 liracık burs alırken, şimdi 480 lira burs veya kredi alıyor.
 
Attığımız bu adımlarla mesleğe yeni giren öğretmenimiz 470 lira alıyordu. Bu rakam şimdi 1894 liraya yükseldi. Farkımız bu. 2014 yılı ocak ayın itibarıyla 2081 lira olacak. 11 yılda 407 bin 537 öğretmen ataması yaptık. Cumhuriyet tarihinde 552 bin. 11 yılda 407 bin 537, fark bu. İnşallah Şubat ayında 10 bin, Temmuz 40 bin öğretmen daha alacağız. Unutmayın hakkaniyet sahibi olun. 50 kişilik, 60 kişilik sınıfların olduğu Türkiye’den 30-35 kişilik sınıflara geldik.
 
650 adet yeni hastane ve bina yaptık. Ülkemizde sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı yüzde 74,8’e ulaştı.
 
Edep ya edep. Edep diyorum yahu edep. Devamlı bağırıyor, benim arkadaşlarım genel başkanınız konuşurken böyle mi yaptı? Terbiyesiz herifler. Lütfen grubunuza sahip çıkın.