BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,92
ALTIN 2.435,52
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlu Suruç saldırısı yeni açıklama

Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan Suruç'ta son dakika açıklamaları geldi. Davutoğlu, canlı bombanın nasıl grubun içine sızdığını anlattı.

Abone ol

SURUÇ'taki patlama sonrası bugün bölgeye giden Başbakan Ahmet Davutoğlu önce yaralıları hastanede ziyaret etti ardından da Şanlıurfa Valiliği'ne geçerek bilgi aldı.

Valilik önünde basın açıklaması yapan Davutoğlu, 32 kişinin ölümüne neden olan canlı bombanın kimliğinin belirlendiğini, örgüt bağlantılarının araştırıldığını açıkladı. Davutoğlu, "Özellikle DEAŞ Bağlantısı ve canlı bomba ihtimali yoğunluk kazanmış durumda" diye konuştu. 

SALDIRI NASIL OLDU?

Davutoğlu saldırının nasıl olduğu yönündeki sorulara da yanıt verdi. Davutoğlu, "Anlaşılan o ki, ya bir sızma, ya grup içinde söz konusu olan kimliği teşhis edilemeyen şahıs tarafından canlı bomba olmak suretiyle bu katliam gerçekleştiriliyor" dedi.

SİYASİLERE ÇAĞRI

Davutoğlu, siyasilere ise çağrı da bulundu:

"4 parti olarak ortak deklarasyon açıklanırsa terör örgütleri izole olacaktır."

İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:

Dün ülke olarak büyük bir acı yaşadık. Suruç’ta basın açıklaması yapan bir gruba karşı yapılan saldırıda şu ana kadar 32 vatadaşımızı kaybettik. 29 vatandaşımız hastanelerde. Hastanelerimizden birini ve 5 hastamızı ziyaret ettik. Valilikte biraz önce ilgili arkadaşlarımızdan, bakanlarımızdan, valimizden, jandarma komutanımızdan, çok detaylı bir brifing aldım. Bu büyük bir acıdır ve bütün türkiye’yi kenetlemesi gereken ortak hissiyatla davranmamız gereken çok acı bir olayla karşı karşıyayız.

'DİYARBAKIR SALDIRISI...'

2007’de Ulus’ta, 2008 ocağında diyarbakır’da, 2008 Temmuz’unda Güngören’de, çok sayıda vatandaşımızın vefatıyla sona eren canlı bomba saldırılarını hafızalarımızda tutuyoruz. Yine Reyhanlı saldırısı, Diyarbakır saldırısı farklı örgütler tarafından yapılmış olsa da milletimizin bütünlüğüne yapılmıştır.

'SURİYE BAĞLANTILI...'

El Kaide’nin PKK’nın DEAŞ’ın veya Suriye bağlantılı grupların Reyhanlı’da yaptığı saldırılar aynı insanlık dışı zihniyetin gerçekleştirdiği saldırılardır. Dünkü saldırıda vefat eden vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum.

Bütün hastane yetkililerine, sağlık bakanlığı yetkililerine talimat verdik. Bir hastamız yoğun bakımda, acil durumda olduğu için süratle helikopter ambulansla nakli için talimat verdik.

Bu insani boyut vatandaşlık bağlamındaki ortak kader boyutu söz konusu olduğunda bütün diğer konular ikinci noktaya gelir. İkinci boyutu ise tabi ki bunun idari hukuki soruşturmasıdır. Derinlemesine bu soruşturma sürdürülüyor. Bu grup Suruç’a yaklaşırken gerekli aramalar yapılıyor. Bu bilgileri aldık. Belediye iki kişi orada da gözaltına alınıyor, arananlar listesinde olmaları hasebiyle. Daha sonra kültür merkezine, 1.20’lik bir duvar üzerinde de demirlerle korunaklı bir yer. Oraya intikal ettirildiğinde de gelen talep üzerine, ikinci bir arama yapılmıyor.

'YA SIZMA YA DA...'

Anlaşılan o ki, ya bir sızma, ya grup içinde söz konusu olan kimliği teşhis edilemeyen şahıs tarafından canlı bomba olmak suretiyle bu katliam gerçekleştiriliyor. Şahsın tespiti konusunda ciddi mesafe alındı. Bu şahsın sadece türkiye içinde dışında ne kadar bağlantı varsa ortaya çıkarmak için yoğun çaba içinde. Şüpheli konusunda önemli aşamaya gelmiş bulunuyoruz.

Kimler bundan sorumluysa gereken her şey yapılacaktır. İdari hukuki soruşturma irtibatları ortaya çıkarılacaktır. En ufak bir eksikliğe en ufak bir ihmale tahammül gösteremeyiz.

Üçüncü boyutu ise, insani boyut… Ülkemizin kaderini huzurunu ilgilendiren siyasi boyutudur. Bu saldırı Türkiye’ye yapılan saldırıdır. Kimse türkiye içinde bir grubun diğer gruba saldırısı gibi değerlendirmemelidir. Bu bağlamda da yapmış olduğum çağrıyı tekrarlıyorum, dört parti genel başkanları olarak terörün her türüne karşı ortak vatandaşlık bilinciyle tavır almamız gereken günlerdeyiz. Kimse siyasi istismara yönelmemelidir. Siyasi istismar sadece halkımızı rencide etmekle kalmaz, ülkemizin geleceğini de tehdit altına alır. Terör şiddet söz konusu olduğunda hepimiz ortak bir anlayışla buluşmalıyız.

'HEDEFLERİ TÜRKİYE'DİR'

Geçmişteki olayların failleri farklı olabilir, ama zihniyetleri aynıdır. Terör üzerinden siyasi rant sağlamadır, hedefleri ise Türkiye’dir. Biz her ne suretle olursa olsun, zarar gelebilecek bir şey karşısında alınması gereken tedbirleri almaya hazırız.

'ÖZELLİKLE HDP’Lİ YÖNETİCİLERİN YAPTIKLARI AÇIKLAMALARA...'

Türkiye ve AK Parti iktidarları, hiçbir zaman hiçbir terör örgütüyle doğrudan yada dolaylı ilişki söz konusu olmadığı gibi, hiçbir terör örgütüne de müsamaha göstermemiştir. Yarın bakanlar kurulunda, sınırımızda alınacak ek güvenlik önlemleriyle ilgili gerekli tedbirleri alacağız. Kimse Türkiye’yi töhmet altına alıcı ve halkımızı tahrik edici açıklamalarda bulunmamalıdır. Özellikle HDP’li yöneticilerin yaptıkları açıklamalara dikkat etmeleri önem taşır.

'TERÖRE KARŞI...'

Biz bütün vatandaşlarımızı da teröre karşı nereden ve hangi kesimden gelirse gelsin, şiddet ve teröre karşı ortak tavır almaya bir kez daha çağırıyorum. Bu olay sonrası ortaya çıkabilecek güvenlik sorunu dolayısıyla gereken her türlü tedbir alınacak.

Buradan Adıyaman’a geçeceğiz ve şehit edilen askerimizin cenazesine katılacağız. Askerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Terör eylemleri karşısında hiçbir zaman taviz vermeyeceğimizi belirtmek istiyorum.

Bir şüpheli tespit edilmiş durumda, yurt içi yurt dışı bağlantıları çıkarılıyor. Özellikle DEAŞ Bağlantısı ve canlı bomba ihtimali yoğunluk kazanmış durumda. Ama en kısa sürede bu soruşturmanın tamamlanmasını bekliyoruz.

ÇAĞRINIZA GERİ DÖNÜŞ OLDU MU?

Kamuya yapılan açıklamaları gördünüz. Bütün parti genel başkanları, teröre karşı birleşene kadar bu çağrımı yapacağım. Dün CHP’den olumlu bir mesaj geldi. Ümit ederim HDP ve MHP de aynı tutumu sergilerler. 4 parti başkanı, hepimizin anlaştığı metinle teröre karşı güçlü ses çıkar.

HDP’ye de çağrıda bulunuyorum. Biraz önce onu zikrettim, geçmişte çok kolay unutabiliyoruz. 2007’de Anafartalarda bir canlı bombalı saldırıda, vefat eden vatandaşlarımızın hatıraları da gözümüzün önünde. Yine güngörende 18 canımızın vefatına neden olan saldırı da gözümüzün önünde. Reyhanlı’da ölenlerin hatıraları acıları yüreğimizde. Dikkat edin hiçbir ayrım yapmıyorum. Hangi Terör örgütü var, şu terör örgütü varsa karşı çıkalım, şu varsa sessiz kalalım demiyorum. DEAŞ’ın yaptığı saldırılara da, EL Kaide’nin PKK’nın saldırılarına da aynı tutumu sergilemesi lazım.

Kim vefat etmiş olursa olsun bizim yüreğimizden sökülen parçalardır. Onların etnik kimliğini, siyasi kimliğini tartışma konusu yapmayı, doğru bulmam, kim böyle bir ayrım yaparsa bu davranışı etik dışı telakki ederim. Gelin terörü kim yaparsa yapsın karşı çıkalım.