BIST 9.891
DOLAR 32,46
EURO 34,83
ALTIN 2.445,59
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Atalay: 28 Şubat Demirel'in eseridir

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "28 Şubat, sayın Demirel'in eseridir. 28 Şubat'ın koordinatörü sayın Demirel'dir" dedi...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay , "Sayın Demirel, 12 Eylül davasında 'Ben müdahil olmam' diyor. Ama müdahil olmaz zaten. Çünkü ondan sonraki 28 Şubat, sayın Demirel'in eseridir. 28 Şubat'ın koordinatörü sayın Demirel'dir" dedi.

Atalay, Başpınar Spor Salonu'ndaki AK Parti Kırıkkale 4. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de ilk defa bir ihtilalin yargılandığını, bunun da AK Parti iktidarı döneminde gerçekleştiğini vurguladı.

Anayasa değişikliği referandumu sayesinde bu sürecin yaşandığına dikkati çeken Atalay, "O anayasa değişikliğiyle bugün, ülkemizde ilk defa bir ihtilal yargılanıyor. Bunun simgesel değeri çok yüksek. Bundan sonra bu ülkede hiç kimse millet iradesine böyle gelip, darbe falan yapamayacak. Bundan sonra kimse cesaret edemeyecek. Bunun simgesel değeri bu. Yoksa yaşlı birkaç kişinin ceza alması falan değil esas olan. Esas olan Türkiye'de artık bu değişimin görülmesi ve algılanması" dedi.

Anayasa değişikliğine karşı çıkan muhalefet partilerinin, 12 Eylül davasına müdahil olduklarını anımsatan Atalay, şöyle konuştu:
"O anayasa değişikliğine karşı koyanlar kimlerdi? Bu partilerin üçü de bu anayasa değişikliğine karşıydı, değil mi? Referandumdan 'hayır' çıksın diye uğraştılar. Ama milletimiz yüzde 58 oy vererek bu değişimi sağladı. Şimdi gidip, orada müdahil oluyorlar. Bunlar utandıklarından, utanma belasından, yoksa özlerinde istemiyorlar. Hele CHP hiç istemez. CHP daima ihtilallerin gölgesinde yaşamış, vesayetlerin gölgesinde yaşamış bir partidir. Millet iradesine onlar hiç güvenmemişlerdir. Millet iradesiyle de hiç iktidar olamamışlardır, olamazlar da. Onlar olağan üstü şartların ve dönemlerin belki desteğiyle iktidarın parçası olabilmişlerdir."

28 Şubat soruşturması

Atalay, 28 Şubat'ın da yargılandığını, o dönem Kırıkkale Üniversitesi'ndeki rektörlük görevine son verildiğini anımsatarak, "Ben o zaman rektördüm, çok utanç verici şeyler yaşandı. Yani Türkiye'de üniversitelerde birazcık muhafazakar tutum içinde olan, dini değerlere bağlı olan rektörler istifa ettirildi, 6-7 arkadaşımız, sadece ben istifa etmedim, beni görevden aldılar. Kırıkkale Üniversitesi, ondan sonra ideolojik bakışlar içinde 10-12 sene yerinde saydı. Onlar için üniversite gelişmiş, gelişmemiş önemli değil" diye konuştu.

AK Parti tarihinde ve Türkiye'nin siyasi tarihinde 27-28 Nisan 2007'nin belirleyici ve önemli dönüm noktası olduğunu ifade eden Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunu daima hatırlayın. Müdahaleler zinciri içinde bunun çok farklı bir yeri vardır. Niçin yeri vardır, çünkü AK Parti hükümeti, AK Parti hükümetinin dik duran lideri öyle eskiden olduğu gibi şapkasını falan alıp gidenlerden değildi. Onun için farklıdır. Hatırlayın, tarihimizde buna benzer bir tane daha müdahale vardır. Belli yaşta olanlar bilirler. Nedir o? 12 Mart 1971. O da bir yazılı belgedir. Hükümete karşı, siyaset grubuna karşı ama o zaman sayın Demirel, o belge çıkınca şapkasını alıp gitmiştir. Ve o belge, o muhtıra, Meclis kürsüsünden okunmuştur o zaman. Yazık. Ama bu defa ne olmuştur, 27-28 Nisan'da bir cevap verilmişti. Her kurum kendi görevine davet edilmişti. Ve ondan sonra da bu süreç bitmiştir."

28 Şubat'ın koordinatörü sayın Demirel'dir

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i, "28 Şubat'ın koordinatörü" olmakla suçlayan Atalay, şunları kaydetti:
"Sayın Demirel, 12 Eylül davasında 'Ben müdahil olmam' diyor. Ama müdahil olmaz zaten. Çünkü ondan sonraki 28 Şubat, sayın Demirel'in eseridir. 28 Şubat'ın koordinatörü sayın Demirel'dir. Bunu da böyle bilin, biz bunu böyle biliyoruz. Halkla rövanş duyguları içinde değiliz. Asla bireysel kin, öfke, kızgınlık içinde falan değiliz. Bunları ifade ederken sadece şunu düşünüyoruz, ülkemiz normalleşiyor, demokrasimiz normalleşiyor, artık milletin iradesi belirleyici oluyor ve bundan sonra da öyle olacak. Bunun için ben diyorum, keşke ne o müdahaleler olsaydı ne de bu davalar olsaydı. Ama ülkemizin tarihidir bu. Bundan sonra ülkemizde her şeyi millet iradesi belirleyecek. Bizim için esas olan ülkemizin normalleşmesidir."