BIST 9.717
DOLAR 32,55
EURO 34,94
ALTIN 2.441,88
HABER /  GÜNCEL

AK Parti kendi ayağına mı sıkıyor?

Özel yetkili mahkeleri tırpanlayacak düzenleme yakında çıkıyor. Peki böylesi bir durumda hükümeti hangi tehlikeler bekliyor olacak?

Abone ol

Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı, ya da yetkilerinin önemli ölçüde kısıtlanacağı konuşuluyor. CMK'nın 250. maddesi üzerindeki düzenlemeyle cumhuriyet tarihini en önemli davalarının tutuklu bulunan 800 kişinin tahliye olacağı belirtiliyor. 

Kimilerine göre bu düzenleme hükümetin çetelerle mücadele politikasına taş koyacak bir gelişme olarak niteleniyor. İktidar partisinin ulaştığı gücü, bu mahkemelere bağlayanlar da var. Ergenekon sempatizanlarının umutla beklediği yasa, hükümeti ileride telafisi zor durumlara mı sokacak? 

RÖVANŞ ALMAK İSTEYENLERE FIRSAT MI DOĞACAK?

İntikam ve rövanş hissiyle yanıp tutuşanlar için büyük bir fırsat olduğu görüşü hakim. Nitekim internet ortamına düyen son iki ses kaydı bu iddiayı doğrular nitelikte.

Tümamiral Cem Aziz Çakmak’a ait olduğu iddia edilen ses kaydında “En geç iki yıl içiresinde dışarıya çıkıp çoluk çocuk demeden rövanş alacaklarını” söylüyor. 

SADECE 250. MADDE YOK

Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili çalışmaları doğrulayarak şunları söylemişti:

"Konu salt 250'ye yönelik değil. 4 paket üzerinde Adalet Bakanlığı'mızın çalışmaları var. Alt komisyon çalışmaları vs. Öyle zannediyorum ki önümüzdeki hafta içerisinde nihai çalışmaları yapıp, ondan sonra da ne gibi bir metinle Parlamento'da genel kurula inecek, bunları da göreceğiz."

AİHM BİLE ÖZEL YETKİDE SORUN BULMADI

Bugün yazarı Gültekin Avcı, bugünkü işte bu düzenlemeyle birlikte iktidarı bekleyen tehlikelere dikkat çekti. Hedefinde ise "250. maddeyi değiştireceğiz" diyen Bakan Binali Yıldırım vardı:

"Toplumda olmayan bu rahatsızlık, İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları'yla birlikte Ergenekon davasına savaş açan operasyonel bir ulusalcı klikle, KCK ve KCK davasına istikrarlı eleştiri yönelten bazı liberal seçkincilere aittir.

AİHM'nin Tuncay Özkan ve Çetin Doğan kararlarında özel yetkide sorun izhar edilmezken, CMK. 250'ye müdahale etmek suretiyle yapılacak düzenleme, cuntalar ve terör karşısında millet ve demokrasiyi savunmasız bırakacaktır."

Bakan Yıldırım'ın hata yapan hâkim ve savcılara ceza öngörülmesinden bahsetmesini yanlış bulan Avcı, TCK'daki suçların ve cezaların, yargı mensupları için de geçerli olduğunu yazdı. 

DOKUNMAYIN Kİ ÜLKE YANMASIN

HSYK'nın savcılar için gerekeni yaptığını savunan yazar, "dokunmayın ki ülke yanmasın" diye bitirdiği yazısını şu sözlerle tamamlıyor:

"Hâkim ve savcının hatası disiplin suçuysa HSYK, adli bir suçsa cumhuriyet savcıları gerekeni zaten yapıyor.

Buna rağmen özel savcı ve hâkimler için ekstra kusur halleri üretilmesi, "özel yetkinin pasivize edilmesi" demektir.

Özel yetkide neleri değiştirebilirsiniz?

-Ya gözaltı sürelerinin normale nazaran 2 kat olarak uygulanmasını değiştireceksiniz, bu halde örgütlü suçları çözmek imkânsızlaşır.

-Ya 252. maddedeki tutuklamanın azami sınırı 2 kat olarak uygulanır, hükmü değiştirilecek. Bu halde Balyoz,
KCK ve Ergenekon davalarında kuvvetle muhtemel çok az sayıda tutuklu kalır.

-Ya da 250 ve 251. maddedeki özel yetki alanı ve doğrudan soruşturma usulüne sınır getirilir. Yani terör suçlarında MİT için getirilen soruşturma izni istisnası genişletilir. Bu halde de gizli cuntaları ve devlet içi illegal yapıları ortaya çıkarabilmeniz mümkün olmaz.

CMK. 250'ye sınır çekecek en küçük bir ayar, demokratikleşme sürecinin tersine dönmesi riskini taşıyor.

Değişiklikle kim nefes alacak, toplum mu, darbeciler mi, teröristler mi?

Ölümcül bir hatanın eşiğindeyiz.

Sistem sivillerin tam kontrolü altında değilken yapılacak CMK. 250 değişikliği, demokrasinin intihara teşebbüs etmesidir.

"Keşke"lerin fayda etmediği dönüşü olmayan bu yolda bir kez daha düşünün...

Dokunmayın ki ülke yanmasın.