BIST 9.717
DOLAR 32,56
EURO 34,94
ALTIN 2.439,92
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

3 çocuk yapmayana kırbaç mı atılıyor?

Başbakan'ın bireysel özgürlüklere karışı adım attığına dair yapılan eleştirilere Hüseyin Çelik'ten yanıt geldi.

Abone ol

AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Gezi Parkı protestoları ile başlayan olayları değerlendirirken, olayların arkasında Soros’un Açık Toplum Enstitüsü’nün uzantıları olduğunu söyledi.

Çelik, ABD’de Türkçe yayınlanan Posta 212 gazetesine yaptığı açıklamada, Gezi Parkı’ndaki olayların önce son derece barışçıl, son derece insanlara cazip gelen, yeşile duyarlılık, çevre duyarlılığı gibi masum bir gerekçeyle başladığını belirterek, sonra kelimenin tam manasıyla bir Vandalizme dönüştüğünü söyledi. Çelik şöyle devam etti:

“Maalesef üzülerek söylüyorum, bunların uluslararası desteği de var. Biliyorsunuz dünyanın birçok yerinde bu Soros’un Açık Toplum Enstitüsünün uzantıları var. Türkiye’de var ve malum bunların destekleri uluslararası bazı yapılar var. Özellikle sanal medya üzerinden Sırbistan’da başlayan bu dalga bir şekilde daha önce Arap ülkelerine ulaştırıldı sonra Türkiye’ye de getirildi. Ve apolitik olan gençlik sanal ve sosyal medya kullanılarak bir şekilde sokağa itildi. Sonra bu mesele bütün gayrimemnunların birleşme noktası haline getirildi."

TÜRKİYE’YE AĞIZ TADINI ÇOK GÖRDÜLER

Çelik, olayların hiç birisinin tesadüf olmadığını belirterek şöyle devam etti:

“2013 Mayısı bizim milletimizin tarihinde en parlak ay oldu, Selçuklu ve Osmanlı’yı da buna dahil edebilirsiniz. Mavi Marmara olayı ile birlikte İsrail bütün devlet tarihi boyunca ilk defa Türkiye’den özür diledi, tazminat vermeyi kabul etti. Terör meselesinde çözüme gidiliyor bu ikinci en büyük gelişme. Üçüncü havaalanının ihalesiyle birlikte kamunun kasasına girecek para 46 milyar dolar. Öte yandan ikinci nükleer santralin ihalesi yapıldı bunun bedeli 22 milyar dolar. Üçüncü köprünün temeli atıldı bu 2,5 milyar dolar. IMF’ye olan borcumuzun son taksitini 14 Mayıs’ta ödedik ve Türkiye IMF defterini kapattı. Böyle parlak bir Türkiye manzarası var. Herhalde böyle olunca birileri bize bu ağız tadını çok gördüler.”

YAVUZ SULTAN SELİM’İN İSMİNDEN RAHATSIZ OLANLAR ÖNCE SABİHA GÖKÇEN’DEN RAHATSIZ OLMALIYDI

AK Parti Sözcüsü Çelik, üçüncü köprüyle ilgili isim tartışmasıyla ilgili bir soruya, “Yavuz Sultan Selim’in isminden rahatsız olanlar önce Sabiha Gökçen’den rahatsız olmalıydı. Sabiha Gökçen kim? Dersimlilerin üzerine havadan bombalar yağdırmış olan bir pilottur. Ondan rahatsız olanlar önce İsmet Paşa’dan rahatsız olmalıydı. Dersimlileri mağaralara doldurup adeta fare zehirlemiş gibi zehirlemiştir bu insanları. Samimi olalım, dürüst olalım. Yavuz Sultan Selim Osmanlı tarihinin en parlak padişahlarından birisidir. Biz eğer 500 yıl önceki ve orada olmuş acı olayları bugüne taşıyarak bir hesaplaşma içine girersek bu işin içinden çıkamayız. Yavuz Sultan Selim ismi ilk kez bir şeye verilmiyor ki. Bakın Türkiye’de camiden okula binlerce bu isimden var. Bu isim verilirken asla ve kata Alevi yurttaşlarımızın rahatsız olması amaçlanmamıştır. Böyle bir rahatsızlık olacağı da düşünülmemiştir” yanıtını verdi.

BAŞBAKAN ÜÇ ÇOCUĞU OLMAYANA KIRBAÇ MI ATTIRIYOR?

Başbakan Erdoğan’ın son dönem bireysel özgürlüklere karşı adımlar atmakla eleştiriler aldığı yönünde sorulan bir soruyu da yanıtlayan Çelik şunları kaydetti:

“Başbakan’ı sandıkta demokratik yollarla yenemeyeceğini anlayanlar, kendi akıllarınca başbakanı böyle itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Efendim içki yasaklanıyormuş. Bunların hepsi affedersiniz sapma saçma şeylerdir.

ABD’den bir grup Cumhuriyetçi ve Demokrat milletvekili gelmişti bana ziyarete. Bana içki yasaklanmış dediler. Onlara dedim ki içkiyle ilgili bir yasaklanma yok. İçkiyle ilgili bir düzenlenme var. Sizin ülkenizde içki satın alma yaşı kaçtır? Yirmi bir dediler. Bizde on sekizdir dedim hayret ettiler. Türkiye’de yıllardan beri nüfus planlaması diye bir şey var ve bu devlet eliyle yürütülür. İnsanlara ücretsiz kondom dağıtılır, spiral dağıtılır, doğum kontrol hapları dağıtılır. Devlet eliyle genelgelerle valilerin kumanda ettiği bir program halinde uygulanır. İnsanlara ‘doğurma’ dediğiniz zaman o müdahale olmuyor. Başbakan ‘Böyle giderse nüfusumuz yaşlanır, her ailenin asgari üç çocuğu olması lazım’ diyor. Üç çocuğu olmayana başbakan ceza mı verdiriyor, kırbaç mı attırıyor? Dolayısıyla aslında bu da saçma bir şey.”