BIST 10.725
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.505,01
HABER /  GÜNCEL

Zanlı bir de televizyona çıkmış ve...

3.5 aydır kayıp olan Nevruz Taşoğlu'nun ev almak için biriktirdiği 50 bin lira için telle boğularak öldürülüp, eski bir mezarlığa gömüldüğü ortaya çıktı

Abone ol

Cinayet zanlısı İbrahim Çırlak'ın ise bir televizyon programına katılarak 'Kızın nerede olduğunu kimle nereye gittiğini bilmiyorum' dediği belirlendi.

Bir temizlik firmasında temizlik işçisi olarak çalışan Nevruz Taşoğlu, 18 Kasım 2011'de iş yerine gitmek üzere sabah erken saatlerde Müfide İlhan Mahallesi'ndeki evinden ayrıldı. Ancak genç kız akşam eve dönmeyince, aynı gece babası Hasan Taşoğlu, Siteler Polis Merkezi'ne giderek kızının kayıp olduğunu bildirdi. Kayıp başvurusu üzerine Cinayet Büro Amirliği ekipleri soruşturma başlattı. Kaybolduğu gün bankadaki hesabında bulunan ve ev almak için biriktirdiği 50 bin lirayı çektiğini belirleyen ekipler, genç kızın para için öldürülmüş olabileceği ihtimali üzerine özel bir ekip kurdu.

Özel ekibin yaptığı çalışma sırasında genç kızın, kaybolduğu gün mesai arkadaşı 28 yaşındaki Sema Çırlak'ın kuryelik yapan eşi 33 yaşındaki İbrahim Çırlar ile görüldüğünün belirlenmesi üzerine Çırlak çifti teknik ve fiziki takibe alındı.

TELEVİZYONDAN ÇAĞRI

Takip sürerken kayıp kızın babası Hasan Taşoğlu, 10 gün önce bir televizyon kanalında yayınlanan Müge Anlı'nın programına katılarak kızının yüklü miktarda para ile kaybolduğunu, bulunması için bilgisi olan kişilerin kendisine yardımcı olmasını istedi. Programı takip eden ve ismi açıklanmayan bir berber, programı ve polisi arayarak, "İşyerine tıraş olmayan gelen İbrahim Çırlak ile arkadaşların kendi aralarında yaptığı konuşmada genç kızı öldürdüklerini duyduğunu"' ileri sürdü. Bu gelişme üzerine çarşamba günü İbrahim Çırlak, bacanağı 33 yaşındaki Osman Sarı, eşleri Sema Çırlak, Arzu Sarı ile olayla ilgileri bulunduğu ileri sürülen Musa Sarı, Harun Taşsoy, Harun Bağlan ve Alptekin Demir'i gözaltına alındı.

Çapraz sorguya alınan şüphelilerden İbrahim Çırlar ile bacanağı Osman Sarı'nın genç kızı telle boğarak öldürüp, cesedini götürdükleri eski bir mezarlığa gömdükleri ortaya çıktı. Şüphelilerin Üseli Köyü Karaisalı Mezarlığı'nda gösterdiği yerde yapılan aramada Nevruz Taşoğlu'na ait olduğu iddia edilen ceset çıkartılıp, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

50 BİN LİRA İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ

Şüphelilerin polisteki ifadelerine göre, temizlik firmasında çalışan Nevruz Taşoğlu, iş arkadaşı Sema Çırlak'a 50 bin lira parası olduğunu ve ev almak istediğini belirterek bu konuda kendisine yardımcı olmasını istedi. Sema Çırlak da konuyu kuryelik yapan eşi İbrahim Çırlar'a anlattı. İbrahim Çırlar bir süre sonra satın alabilecekleri bir ev bulduğunu ifade ederek genç kızdan bankadaki parasını çekmesini istedi. Nevruz Taşoğlu bunun üzerine kayıplara karıştığı 18 Kasım'da bankadan 50 bin lira çekerek İbrahim Çırlar ile buluştu. İbrahim Çırlar, beraberinde bacanağı Osman Sarı ile birlikte genç kızı bir otomobile bindirerek merkeze bağlı 8 kilometre uzaklıktaki Üseli Köyü yakınlarındaki ormanlık araziye götürdü. Burada genç kızı telle boğarak öldüren şüpheliler, yakındaki eski mezarlık içinde bir ağacın altına elbiseleri ile gömerek üzerini de toprakla kapattılar. İbrahim Çırlak ile Osman Sarı'nın da iş bittikten sonra genç kızın bankadan çektiği 50 bin lirayı yarı yarıya paylaştığı da belirlendi.

ZANLI CANLI YAYINA KATILMIŞ

Şüphelilerin sorgusu sürerken cinayet zanlısı İbrahim Çırlak'ın genç kızın babası Hasan Taşoğlu'nun Müge Anlı'nın programına telefonla bağlandığı da anlaşıldı. Genç kızı ev almak için yardım ettiği bilinen İbrahim Çırlak, o gün yaşadıklarını programda şöyle anlatmıştı:

"Eşimin anlatımından sonra Nevruz Taşoğlu'na ev almak için yardımcı oldum. Akrabam olan emlakçı ona bir ev buldu. Sözleşme yaptılar, o gün bankadan parayı çekecek, evin tapusunu alacaktı. Ancak bankadan parayı çekip, emlakçıya 14.00'de gideceğini söyledi. 'Onlar beni bekletti, ben de onları bekleteceğim' dedi. Sonra yanımdan ayrıldı, bir daha gelmedi. Telefonumda kontörüm olmadığı için tekrar aramadım. Kızın nerede olduğunu kimle nereye gittiğini bilmiyorum. Benim anlaştığım emlakçıdan vazgeçip başka emlakçıyla anlaşmış. Ev alıp satımında komisyon alacaktım, işi bozduğu için kızdım. Daha sonra aramadım, niye arayayım, benim annem değil babam değil."

 

 

[PAGE]

Sanıklardan Serkan Kuruoğlu, "İki tabanca ile bize saldırdı. Çatışma çıktı. Öldüğünü anlayınca köye götürüp boş arazide bir çukura attık. Bir gün sonra da yaktık. Küllerini de ormana dağıttık" dedi.

Atakum İlçesi Derecik Mahallesi'ndeki mezarlıkta geçen yıl Ekim ayında meydana gelen olayda, mezarlığın güvenlik görevlisi olarak çalışan Serkan Kuruoğlu (26) ile sabıkalı Bayram Keskinoğlu (22) arasında kız meselesi konusunda tartışma çıktı. İddialara göre tartışmanın silahlı kavgaya dönüşmesi üzerine Serkan Kuruoğlu, kendisine ateş eden Bayram Keskinoğlu'nu ayağından yaraladı. Bu sırada Mehmet Kabacı da (22) yere düşen Keskinoğlu'nun başına 1 el ateş ederek öldürdü. Ardından Serkan Kuruoğlu, Mehmet Kabacı, Kadir Yıldız (23) Naci Gül (36) ceseti ormanlık alana götürüp bir çukura attı. Bir gün sonrada cesedi çukurdan çıkarıp ormanlık alanda ateşe verdi.

Keskinoğlu ailesinin şikayeti üzerine araştırma yapan polis cinayete karışan 15 kişiyi gözaltına aldı. İfadelerinin ardından nöbetçi mahkeme Serkan Kuruoğlu, Kadir Yıldız, Mehmet Kabacı, Kemal Kuruoğlu (19), Murat Kuruoğlu (20), Naci Gül ve Cihan Demir'i (19) tutuklarken, 8 kişinin ise tutuksuz yargılanmasına karar verdi.

ÖNCE ÇUKURA ATTILAR SONRA GERİ GELİP YAKTILAR

Samsun 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle bugün ilk kez hakim karşısına çıkan sanıklardan Serkan Kuruoğlu, savunmasına ölen Bayram Keskinoğlu'nun ailesinden özür dileyerek başladı. Kendilerini savunduklarını ve olayın nefsi müdafa olduğunu iddia eden Kuruoğlu, "Bayram, silahlı iki kişiyi benim evime göndermiş. Bunu konuşmak için kendisini çağırdım. Yaptığının yanlış olduğunu söyledim ve aramızda olan başka konuları da tatlıya bağladık. Daha sonra bu gitti. Ancak 15 dakika sonra geri geldi ve küfürlü konuşmaya başladı. Tabancayla bize ateş etti. Ben de kendimizi korumak için ona ateş ettim. Ayağından yaralandı. Yere düşerken 2 el daha ateş etti. Bu sırada üzerine Mehmet Kabacı atladı. Silah bir kez daha patladı. Bayram'ın öldüğünü anlayınca arabanın bagajına koyup ormanlık alana götürüp bir çukura attık. Bir gün sonra gece aynı yere gidip cesedi çıkarıp ağaçların arasında ateşe verdik. Sabaha kadar orada kaldık. Küllerini toplayıp ormanlık alana dağıttık. Silahları da gömdük" dedi. Sanıklardan Mehmet Kabacı ise, kendisinin tabancayla ateş etmediğini dile getirerek, "Boğuşurken silah patladı. Ben kafasına ateş etmedim" diye konuştu. Diğer tutuklu sanıklar ise cinayete ve cesedin yakılmasına karışmadıklarını ancak olay anında orada olduklarını söyleyerek tahliyelerini istedi. Mahkeme, gelmeyen tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

ŞİDDET ONA BUNU DA YAPTIRDI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Muğla'nın Kavaklıdere İlçesi'nde, babası ve erkek kardeşinden şiddet gördüğü için evden kaçtığı ileri sürülen 24 yaşındaki D.G., jandarma ve ormancılar tarafından dağlık alanda yarı baygın halde donmak üzereyken bulunarak kurtarıldı.

Genç kızın geceyi, bir çoban kulübesinde geçirdiği belirlendi.Kavaklıdere'ye bağlı Nebiler Köyü'nde yaşayan D.G., dün (Çarşamba) kahvaltıda kardeşi Murat G.(21) ile tartıştı. Tartışmanın uzaması üzerine Murat G., iddiaya göre ablasını, tekme, tokat dövdü. Bu sırada yanlarına gelen baba Münir G.'de(61) "Sen kardeşine nasıl karşılık verirsin? Defol git" diye bağırıp, D.G.'yi darp etti. Ağabeyi ve babası tarafından dövüldüğü belirtilen genç kız, evden kaçtı. D.G.'nin gece eve dönmemesi üzerine ailesi, bugün sabah saatlerinde durumu Kavaklıdere İlçe Jandarma Komutanlığı'na bildirdi.Kavaklıdere Orman İşletme Müdürlüğü ile irtibata geçen jandarma, eksi 10 dereceyi bulan karlı ve soğuk havaya rağmen bölgede arama-kurtarma çalışması başlattı. D.G., saat 10.00 sıralarında Nebiler Köyü'ne 3 kilometre mesafedeki Kazanoluk Mevkisi'nde yerde yarı baygın vaziyette, donmak üzereyken bulundu. Geceyi, dağdaki boş bir çoban kulübesinde geçirdiği belirlenen genç kız, askerlerin verdiği parka ve eldiveni giyip, battaniyeye sarılarak ısınmaya çalıştı. Bir süre sonra kendine gelen D.G., 3 kilometrelik bir yürüyüşün ardından İlçe Orman İşletme Müdürlüğü Ekip Binası'na getirildi. Burada hazır bekletilen ambulansta ilk müdahalesi yapılan D.G., Kavaklıdere Devlet Hastanesi'ne götürülerek, tedaviye alındı.

Tedavisinin ardından ifadesine başvurulan D.G.'nin kardeşi ve babasının kendisini dövmesi üzerine gururunun kırıldığını ve kortuğunu, bu nedenle kaçtığını söyledi. Bunun üzerine jandarma baba Münir G. ve oğlu Murat G.'yi gözaltına aldı. Baba-oğul, jandarmadaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

ÖĞRETİM GÖREVLİSİNE HÜZÜNLÜ VEDA

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Bursa'da, Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği'nde, öğretim görevlisi olarak görev yapan 39 yaşındaki Dr. Çiğdem Demirtaş, tedavisini sürdürdüğü göğüs kanserine yenik düştü.

Evli ve bir çocuk annesi olan Demirtaş için bugün görev yaptığı fakültede tören düzenlendi. Törende kızının tabutu önündeki fotoğrafına bakarak ağlayan acılı baba Musa Şahinler, "Yavrum cenazeni kayıt yaptırdığım okuldan böyle mi alacaktım. Bak kar yağıyor. Üşüyeceksin. Ne olur kalk" diyerek ağladı.

UÜ Ziraat Fakültesi'nde Biyosistem Mühendisliği'nde, öğretim görevlisi olarak görev yapan Dr. Çiğdem Demirtaş, 1.5 yıldır tedavisini gördüğü göğüs kanserine dün yenik düştü. Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Çiğdem Demirtaş'ın ölümü, bir bankada görev yapan eşi Hakan Demirtaş, 12 yaşındaki kızı Ece, annesi, babası, kayınvalidesi, meslektaşları ve öğrencileri ile üyesi olduğu Bursa Anneler Derneği'ndeki arkadaşlarını yasa boğdu.

EĞİTİM VERDİĞİ FAKÜLTEDE SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

Çiğdem Demirtaş'ın cenazesi bugün saat 10.30 öğrenciliğinden sonra öğretim üyesi olarak görev yaptığı UÜ Ziraat Fakültesi önüne getirildi. Buradaki törene genç yaşta yaşamını yitiren Çiğdem Demirtaş'ın eşi Hakan Demirtaş, kızı Ece, annesi Gülseren, babası Musa Şahinler, kayınpederi Osman Demirtaş, kayınvalidesi Gülser Demirtaş, Rektör Prof.Dr. Kamil Dilek, meslektaşları, öğrencileri ve üyesi olduğu Bursa Anneler Derneği'nde görev yapan arkadaşları hazır bulundu.

BABADAN AĞLATAN SON İSTEK

Cenaze töreninde kızının tabutu başında gözyaşları döken Musa Şahinler, "Kızım seni 17 yaşında bu fakülteye öğrenci olarak kendim getirip yazdırdım. Şimdi cenazeni yine buradan mı alacaktım? Yavrum kalk ne olur. Bak kar yağıyor. Üşüyeceksin. Yalvarırım ne olur kalk, kalk, kalk" diyerek gözyaşı döktü.

Gelininin tabutuna sarılan ve hıçkırarak ağlayan Gülser Demirtaş, "Çiğdem beni bu zamana kadar bir kez olsun üzmedim. Ama bu yaşta, acıların en büyüğünü yaşattın" diyerek hıçkırarak ağladı.

Meslektaşları ve öğrencilerinin duygu dolu anlar yaşadığı cenaze töreninden sonra Dr. Çiğdem Demirtaş'ın cenazesi, öğlen kılınacak cenaze namazı için Görükle'deki Merkez Camii'ne getirildi. Demirtaş, Görükle Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

EŞİNİ ARAYAN KOCAYA BÜYÜK ŞOK

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Aydın'ın Kuşadası İlçesi'nde, eşi tarafından kayıp başvurusunda bulunulan R.İ.'nin, üç yıldır yasak aşk yaşadığı iddia edilen evli ve iki çocuk babası E.M.P. tarafından başına çekiçle vurulup öldürüldükten sonra battaniye sarılıp, mezarlığa gömüldüğü ortaya çıktı.

R.İ.'nin, borç olarak verdiği 18 bin lirayı istemek için E.M.P.'nin evine gittiği, ancak parayı kumarda kaybettiğini söyleyip, bir kez daha borç istediği, tartışmanın da bu yüzden çıktığı öğrenildi.
Olay, Kuşadası İlçesi Türmen Mahallesi'ndeki Kutay Apartmanı'nda dün öğlen saatlerinde meydana geldi. Kuşadası Belediyesi'nden emekli işçi 49 yaşındaki E.İ., dün akşam saatlerinde polise gidip eşi 39 yaşındaki R.İ.'nin geç saat olmasına rağmen eve gelmediğini ve hayatından endişe ettiğini belirtip, kayıp başvurusunda bulundu. Harekete geçen polis, bir çocuk annesi R.İ.'nin en son, bir mağazada tezgahtar olarak çalışan evli 38 yaşındaki E.M.P. ile görüştüğünü belirledi. Bunun üzerine bugün sabah saatlerinde E.M.P.'nin evine giden polis, ifadesine başvurmak için iki çocuk babası E.M.P.'yi polis merkezine davet etti.

SORGUDA ÇÖZÜLDÜ

 Şüpheli ifadeler veren E.M.P.'nin tedirgin hareketleri uzman polislerin dikkatini çekti. E.M.P.'yi sorguya alan polis, ısrarlı sorularla, işlediği cinayeti anlatmasını sağladı. Suçunu itiraf ettiği belirtilen tezgahtar E.M.P.'nin, yaklaşık üç yıldır gönül ilişkisi yaşadığını öne sürdüğü R.İ.'den 18 bin liraya yakın borç para aldığını, kumarda kaybettiğini anlattı. Olay günü R.İ.'nin kendisinden parayı istediğini, ancak veremeyeceğini söyleyip biraz daha borç istediğini, bunun üzerine de tartışmaya başladıklarını, öfkesine hakim olamayıp başına çekiçle vurduğunu söyledi. İfadesinde, R.İ.'nin öldüğünü anlayınca battaniyeye sardığını dile getiren E.M.P., eşi ve çocuklarının evde bulunmadığı sırada, cesedini Yeniköy Köyü yolundaki mezarlık yakınına gömdüğünü belirtti. Bunun üzerine savcının gözetiminde E.M.P.'nin gösterdiği alanda yapılan kazıda, R.İ.'nin cesedi bulundu. Ceset otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. Gözaltındaki E.M.P.'nin işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.