BIST 10.083
DOLAR 32,41
EURO 34,74
ALTIN 2.426,24
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Van'da 2600 yıllık sumak bulundu

Urartu Kralı 2. Rusa tarafından inşa ettirilen Ayanis Kalesi'nde devam eden kazı çalışmalarında 2 bin 600 yıl öncesine ait 'sumak' bulundu.

Abone ol

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu tarafından, Urartu Kralı 2. Rusa tarafından inşa ettirilen Ayanis Kalesi'nde devam eden kazı çalışmalarında 2 bin 600 yıl öncesine ait 'sumak' bulundu.

Van merkeze bağlı Ağartı köyünde M.Ö. 685-645 yılları arasında hüküm süren Urartu Kralı 2. Rusa tarafından inşa ettirilen Ayanis Kalesi'nde kazı çalışmaları 21 yıldır devam ediyor. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu ve ekibi tarafından devam eden kazı çalışmalarında Ayanis Kalesi'nde şimdiye kadar Urartular dönemine ait birçok eser gün yüzüne çıkarılırken, son olarak Urartu tanrılarına sunulan ve günümüze kadar evsafını çok az kaybeden 2 bin 600 yıllık 'sumak' bulundu.

Kazı Başkanı Çilingiroğlu, hafta sonu Van Valisi Münir Karaloğlu'nun Ayanis Kalesi'nde yaptığı incelemeler sırasında slayt eşliğindeki sunumunda Urartuların çok yönlü yaşam tarzlarını anlattı. Çilingiroğlu, Urartuların özellikle bütün kalelerini bir doğal tepenin üzerine inşa ettiklerini söyledi. Çilingiroğlu, bu kalelerin ya doğal bir tepede ya da bir ovaya egemen şekilde inşa edildiğini belirtti. 21 yıl önce başlattıkları kazı çalışmalarında Urartulara ait bir yazıt bulduklarını ifada eden
Çilingiroğlu, "Yazıtı okuduğumuz zaman neyi kimin yaptığını öğrenmeye başladık. Yazıtta aynen şöyle diyor: 'Ben Argişti oğlu 2. Rusa. Bu kaleyi inşa ettim. Kalenin içinde bir tapınak, bir saray inşa ettim ve bu kalenin adını Süphan Dağı karşısındaki Rusa kenti olarak adlandırdım' diyor. Urartuları tanıtan ve bugüne kadar bulunan en uzun yazıt da Ayanis Kalesi'nde ortaya çıkmıştır. 18 metre uzunluğunda 8 adet taş bloğun üzerinde kaleme alınmış ve en ufak bir eksiği olmayan bir yazıttır" açıklamasını yaptı.

Orta Çağ yerleşmesi döneminde kalede kazı yapıldığını, 3 santimetre daha kazılması halinde tapınağın bulunabileceğini ifade eden Çilingiroğlu, "Bu açıdan şanslıyız. Kalenin güney batı köşesinde Orta Çağ yerleşmesi döneminde kazıda tapınak bulunamamış. Eğer 3 santim daha kazılsaydı tapınağı bulacaklardı. O zaman da elimizde tabii ki ne tapınak kalacaktı ne bir şey. Ama iyi ki bulamadılar. Bu yazıtın tamamı okundu. Bunu okuyan dünyada tek bir insan vardır ve o da Prof. Dr. Mirjo Salvini'dir" şeklinde
konuştu.

"KALE İÇERİSİNDE 2 METREDEN BÜYÜK BİR KÜVETLERİ VAR"

Urartu dininin hoşgörü dini olduğunu ifade eden Çilingiroğlu, "Ele geçirdikleri ülkelerin tanrılarını kabul edebilme, kendi başarılarına ilave etme başarıları var. Dolayısı ile Meher Kapı'da ilave edilmiş 79 tanrıya mesela Ehuduru tanrısını ve Asurlardan aldıkları Asur gibi yeni bir tanrı da ilave edebilmişler. Bunun nedeni ise fethettikleri başka ülkelerden devşirmeler gibi halkları alıp buraya yerleştirmeleri ile ilişkilidir. Urartuların aynen bizim ve diğer dinlerde olduğu gibi dini temizlik yapmaları
için kale içerisinde 2 metreden büyük bir küvetleri var. Dini olayla başlamadan önce bir dinsel temizlikten geçirilirler. Bunu da yazılı kaynaklardan biliyoruz. Odalar içerisinde farklı dini merasimler yapılır. Birinci dini merasimde 'Libasyon' diye adlandırdığımız, yani sıvı kurbanın tanrıya sunulmasıdır. Bu sıvı kurbanın içine dökülen 'sumak'tır. Biz bu kazı çalışmalarımızda küpler içinde evsafını çok az kaybeden 2600 yıllık sumak bulduk" dedi.

Çilingiroğlu, yaptıkları kazı çalışmalarında 2 bin 500'e yakın eseri Van müzesine verdiklerini ifade etti. Bunların hepsini sergilemenin ise mümkün olamayacağını ifade eden Çilingiroğlu, son 2 yılda yapılan çalışmalardan yaklaşık 75 bin adet parçanın ellerinde bulunduğunu sözlerine ekledi.