BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Türkiye darbeye işte böyle sürüklendi

12 Eylül öncesi sıkıyönetimde müdahale yetkisi bulunan Genelkurmay'ın hazırladığı rapor, o sürecin nasıl hazırlandığını gözler önüne serdi.

Abone ol

12 Eylül öncesi sıkıyönetimde müdahale yetkisi bulunan Genelkurmay'ın hazırladığı rapor, 37 aylık kaosta birşey yapılmadığını, darbenin ardından bir ayda 43 bin kişinin tutuklandığını gözler önüne serdi.

Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı Şubat 1982 tarihli anarşi raporu Türkiye'nin darbe sürecine nasıl hazırlandığını gözler önüne seriyor. Rapor sıkıyönetimin ilan edildiği Aralık 1978-Şubat 1982 arasını kapsıyor.

Star gazetesinde yer alan rapora göre, darbeden önce kademe kademe arttırılan şiddet eylemleri, darbeden sonraki bir ayda yüzde 93 azalmış. Darbeden önce sıkıyönetim olmasına rağmen suçlulara müdahale etmeyen asker, darbenin hemen ardından çeşitli suçlara karışmış tam 43 bin kişi yakalamış. 12 Eylül soruşturması çerçevesinde ifadesi alınan Kenan Evren, "Müdahaleye zemin hazırlamak için 1980'den önce anarşi olayları bilerek bitirilmedi" iddialarını siyasilerin iftirası olarak yorumlamıştı.

MÜDAHALE İÇİN BEKLENDİ Mİ?

Kahramanmaraş katliamından sonra sıkıyönetimin ilan edildiği 26 Aralık 1978'den 11 Şubat 1982'ye kadar geçen 37 aylık süreyi 4 bölüm halinde ele alan Genelkurmay Raporunda 12 Eylül darbesinden sonraki bir yılda yapılan seri operasyonlarla 21 bin 864'ü sol eylemci, 2 bin 34'ü bölücü, 5 bin 953'ü sağ, 13 bin 289'u da görüşü belirlenemeyen olmak üzere toplam 43 bin 140 kişi çeşitli suçların failleri olarak gözaltına alınmış veya tutuklanmış. Yapılan tahkikatlarda yakalanan sol eylemcilerin 729 kişinin öldürülmesi, 914 kişinin yaralanması, 30 ilçede çeşitli gasp ve soygunlar yapılması, 40 ilde ise çeşitli hedeflere, özellikle güvenlik kuvvetlerine yönelik silahlı saldırılarda bulunulması faaliyetlerine katıldıkları belirlenmiş. Kısa sürede alınan yol, "12 Eylül darbesinden önce de suçlular bilindiği halde müdahale edilmedi" iddialarını haklı çıkarır nitelikte. Çünkü darbeden önceki dönemde de sıkıyönetim olduğu için yetki askerin elindeydi.

SİLAHLI EYLEMLER BIÇAK GİBİ KESİLDİ

Rapora göre 37 aylık süreçte toplam 9 bin 795 silahlı saldırı ve çatışma olayı yaşandı. Bu olayların yüzde 21'i sıkıyönetimin ilan edildiği tarihten sonraki 8 ayda, yüzde 72'si ise darbeye giden son bir yıllık süreçte meydana geldi. Silahlı saldırı ve çatışma olaylarının darbeden sonraki bir yılda gerçekleşme oranı ise sadece yüzde 6. Devam eden aylarda oran yüzde 1'e iniyor. Afiş-pankart ve bildiri dağıtma olaylarındaki seyir de farklı değil. 10 bin 9 olayın yüzde 22'si sıkıyönetim ilanından sonraki dönemde, yüzde 47'si darbeden önceki son bir yılda meydana gelmiş. Darbeden sonraki bir yılda yüzde 29 olan bu oran bir yılın sonunda yüzde 2'ye indirilmiş. 4 bin 388 gasp ve soygun olayının yarısı darbeden önceki son bir yılda yaşanmış. Yüzde 18'i ise sıkıyönetimin ilanını takip eden aylara ait. Darbeden sonra bu oran önce yüzde 25'e, son dönemde ise yüzde 7'ye iniyor. Ancak, gasp ve soygun olaylarına yönelik raporda yer alan iddialar oldukça manidar: "12 Eylül'den önce kamu kuruluşlarına, bankalara ve banka mutemetlerine yönelen sadece 10 gasp ve soygun olayı gerçekleştirilmiştir. Daha çok evlere, işyerlerine ve kişilere yönelen gasp olaylarında gasp edilen para toplamının azlığı da dikkat çekmektedir."

DARBE SONRASI SİHİRLİ DEĞNEK

Darbe sonrası faaliyetler ayrıntıları ile analiz edildiği rapordaki bilgilere göre darbeyi izleyen 1 ayın sonunda toplam olay sayısında yüzde 93 azalma yaşandı. Patlayıcı madde atma eylemleri ve öğrenci olayları sıfırlandı. Silahlı saldırı ve çatışma olayları yüzde 97 azalma gösterirken, afiş-pankart asma, bildiri dağıtma eylemlerinde yüzde 96 azalma meydana geldi. Gösteri ve direniş olaylarında meydana gelen azalma oranı yüzde 70. Darp, tehdit ve sokağa çıkma yasağına uymama olaylarındaki düşme oranı ise yüzde 98. Gasp ve soygun olaylarındaki azalma oranı da yüzde 71 olarak gerçekleşmiş. Raporda yapılan eylem analizi ise adeta itiraf niteliğinde: "12 Eylül öncesi dönemdeki olayların çoğunluğunun kitlesel olaylar ve katliam niteliğindeki olaylar olmasına karşın 12 Eylül sonrası dönemdeki olayların daha çok bireysel eylem niteliğindeki afiş-pankart asma, bildiri dağıtma, darp ve gasp türündeki olaylar şekline dönüşmesidir."