BIST 9.080
DOLAR 32,33
EURO 35,12
ALTIN 2.308,97
HABER /  GÜNCEL

Türk-Kürt değil Kürt-Kürt savaşı çıkacak

Kanal D anchormani gazeteci Mehmet Ali Birand Taraf'tan Neşe Düzel'e çarpıcı açıklamalar yaptı. Birand'a şehit cenazesini yayınlamayınca "vatan haini" diyorlarmış.

Abone ol

İNTERNETHABER - Türkiye'de terör nasıl biter? PKK'nın asıl niyeti ne? Öcalan mı saldırı emirlerini veriyor? Başbakan Erdoğan'ın Kürt meselesine çözeceğine dair inançlar niye azaldı?  

Kanal D anchormani usta gazeteci Mehmet Ali Birand Taraf'a verdiği röportajda tüm bu soruların cevaplarını sıraladı. Röportajdan çarpıcı bir özet sunalım;

*“PKK’nın saldırıları eskisi gibi kışın bitmeyecek. PKK karlar eriyinceye dek şehirlere gelecek. Vuracağı çok hedef var. Apartmanlar, çarşı, alışveriş merkezleri var. PKK, yeni stratejisiyle Türkiye’yi kışın da rahatsız edecek.”

*“Öcalan devrimci halk savaşını istemedi. Kandil ise istedi. Öcalan şu noktaya geldi. ‘Hadi öldürün, saldırın bakalım. Bir şey elde edebilecek misiniz?’ Benim yolum mu doğru yoksa senin yolun mu doğru göreceğiz noktasında artık iş.”

*“Türk-Kürt savaşından ziyade Kürtler arasında bir savaş olma ihtimali çok daha yüksek. Çünkü Kürtler bölündü. Kürtlerin bir bölümü PKK’yı istemiyorum diyor. PKK ise belli bir toprak üzerinde kendi yöneteceği bir toplum istiyor.”

ÖCALAN "HADİ ÖLDÜRÜN BAKALIM' DEYİP ÇEKİLDİ...

Şu anda Öcalan ile PKK aynı şeyi düşünmüyorlar. Öcalan şu anda PKK’nın yaptıklarına son derece ters bakıyor. Öcalan, özerkliğin de altında bir duruma razı. Yeter ki demokratikleşilsin, haklar verilsin, siyasetin önü açılsın, silahlar sussun.

PKK ise tam tersi siyasetin önünü kapatmak istiyor. Siyasetin önü açılmaya başladığı anda kapatıyor. Bakın... PKK ve BDP ne diyorlar?

TECRİDİ ÖCALAN SÜRDÜRÜYOR

(...) Tecridin büyük bir bölümünü şimdi Öcalan’ın kendisi sürdürüyor. Öcalan İmralı’da kendisi görüşmüyor. Kardeşi gitti, onunla da görüşmüyor. Çünkü Öcalan’ın Kandil’le anlaşamadığı birçok nokta var. Öcalan devrimci halk savaşını istemedi, PKK ise istedi... Sanıyorum Öcalan şu noktaya geldi. “Hadi öldürün, saldırın bakalım. Bir şey elde edebilecek misiniz? Benim yolum mu, yoksa senin yolun mu doğru, göreceğiz” noktasında artık iş. 

 


PLANLI VE DİSİPLİNLİ BİR PKK VAR

Çok planlı, hesaplı ve disiplinli bir PKK’yla karşı karşıyayız şimdi. PKK’nın, eskisi gibi “hadi arkadaşlar gidin de şu köyleri bir dolaşın, ne varsa vurun” stratejisi yok artık. Farklı bir strateji var. Daha ciddi istihbaratını yapan, saldırıya daha ciddi hazırlanan, nereyi vuracağını bilen, vurduktan sonra nasıl, nereden kaçacağını iyi hesaplayan daha planlı bir PKK var artık. 

ASKER KIŞI BEKLİYOR

Asker, birliği karakolun içine sokuyor. Yani birliği karakolun içinde tutuyor. PKK’nın yeni stratejisine asker daha ayak uyduramadı. Biliyorsunuz askerin eski stratejisi, karakolun içine girip karakolu savunmaktı. Asker şimdi yavaş yavaş dışarıya çıkıyor, proaktif olacağız diyor ama.... Bakalım olacaklar mı? Bir de önümüzdeki bir ayın geçmesi bekleniyor. Kış gelecek, kar yağacak ve PKK’nın saldırıları bitecek diye bekleniyor.

AMA PKK KIŞIN DA VURACAK

PKK bu sefer şehirlere gelecek. Şehirleri vuracak. PKK’nın vuracağı çok hedef var. Apartmanlar var. Çarşı var. Alışveriş merkezleri var. Karlar eriyene kadar PKK’nın şehirlerde eylem yapmasını bekliyorum ben.

PKK'YI MİT EN İYİ BİLİYOR

PKK’nın içinde ne olup bittiğini MİT kadar iyi bilen başka bir örgüt yok Türkiye’de. MİT’in PKK’nın içinde adamları var. Ama MİT’in istihbaratı şu nokta vurulacak istihbaratına kadar gitmiyor. MİT, PKK’yı genel anlamda iyi okuyor. Ama tam nereyi vuracak konusundaki o küçük bilgiyi okuyamıyor. Benim vaktiyle konuştuğum MİT müsteşarları da hep, “bizim içeride adamlarımız vardır. Biz PKK’nın içinden makro bilgi alırız. Mikro istihbarat, mikro bilgi almakta daima zorlanırız” diyorlar. 

ASKERLER RAMBO MU?

PKK, aylarca mağarada yaşıyor ve en küçük patikanın neresinden geçeceğini biliyor. Ordu bunu yapamaz. Erler ya da profesyonel askerler PKK gibi dağda, mağarada oturmuyorlar ki... Hep şu söyleniyor. Sağolsun Pamukoğlu’nun ortaya attığı bir şeydir bu. Kurbağa yiyen komandoları, özel timleri atacaksın dağa, PKK’yı bitirecekler. Yapmayın, Rambo filmlerinin dışında nerede görülmüş bu? Askeri de dağda oturtamazsınız zaten.

PKK'LI DAĞA KEFENİYLE ÇIKIYOR

"BENİM EN BÜYÜK ÜMİDİM TAYYİP ERDOĞAN'DI...

"Uzun yıllardır Kürtleri küçümseyen, yok sayan bu yaklaşım zaten her şeyi mahvediyor. Benim en büyük ümidim Recep Tayyip Erdoğan’dı. Onun bu sorunu hakikaten çözebileceğine inanmış bir insanım ben.

Hâlâ inanıyor musunuz?

Hayır. O çözebilirdi ama artık bundan sonra bu çözülebilecek gibi bir sorun değil. Biz PKK’yı böyle inişli çıkışlı yaşayamaya devam edeceğiz. PKK terörü bir süre devam edecek, bir sure inecek ve bir süre sonra gene parlayacak.

Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt sorununu çözemeyen bir siyasi parti gücünü devam ettirebilir mi, iktidarını sürdürebilir mi bu ülkede?

Bu soruna çözüm bulmak daha riskli olmaya başladı. Kürt sorununu çözmek artık siyaseti iktidardan götürme noktasına gidiyor. Erdoğan boş yere bu kadar sertleşmiyor. 2014’te seçimler var. 2014 seçimlerinden önce Erdoğan’ın, hele böyle bir ortamda çözüm arayışına girmesi siyasi açıdan bir intihardır.

PKK’lı dağa kefeniyle çıkıyor. Geri döneceğinin hesabını yapmıyor. Asker öyle mi? Vatanını koruyor ama geride bıraktığı ailesini de düşünüyor o.Çok insani bir şey bu. İnsanda bir kendini savunma içgüdüsü vardır. Bir de karşı tarafı yok etme içgüdüsü vardır. PKK karşı tarafı yok etme içgüdüsüyle hareket ediyor. Başka türlü de dağa çıkmaz zaten. “İşsiz kaldım, bir dağa çıkıp bakayım, orada ne var ne yok” diye dağa gitmiyor o.

PKK DEVLET İSTİYOR

Belirli bir toprak üzerinde kendi yöneteceği bir toplum istiyor. Bunun bağımsız bir devlet olması şart değil. İleride bakılacak bir şey o. PKK, Kürtlerin en yoğun yaşadığı bölgelerde, belediye başkanımla, polisimle, güvenlik güçlerimle ben hâkim olayım diyor bugün. Bunu da çatışarak elde edeceğini düşünüyor. Tabii son saldırılarının bir yanı daha var. 
O da Ortadoğu’da yaşananlar. Çünkü Ortadoğu’da ne zaman bir deprem olsa, PKK güçleniyor.

İlk Körfez krizinde de güçlendi, Irak’ın istilasında da güçlendi, şimdi de güçleniyor. Suriye bugün durmadan PKK kampı kuruyor. Bağdat ve İran da PKK’yı destekliyor.

PKK son dönemdeki saldırılarıyla hem Türkiye’den rahatsız olan dış güçlere, “bakın ben ne kadar etkiliyim, Türkiye’yi ne kadar rahatsız ediyorum” diyebiliyor, hem de Türk devletine dönüp, “isteklerimi kabul etmek zorundasın” diyor. Ama Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve güvenlik güçlerini yenemeyeceğini de biliyor. Yenemez.

PKK'NIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜYORUZ

PKK ancak siyasetin önü açılarak durdurulabilir. Silahla mücadele ettiğimiz sürece PKK hep devam edecek. Şimdi PKK’nın ekmeğine yağ sürüyoruz. OHAL ilan et, BDP’li milletvekillerini içeri at... PKK’nın istedikleri oluyor. PKK’nın saldırıları sürerse sonunda devlet, yok kardeşim bu iş böyle olmuyor demek zorunda kalacak Bu ülkeye gene OHAL geliyor. 1990’lara geri dönülüyor. PKK bizi 90’lara geri döndürüyor. Dediğim gibi Türkiye’nin demokrasisi PKK’nın elinde. Kilidi isterse açıyor, isterse kapıyor.

KUCAKLAŞMALARI NİYE BU KADAR BÜYÜTÜLÜYOR

Türk siyaseti, Kürt siyasetinin önünü açmıyor. BDP’ye, “PKK’yı lanetle, ondan sonra benim yanıma gel” diyor. Olmayacak bir şey bu. BDP ve PKK iç içe. Artık gerçekleri görmek zorundayız. BDP’lilerin PKK’lılarla kucaklaşmaları niye bu kadar büyütülüyor? Zaten kucaklaşıyorlar.

ŞEHİT HABERİNİ VERMEZSEM VATAN HAİNİ DİYORLAR

Ben kanalda şehit cenaze haberini vermezsem vatan hainliğiyle suçlanırım. Türk toplumunun baskısı çok fazla ve bu baskı giderek artıyor. O yüzden OHAL’e gitmek zorunda kalacağız.

TÜRK-KÜRT SAVAŞI YERİNE KÜRT-KÜRT SAVAŞI

PKK şu anda savaşı bitirilmez noktaya itti. Ama şu da var. PKK da istediğini yapamadı. Kendi taraftarlarını ayaklandıramadı, halk savaşı başlatamadı. En önemlisi Kürtler bölündü. Kürtlerin ciddi bir bölümü açıkça “Hayır, PKK’yı istemiyorum” diyor. Türk-Kürt savaşından ziyade Kürtler arasında bir savaş olma ihtimali çok daha yüksek.