BIST 10.740
DOLAR 32,22
EURO 35,02
ALTIN 2.501,97
HABER /  SPOR

Tuncay da gitmek istiyor

Tuncay Şanlı, idealleri arasında yurt dışında futbol oynamak da olduğunu vurguladı.

Abone ol

Fenerbahçe'nin milli futbolcusu Tuncay Şanlı, idealleri arasında yurt dışında futbol oynamak da olduğunu vurgulayarak, ''Zamanı gelirse, imkan olursa ben de gitmek istiyorum'' dedi. Tuncay, aylık spor dergisi FourFourTwo'nun eylül sayısında yer alan röportajında, ''Altyapı görmedim ama bunun eksikliğini hırsımla, mücadelemle kapatmaya çalışıyorum'' derken, ''Avrupa'ya gitmek istiyor musun?'' şeklindeki bir soru üzerine şunları kaydetti: ''Yaptığınız işte iyiyseniz aşama kaydedeceğinize, birilerinin sizi fark edeceğine inanıyorum, sadece futbolda değil, her iş için geçerli bu. Takımda iyiyseniz, milli takıma gidersiniz, futbolunuzu ve yeteneklerinizi daha ön plana çıkarırsınız. Avrupa'da oynamak için ise hem kendi takımınızda hem milli takımda iyi olmanız gerekir.

Şampiyonlar Ligi'nde, UEFA Kupası'nda oynarken hem takım olarak hem bireysel olarak iyi olmanız gerekir. 'Avrupa'ya gitmek istiyor musun?' derseniz, istiyorum tabii. Oradaki havayı teneffüs etmek isterim, atmosferi, futbol anlayışını, görüşünü. Çünkü milli takımda yurt dışında oynayan arkadaşlarımızla görüştüğümüzde Emre olsun, Nihat olsun, Hamit, Yıldıray olsun, psikolojik olarak çok rahat olduklarını görüyorum. Türk futbolunun en büyük sorunu bu bence, üzerimizdeki psikolojik baskıdan kurtulmamız gerek. Yetenek konusunda kimseden eksik değiliz. Zamanı gelirse, imkan olursa ben de gitmek istiyorum. Bazen gazetede çıkan haberleri okuduğunda annemin, 'Sakın gitme' diye aradığı oluyor.''

''FATİH TEKKE BANA 'SEN DE GİT' DEDİ''

Fenerbahçe'ye 5-6 forvetin bulunduğu bilerek geldiğini, ama forma şansı bulduğunu anlatan Tuncay, şöyle devam etti: ''Mücadeleci bir oyuncuyum. İtalya'da mücadele daha fazla ama İspanya'da futbol oynamak için daha geniş alan var. Herkes geniş alanda oynamayı sever. Zidane bile İspanya'ya geldiğinde, 'Burada top ayağıma gelince düşünme zamanım daha fazla, İtalya'da hemen basıyorlar' demişti. Artık imkan neresi olur, tercih nereden gelir, o zaman değerlendireceğim. Ama fırsat çıkarsa, kesin kullanacağım. Mesela milli takım kampında farklı bir Fatih Tekke gördük.

Bazen espri bile yapıyorduk, 'Yüzün değişmiş, saçların değişmiş' gibilerinden. Bir farklılık vardı, çok mutluydu. Psikolojik baskıdan kurtulmuş, rahatlamış gibiydi. Hatta bana, 'Geç kalmadan sen de git' tavsiyesinde bulundu. Türkiye'nin en üst düzey birkaç forvetinden biri, o, Hakan ağabey. Her takımda oynayabilir. Buna rağmen gitmeyi tercih etti. Kendisi de söylüyor zaten. Emre, Nihat... Dışarıdan bakınca bile o duruş farkı anlaşılıyor.''

SUS İŞARETİNİN SIRRI

Tuncay Şanlı, maçlarda gol attıktan sonra yaptığı ''sus'' işaretinin anlamıyla ilgili bir soruya ise şu yanıtı verdi: ''Sus işareti sanıldığı gibi bir şeyi ima etmek için yaptığım bir şey değil. Birisine giden bir mesaj. Belki bir gün açıklarım kime olduğunu ama yerine giden bir hareket olduğunu ve yaptığım kişinin mesajı aldığını söyleyebilirim. Kimseyi kırmak, üzmek amaçlı yapmıyorum, benimle özdeşleşen bir gol gösterisi gibi alınsın bu hareket.''

DAUM İLE ZICO-

Tuncay Şanlı, Fenerbahçe'nin eski ve yeni teknik direktörleri Christoph Daum ile Zico'yu ise şöyle karşılaştırdı: ''Sezona başlamadan Santana idmanda inanılmaz tempolu bir koşu yaptırdı, 12 turdu, 6 tur, 5 tur... Artık sıcaktan tansiyonumuz falan çıktı. Ben sonra gittim, 'Siz hani Brezilya. Top pas, beşe iki maç... Biz öyle biliyorduk' dedim. Bana, 'Brezilya Dünya Kupası'ndan elendi. Kondisyon olmazsa, zor bu işler' diye cevap verdi. Her hocanın anlayışı, sistemi, taktiği çok farklı. Ama en önemlisi futbolcuyla olan diyaloğu. Ne kadar taktik verirseniz verin, futbolcu hocayı sevmezse, olmaz. Hocalar arasında kıyaslama yapıyor gibi olmak istemem.

Christoph, daha farklı anlayıştaydı, herkesin bir bölgesi vardı, kuleler kurulurdu, hatta kendi aramızda, 'Hoca yine havaalanını kuruyor' derdik. Zico daha farklı, önce bir kondisyon yüklemesi oluyor, sonra Edu bir takımı, Zico bir takımı çalıştırıyor. Hatta başlangıçta biz de şaşırdık. Hücuma dönük olanlar Edu'yla, defans oyuncuları Zico'yla çalışıyor. Biz takım olarak çalışmaya alışkın olduğumuz için, önce bir 'Noluyor' dedik. Ama şunu söyleyebilirim ki çok iyi bir insan. Normalde hoca futbolcuya pek bakmaz, futbolcu bakar, selam vermesi için. Zico bazen yürürken yüzümüze bakıyor, biz ona selam veriyoruz. Brezilyalıları zaten Alex'ten, Marco'dan iyi tanıyorduk, çok sıcakkanlı insanlar.''