BIST 10.471
DOLAR 32,78
EURO 35,11
ALTIN 2.455,34

Tencere - kapak

Eskiden bir bahsi uzun uzun yazmak, derinlemesine anlamaya çalışmak rağbet görürken, şimdi sadece 140 karaktere sığan kelamlar makbul...

twitter bozdu bizi.

Eskiden bir bahsi uzun uzun yazmak, derinlemesine anlamaya çalışmak rağbet görürken, şimdi sadece 140 karaktere sığan kelamlar makbul...

İnsan şaşırıyor, 140 karaktere neler sığabiliyormuş meğer diye !

Kelimeler de sandığımızdan çok daha güçlü !

Öyle olmasa bir "dindardı, tinerciydi, gelsindi gelmesindi..." polemiğiyle haftalar geçer mi ?
Merak ettim, bu tartışma başladığından beri Türkiye gündeminde neler olmuş, bir tarama yaptım.

İşte sonuçlar :

- Ocak'ın son haftası Türkiye Futbol Federasyonu yönetimi istifa etti. Futbolda deprem devam ediyor, sanıklar henüz mahkeme yüzü göremedi.

- Aynı tarihlerde İstanbul'a kar yağdı ! Vatandaş ne evine gidebildi ne de işine... Kazalar da cabası.

- Karadeniz Otoyolu yağıştan yine çöktü ! Kimbilir bu kaçıncı... Hatırlayın deprem vergileri ile o yolu yapmıştı iktidar, bizzat bakan Mehmet Şimşek açıklamıştı.

- 122 yıllık Haydaşpaşa'dan son tren kalktı ! O alan artık yeni rantlara yelken açacak. Zaten garın çatısı yandığında anlar gibi olmuştuk olacakları....

- İstanbul'da kardan elektrikler gitti... ! Şehirde hayat durdu, metrobüs çalışamaz hale geldi.

- Milli kayakçı Aslı Nemutlu'nun ölümüne yol açan olayda bilirkişi raporu açıklandı; raporda ölüme ihmal ve eksikliğin yol açtığı ortaya çıktı. Ama ne gam ! Gömdük gitti....

- Uludere'de hayatını kaybeden vatandaşlarımızın can karşılığı açıklandı : 123'er bin lira...

- 41 kişinin öldüğü, 89 kişinin yaralandığı hızlı tren kazası davası "zaman aşımına" uğradı, dava düştü... ne diyeyim bilmem ki !!! Zaten ölenlerin yakınları böyle dedi : "söyleyecek sözümüz kalmadı."

- Hrant Dink suikastinin baş kahramanlarından Erhan Tuncel bir anda kahraman oldu, gazetelerde sayfa sayfa röportaj veriyor, TV ekranlarında davayı anlatıyor... maşallah maşallah !

Benim derlerken bile içim sıkıldı, memleketin haline...
Ama ne oluyor ? Biri dindar diyor, hooop herkes koşuyor o tarafa.
O laf bitince "tinerci" diyor, hoooop hadi bu sefer bu tarafa.
Muhalefet Paul Auster diyor, aman bunu da boş geçmeyelim, bu kez de başlıyor onun tartışması.

Yok, benim Ankara'dan hiç umudum yok... Bir iktidarla bir muhalafet bu kadar mı uyar birbirine, bu kadar mı tencere kapak şeklinde buluşurlar...

Bu yazıyı Sayın Arınç'ın meşhur sözüyle bitirmek isterim, elbette Türkiye'ye uyarlayarak :
" O kadar güzel uyuyordun ki, uyandırmak istemedim..... ! "