BIST 10.895
DOLAR 32,19
EURO 34,97
ALTIN 2.514,51
HABER /  GÜNCEL

TCDD'dan bilirkişi raporuna sert tepki

TCDD Genel Müdürlüğü, İstanbul Barosu'nun isteği üzerine mahkemenin hazırlattığı bilirkişi raporunun bazı bölümlerinin 'cımbızla çıkarıldığı'nı iddia etti. İşte ayrıntılar

Abone ol

TCDD Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, Pamukova'daki tren kazasıyla ilgili olarak İstanbul Barosu'nun isteği üzerine mahkemenin hazırlattığı bilirkişi raporunun bazı bölümlerinin cımbızla çıkarılarak, kamuoyuna ''kaza raporu'' olarak sunulduğu ve kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği belirtildi. TCDD Genel Müdürlüğü açıklamasında, bugün bazı basın yayın organlarında çıkan konuyla ilgili haber anımsatılarak, şunlar kaydedildi: ''Söz konusu rapor, bilirkişiler tarafından 6.11.2004 tarihinde hazırlanarak mahkemeye teslim edilmiştir. Aradan 2 ay geçtikten sonra, kaza ile ilgili duruşma öncesinde, eksik ve hatalı çıkış noktaları dayanak alınarak, rapor nedeniyle kazanın kamuoyunda yeniden tartışmaya açılması bir anlamda İstanbul Barosu'nun yargı sürecine müdahalesi anlamına gelmektedir. İstanbul Barosu, haklı olarak, Yakup Kadri Ekspresi'nin 22 Temmuz'da Pamukova'da raydan çıkmasıyla yakından ilgilenmiştir. Ancak, baronun; kazadan sonraki süreçte Bağımsız Bilim Kurulu Raporu da dahil, hazırlanan raporlarla ilgilenmediği ve kazanın nedenleri konusunda hiçbir rapor hazırlanmadan önceki taraflı bakış açısını sürdürdüğü de görülmektedir.'' DELİLLER KARARTILMADI İddia edilenin aksine delillerin karartılmadığı ifade edilen açıklamada, trenin hız tecavüzü sonucu raydan çıktığının kesin olarak belirlendiği kaydedildi. Açıklamaya şöyle devam edildi: ''Trenin hangi noktada raydan çıktığı, raydan çıkma nedeni, trenin raydan çıktığı noktada (Kilometre 183+387) hiçbir çalışma yapılmadığı, delillerin hiçbir şekilde karartılmadığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde açığa kavuşmuştur. Bağımsız Bilim Kurulu Raporu da dahil, yerli-yabancı bağımsız bilirkişilerce hazırlanan raporlarda da, trenin sürat tecavüzü nedeniyle raydan çıktığı belirlenmiştir. Hal böyleyken, İstanbul Barosu'nun isteği üzerine hazırlanan raporda 52 kilometrelik sürat tecavüzünün dikkate bile alınmamasının hangi bilimsel ve hukuki mantıkla izah edilebileceği anlaşılamamıştır. Baro Başkanı, demecinde tren hızlarının Ulaştırma Bakanı ve TCDD Genel Müdürü'nün emriyle belirlendiğini iddia etmektedir. Kuruluşumuzda bir trenin nasıl sefere konulacağı, seyir süresinin, asgari ve tabii seyir müddetinin ne olacağı ilgili teknik birimlerin kolektif çalışması sonucu işletme koşullarına göre belirlenmektedir. Sefere konulan bir trenin hız limitlerinin talimatla belirlendiği iddiası asılsız olmaktan öte çirkin bir iftiradan ibarettir.'' ''CUMHURİYET SAVCILIĞI'NA GÜVENMEYEN BARO BAŞKANI'' Açıklamada, İstanbul Barosu Başkanı Kazım Koloğlu'nun, ''Deliller karartılmadı'' şeklinde açıklama yapan Cumhuriyet Başsavcısı'na bile güvenmediği ifade edilerek şöyle devam edildi: ''İstanbul Barosu Başkanı, bir gazetedeki demecinde, delillerin karartıldığı iddiasını yineledikten sonra ''Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı eylemler yapanlar hakkında soruşturma başlatmalı'' ifadesini kullanmıştır. Oysa, Pamukova Cumhuriyet Savcılığı, kazanın hemen ertesinde delil karartma iddialarını yalanlayarak kaza bölgesinin güvenlik çemberine alındığını belirtmiştir. Cumhuriyet savcısına güvenmeyen bir baro başkanının, hukuk ilkelerine ne ölçüde bağlı olduğunun takdirini kamuoyu yapacaktır. Pamukova kazası ve kaza nedenlerinin, düz yolda verilen azami 140 kilometre/saat hız limitiyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Dün kamuoyuna tanıtılan raporda, bilirkişinin kaza nedeni olarak personelimizin livre doğal süresine uymasını göstermesi inanılması güç bir çelişkidir. Kaza, personelin livreye uymasından değil, uymamasından kaynaklanmıştır. TAZMİNATLAR HESAPLANDI Kuruluşumuz, kazada hayatını kaybeden yolcularımızın yakınlarıyla sürekli irtibat içinde olmuş, belgelerin tamamlanması kaydıyla, Dahili Sigorta Fonu'muzdan tazminatların ödeneceğini belirtmiştir. Şu ana kadar hayatını kaybeden 15 yolcumuza ait belgeler tamamlanmış, tazminatları hesaplanarak kanuni varislerine bildirilmiştir. Hal böyleyken İstanbul Barosu'nun tazminatlar konusunda, TCDD tarafından hiçbir şey yapılmamış gibi basın yoluyla açıklama yapması anlaşılamamıştır. Kaza yapan lokomotif de dahil, Ankara-İstanbul hattında çalışan E 52500 tipi lokomotiflerimizin kilometre kadranlarının 150 km/h iken 180 km/h olarak değiştirildiği iddiaları da gerçek dışıdır. Bu lokomotifler; 180 km/h kadranlı olarak imal edilmiştir. Rapor dayanak alınarak kazanın tren personelinin disiplinsizlikleri, özensizlikleri sonucu değil, İşletmenin yeni felsefesi doğrultusunda meydana geldiği iddiaları ve bu iddiaların demiryoluna olan güveni sarsma amaçlı kullanılması hiçbir şekilde kabul edilemeyecek mesnetsiz iddialardır. Şayet rapor hazırlayıcılar ve rapor yorumlayıcılar, 80 km/saat azami hız sınırına uymayıp, 52 kilometre sürat tecavüzü yaparak, 132 km/saat izinsiz sürat yapmayı kural ihlali olarak kabul etmiyor da, kabahati İşletme felsefesinde arıyorsa; hukuk bilimi de dahil hiçbir bilimin bu noktada söyleyecek sözü kalmamış demektir. Bu anlayış, her türlü kural ihlalini ve disiplinsizliği meşrulaştıracak bir karakter arz etmektedir. Pamukova kazası bağlamında yapılan tartışmaların yeniden demiryollarına olan güveni sarsıcı boyuta getirilmemesi için herkesin ve her kesimin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi ülkemiz menfaatinedir.''