BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,91
ALTIN 2.438,69
HABER /  GÜNCEL

Tapınaktaki fahişeler!

Eskiçağ ve mitolojideki kadının yeri! Mitlerle örülü dünyamızda pekala ilk fahişeler nasıldı ? İşte yanıtları...

Abone ol

Sümer'in Aşk ve Savaş Tanrıçası İnanna için kocası Çoban Tanrısı Dumuzi de ''O fahişedir, benim eşim fahişedir'' diyor. İnanna, fahişelerin de koruyucusu. Kutsal fahişelik, sokaklarda değil mabetlerde yapılana deniliyor. Mabetlerde, özellikle İnanna'nın mabetlerinde rahibelerin özel bir görevi de genel kadınlık, bir tür fahişelikti.

Tapınak fahişesini Sümer mitolojisinin en önemli eserlerinden birisi olan Gılgameş Destanı'nda görüyoruz. Gılgameş'e arkadaş yapılmak istenen Enkidu bir orman adamıydı. Ormanda hayvanlarla yiyip içiyor, onlarla yaşıyordu. Onu insan gibi yapmak için mabetten bir fahişe gönderilir. Bu kadın ona insan gibi yemeyi, içmeyi, konuşmayı öğrettiği gibi cinsel ilişkiyi de öğretir. Bu da fahişe olarak adlandırılan bu rahibelerin, acemilere cinsel ilişkide bir tür öğretmenlik görevi yaptıkları izlenimi veriyor. Daha sonra bu gelenek, Babillilere ve Asurlara geçmiş.

Herodot kitabında, Babil'de her kadının evlenmeden önce mabette bir erkekle yatmasının zorunlu olduğunu, bu yüzden evlenmek isteyen kadınların mabedin etrafında oturarak erkek beklediklerini, güzel kadınların hemen bulduğunu, çirkin kadınların ise uzun süre bulamadıklarını yazıyor. Muazzez İlmiye Çığ ise ''Sümer'de böyle bir gelenek olamaz...'' diyor. Çünkü onlarda kadınların evlenmesinde bekâret aranıyor. Sümer kanunlarına göre evlenen kadın bakire değilse, kocasından boşanırken bakire olarak evlenen kadının alacağı tazminatın yarısını alabiliyor. Mabet fahişeliği bir meslek. Onlar kendilerini tanrı namına bu işe gönüllü olarak adayan kadınlar. Bunlar aynı zamanda bereket kültünün de temsilcileri. Sümer dininin bir simgesi olan 100 kadar kurumu kapsayan ''me'' ler arasında fahişelik de bir kurum olarak görünüyor.


ÖRTÜNME GELENEĞİ

Rahibelerin diğerlerinden ayrılmaları için başlarını örtmeleri gerekir. MÖ 1600 yıllarında bir Asur kralının yaptığı kanunun 40. maddesiyle o tarihten sonra bütün evli ve dul kadınların başlarını örtmeleri şart koşulmuş. Kızlar ve sokak fahişeleri ise örtünemeyeceklerdi. Böylece evli ve dul kadınlar da mabet fahişeleri gibi yasal seks yaptıklarından kutsallaştırılmışlar. Sokak fahişeleri örtünürse ağır cezalar görüyorlar. Kuşkusuz mabet fahişeliği yanında sokak fahişeliği iyi görülmüyor. Bu mabet fahişeliği geleneği, Babilliler ve Asurlular yoluyla Kenanlılara, oradan da İsrail'e geçmiş.

''...Son yaptığım araştırmalar sonucu Sümer'in Aşk ve Bereket Tanrıçası İnanna ve onun bereket kültüne ve mabet fahişeliğine ait izler buldum Tevrat'ta. Bereket kültünün İsa'nın doğumuna kadar, hatta ondan sonra da başka bir karakter halinde devam ettiğini görüyoruz'' diyen Çığ, Tevrat boyunca bu geleneğin kaldırılma çabaları olduğunu ifade ediyor.


ESKİ İRAN'DA...

Diğer taraftan, Tevrat araştırıcıları da iki kısma ayrılmış. Bir kısmı İsrail'de mabet fahişeliğinin olduğunu, bir kısmı da tanrı namına cinsel ilişki yapılmasının akıl alamayacağını söylüyor. Bütün söylentilere karşı, İnanna'nın bereket kültünün ve mabedinin İştar ve Astarte adlarıyla İsa 'nın doğumuna kadar sürdüğünü görüyoruz...

Bu arada, cinsellik sadece Babil'de değil, yakın kültürlerde de bir ibadet ve kutsanma yolu olmuş. Örneğin, Eski İran'da Zerdüşt reformu yapılmadan önce Anaitis (tanrıçalardan birisinin adı) tarikatındaki ayin şöyle anlatılıyor: Kendisini ibadete adamış bir fahişe, tanrıça rolünü üstlenir. Lüks bir tahtın üzerine herkesin göreceği şekilde oturur. Köleler arasından seçilen eş getirilir. Kendinden geçerek çığlıklar atan seyirciler ortasında birleşme gerçekleşir. Beş gün boyunca tüm evlilikler askıya alınır. Bir kadın ya da erkek istediğiyle birlikte olur. Gece yapılan bu ayinde, her kadın o anda kutsal Anaitis'i temsil eder. Beş günün sonunda erkek eş yakılır, bu da erkeğin kadının hizmetinde olduğunun acımasızca işaretidir.

Eski Hindistan'da Tanrıça Şakti, genç bir bakirenin bedeninde temsil edilir. Ayinde çırılçıplak kalan genç bakire, yine herkesin gözü önünde kutsal birleşmeyi yaşar. Tektanrılı büyük dinlerde ise cinsel ilişki dini nikâha sahip kişiler arasında üreme amaçlı olduğu zaman kabul edilir. Diğer cinsel eylemler ''eski zaman ibadetlerini'' hatırlattığı için hoş karşılanmaz.

Kaynak: Cumhuriyet