BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  POLİTİKA

Talat isterse asker çekilir mi?

Lokmacı geçiti Orgeneral Büyükanıt'a rağmen yıkıldı. Erdoğan da Talat'a destek çıktı. Ya Talat askeri de çek derse...

Abone ol

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Lokmacı Geçidi'nin yıkılması olayında hem AKP hükümetine, hem de KKTC Cumhurbaşkanı Talat'a tepkili. Olayın, Rumlara verilmiş gereksiz bir taviz olduğunu söyleyen Öymen, Erdoğan'ın da, Talat'ın da 'dış baskılara direnemediklerini' savundu. Öymen'e göre, MİT Müsteşarı'nın açıklamaları da "son derece ciddi bir rahatsızlığın ifadesi".Öymen ile Meclis kulisinde sohbet ettik...

FATMA SİBEL YÜKSEK-İnternethaber/ ANKARA

Sayın Öymen, Lokmacı geçidi konusunda Başbakan Erdoğan'ın son yaklaşımı şudur: "Bu Kıbrıs'ın içişidir, biz karışamayız. Ancak garantör ülke olarak aldıkları karara saygı duyar destekleriz..' Ne dersiniz? Garantör ülke olmak böyle davranmayı mı gerektiriyor?

Olur mu efendim? Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde taraf olamayacağını söylemek mümkün değildir. Türkiye'ye garantör ülke statüsünü Kıbrıs devletini kuran Londra ve Zürih anlaşmaları vermiştir.Bu anlaşmara göre bugün Türk askerleri orada bulunuyor. Türkiye'nin orada söz sahibi olmadığını söylemek, Türkiye'nin bu anlaşmalardan doğan haklarını yok saymak anlamına gelir. Kıbrıslı Türkler, "Türk askerini çekin" deseler, siz "madem ki öyle istiyorlar" diye asker mi çekeceksiniz? Allah korusun!

Yani, sadece Rumlar değil, Kıbrıs Türkleri de istese asker çekilmez öyle mi?

Hayır, kimin istediğinin önemi yok. Türkiye orada, garantör ülke olarak asker bulunduruyor. Kaldı ki, Kıbrıs devletini kuran anlaşmalar TBMM tarafından onaylanmıştır..Yani, TBMM'nin de söz hakkı vardır. Sonra Kıbrıs'la ilgili alınan çeşitli kararlarda AKP'nin de desteği var...Şimdi AKP'li üyeler, "Bu Kıbrıs'ın içişidir, onlar nasıl isterse öyle olsun. Biz karışmayız" diyebilirler mi?

O zaman, neden böyle birden bir KKTC'nin 'içişi' oldu bu mesele?

Dış baskılara karşı direnemiyorlar, yabancıların taleplerini reddetme kararlılıkları yok da ondan..Bunu yapamayınca, ortadan sıyrılmak için 'Kıbrıs'ın içişi' diyorlar...

Mehmet Ali Talat'ı Sayın Büyükanıt ile Abdullah Gül buluşturdu..Bu yöntemi doğru buldunuz mu?

KKTC Cumhurbaşkanı'nı Genel Kurmay Başkanı'na götürüyorsunuz...Siz protokol memuru musunuz? Götürüyorsanız, sizin de o görüşmede söyleyecek lafınız olmalı..Arabuluculuk mu yapıyorsunuz? İşiniz ne orada? Niçin askere götürmeden önce Meclis'e getirmiyorsunuz? Niye bu meselenin siyasi boyutunu öncelikle tartışmıyorsunuz Meclis'te? Niçin Meclis'in bu konudaki iradesini hiç merak etmiyorsunuz? Yanlış şeyler bunlar..

Peki, Kıbrıs hükümeti gerçekten böyle bir adımı gerekli görmüş ve Türkiye'den bağımsız bir karar almış olamaz mı?

Valla, daha önce böyle bir örnek hiç yaşanmadı..KKTC ile Türkiye arasında her zaman yakın bir koordinasyon olmuştur.Üstelik, daha bir ay önce Güney Kıbrıs, AB'de Türkiye'ye çok ağır bir darbe indirdi. Hiç örneği görülmemiş bir ceza verilmesine yol açtı...Şimdi kalkıp da Güney Kıbrıs ile yakınlaşacağız, onu daha fazla Kuzey'e çekeceğiz gibi tavizkar bir yaklaşıma ne gerek var? Anavatanınıza karşı bu kadar hasmane, olumsuz bir tavır sergileyen Rumlarla yakınlaşmanın zamanı şimdi midir? Karşı taraftan hiç bir adım atılmamışken, çözüm doğrultusunda hiç bir girişim yapılmamışken bu tek taraflı, verici yaklaşımların anlamı nedir? Böyle bir ortamda bunu yapmak demek, "Güney Kıbrıs'ın Türkiye'ye yönelik aşağılayıcı, AB sürecini engelleyici tavrı bizi hiç ilgilendirmiyor, biz işimize bakalım" demektir...

MİT Müsteşarı'nın açıklamaları konusunda herkes ayrı bir yorum yaptı. Siz nasıl değerlendirdiniz? Sizce hükümete yönelik bir çıkış mıydı?

MİT müsteşarının bu gibi değerlendirmelerde bulunması alışılmış bir durum değildir. Niçin böyle bir ihtiyaç hissettiğinin çok dikkatle değerlendirilmesi lazım..Adalet Bakanı, "Bunları bize her zaman söylüyor, bir yenilik yok" diyor. Her zaman söylüyorsa, demek ki verdiği mesajların hükümet tarafından iyi algılanmadığını hissediyor ki  bunu kamuoyu ile paylaşmak ihtiyacı duyuyor..Niçin halkı bilgilendirme ihtiyacı duyuyor? Bunlar çok ciddi durumlardır..

Açıklamanın muhatabı hükümet yani?

Hükümete söylendiğini "Bunlar bize her zaman söyleniyor" diye Adalet Bakanı açıkladı...O zaman bir eksiklik var. Hükümete söylemiş ama, hükümetten bir tedbir görememiş. Halka duyurma, paylaşma ihtiyacı hissetmesi, ciddi bir sıkıntının olduğunu gösteriyor. Emre Taner neyi kastetti, Irak'ı mı? Irak'ta bir iç savaş tehlikesini çok yakın mı görüyor? Kuzey ırak'ta, Kıbrıs'ta durumun giderek tehlikeye gittiğini mi görüyor? İranla ilişkilere mi dikkat çekiyor? Bu kadar ayrıntıya girmiyor ama belli ki bir rahatsızlık var..