BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Taksim'de mini medya zirvesi!

Beş büyük gazetenin genel yayın yönetmeni bugün Taksim'de biraraya geldiler. Türkiye'deki gazeteciliğin masaya yatırıldığı zirvede neler konuşuldu?

Abone ol

Reklamverenler Derneği tarafından Hyatt Regency otelinde düzenlenen basın konferansındaki panellerden en büyük ilgiyi "Türkiye'de gazeteciliğin geleceği" adlı oturum çekti. Panele şu isimler katıldı: Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan Tüm yayın yönetmenleri internetin ilk ortaya çıktığı zaman beliren "geleneksel medya ölüyor" şüphesinin artık ortadan kalktığında hemfikirdi. Tüm yayın yönetmenleri internetin ilk ortaya çıktığı zaman beliren "geleneksel medya ölüyor" şüphesinin artık ortadan kalktığında hemfikirdi. MİLLİYET AİLE GAZETESİ OLACAK Sedat Ergin: Televizyon yükseliyor gazeteler irtifa kaybediyor algısı yanlış. 2001'de 3 milyon 200 bin olan toplam gazete tirajları 2005 yılında 5 milyonu geçme başarısını gösterdi. Geçen yıl Cumhuriyet tarihinin en yüksek tirajı yaşandı. Tiraj artıyor, bu da yazılı basının güçlü olduğunu gösteriyor. Gazeteler halen reklamveren için en önemli mecra. Türkiye ciddi bir değişim/dönüşümden geçiyor. Bu ülke koalisyonlarla, yetersiz siyasi iktidarlarla 90'lğ yılları heba etti. Basın da bu süreçte çok yara aldı. Açıkçası kendimizi koruyamadık. Ama AB süreciyle birlikte tüm kurumlar yeniden tanımlanacak ve yazılı basın daha fazla sorumluluk yüklenmiş olacak. Bu yeni dönemde "Milliyet bir aile gazetesi olacak" Gazetelerdeki cinsellik teşhiri beni çok rahatsız ediyor. Ailelerin ve çocukların okurken rahatsızlık duymayacakları bir gazete hedefliyoruz. AKŞAM'DA HABERLER ROMAN TADINDA Serdar Turgut: Bizim gazetenin geçen gün yayınladığı "seviştiğin kadar konuş" haberine çok takıldım. Habere göre konferanslar öncesi sevişmek iyiymiş. Niye böyle bir haber koyuldu anlamadım. Benden bugün iyi bir performans beklemeyin. Editörlere niye bu haberi koydunuz diye sordum: "Bana AB grubunun hoşlanacağını düşündük cevabını verdiler". Ben zaten şu AB grubu nedir, kimdir bir türlü çözemedim. Daha iyi gazeteler için haberciler iyi yazarlardan çıkacaktır. Bunun için de muhabirlerin iyi yazması gerekiyor. Yeni gazetecilik anlayışına göre haberin, röportajın içine roman unsurları katılıyor. Yeni trend bu. Mesela bir muhabir herhangi bir siyasi ile röportaj yapıyor ve şurası bir gerçek ki bu siyasi çeşitli politik yalanlar söyleyecek, muhabir de mecburen bunları yazacak. Ama işin içine atmosferi, diyalogları, kişinin yüz ifadesini katınca iyi haber çıkıyor. Akşam da bu yeni gazetecilik anlayışını kendine baz alacak kendini öyle konumlandıracak. RADIKAL ÇATIR ÇATIR HABER ATLIYOR! İsmet Berkan: Krizden sonraki tiraj artışları çok sağlıklı. Bu beni umutlandırıyor. Gazete satın alması ve dağıtımı en çetrefilli konulardan biri. Okuyucunun gazete alması için fedakarlık yapması gerekiyor. Satıldığı yere gitmesi, bozuk para çıkarması gerekiyor. Bunun için de gazeteyi okuyucunun evine ulaştırmak gerekiyor. ABD'de gazetelerin yüzde 70'i dağıtım yoluyla ulaştırılıyor. Hane sayısının 13 milyon olduğu bir ülkede 5 milyonluk tiraj bence çok önemli bir rakam. Türkiye'deki gazetelerin en önemli sorunu güvenirlilik ve inandırcılık. Ciddi bir sorun var ama hiçbir gazetenin de güveni 0 değil. Biz Radikal olarak güvenilir haber vermek adına haber atlamaya razıyız. Bu da oluyor. Her gün çatır çatır haber atlıyoruz. Benim her gün 3 saatim haber didiklemekle geçiyor. Gene de güvenirlilik açısından son 5 yılda çok yol kat ettik. En azından daha az basın kavgası çıkıyor. Televizyonu gazetenin rakibi olarak görmeyen Umberto Eco'nun lafı çok önemli: Televizyon gece sana "yarın bunları bunları okuyacaksın" diye yazan telegraftır. Gazete ise sabah gelen mektuptur. REFERANS 10 YIL SONRASININ GAZETESI Eyüp Can: Ben 1996'da ABD'de master yaparken internet yeni çıkmıştı ve her yerde gazetecilik mesleğinin öleceğine dair yorumlar çıkıyordu. Ben de adeta bunalıma girdim. "Acaba ölecek olan bir mesleğin eğitimini mi görüyorum" diye kendi kendime çok sordum. Akademik çevre hatta iletişim fakülteleri medyaya karşı çok sert duruyor. Ama ben İstanbul İletişim Fakültesinde medya pratiği ile ilgili hiçbir tecrübe edinemedim. Referans'ı "10 yıl sonrasının gazetesini yapıyoruz bilinciyle hazırlıyoruz". Uzman gazeteciliğe önem veriyoruz onun için muhabirlerimize eğitimler, seminerler düzenliyoruz. ZAMAN'DA BILEREK FARKLILIĞA GITTIK Ekrem Dumanlı: Bilgi kanallarının artması kadar bilgi kirlenmesi de arttı. Bazı bilgilerin kaynağı bile belli değil. Televizyon hız ise gazete derinliktir. Gazeteci analiz, derinleşme yapmalı. Gazetelerdeki ana sorun benzeşme. Biz üniversitede öğrencilere bir deney yaptırdık. Logoları kapatıp gazeteleri gösterdik. Kimse gazeteleri ayırt edemedi. Biraz da bu yüzden Zaman'da mizanpaj, tasarım farklılığına gitti.