BIST 10.046
DOLAR 32,38
EURO 34,60
ALTIN 2.391,67
HABER /  SPOR

Spor basını terbiyesizdir

Ahmet Çakar öyle bir konuşmuş ki lafları yenilir yutulur gibi değil.

Abone ol

Yorumcu Ahmet Çakar verdiği röportajla spor camiasında tartışma yaratacak.  Çakar her zamanki gibi keskin, her zamanki gibi sert konuştu. "Türk spor basını terbiyesizdir, ben de onlardan biriyim," dedi ve ekledi: "Tabii ki bu övünç kaynağı değil ama ben de Kandilli Kız Lisesi'nde ahlak dersi vermiyorum!"..

Serdar Turgut geçen gün şöyle yazdı: "Spor basınının üyeleri Emre'den (Belözoğlu) daha fazla davranış anomalisine sahip!" TV'de, tribünlerde, köşe yazılarında harcanan kelimeleri ve atışmaları göz önünde bulundurursak Turgut haklı mı?

- Serdar Turgut denen arkadaşımız az bile tespit yapmış. Spor basınında, özellikle görsel basında, ki bu grubun içine ben de dahilim, zaman zaman yaptığımız hareketler, saygısızlıklar, asosyal tavır, laf ve yaklaşımların yanında, hareket çeken Emre zemzem suyuyla yıkanmış gibi kalır!

- Günah mı çıkarıyorsunuz Hocam?

- Hayır günah çıkarma değil, realite bu! Basına yansımıştır, yansımamıştır bilmem ama pek çok kalem "Emre'nin yaptıkları, bizim yaptıklarımızın yanında ufacık bir şey," diyor. İçimizde öyle insanlar var ki, öyle zamanlarda öyle rezillikler yaptık ki, Emre'nin hareketi hiçbir şey değil.

- Tam da bunu anlamaya çalışıyorum; spor basınındaki bu fütursuzluğun nedeni nedir?

- Hepimiz insanız, tıpkı Emre gibi... Baskılar, stres, o andaki durum; bizleri, Emre'yi sonradan çok pişman olacağımız davranışlar yapmaya iter. Bu insanın tabiatında vardır. Bakın tarihe, yüz binlerce katil işlediği cinayetten pişmandır ama sinirlenmiştir o an...

GESTAPO LAFI

- Pişman oluyorsunuz ama yine de yapıyorsunuz öyle mi?

- Ama ben eski Ahmet Çakar değilim. Beş sene önceki gibi son derece saygısız, son derece küstah, son derece fütursuz davranmıyorum. Kendimi törpülemeye çalışıyorum.

- İyi de nedir sizi bu kadar küstahlaştıran, saygısız davranmaya iten?

- Herkesin kırmızı çizgisi vardır, o çizgi aşıldığı an "Az bile yapmışım," diyorum. "Haklıyım," demiyorum. x

BU HAKKI BİZE HALK VERDİ

- Affedersiniz nedir sizin kırmızı çizginiz?

- Bugün kediye bile sürekli vursanız kedi üstünüze atlar. Her canlının bir dayanma raddesi var...

- Sizin üzerinizden konuşalım o zaman. Carlos'a "Dede," diyorsunuz, "Zico kalp krizinden öldü diyelim," diye bir cümle kurabiliyorsunuz; Feldkamp için 'gestapo' benzetmesi yapıyorsunuz, . Bu hakkı nereden buluyorsunuz?

- Çok basit, bu hakkı bize halk verdi...

- Önünüze gelene hakaret etmeniz için mi verdi?

- Hayır, şöyle açıklayayım: Bugün bir gazete, bir televizyon bana köşe, ekran veriyorsa, bunu benim kara kaşım, kara gözüm için vermez. Ses getirmiyorsan, gündem belirlemiyorsan, reyting almıyorsan ikinci gün çıkamazsın oraya. Ha, her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır, o ayrı. Az önce vermiş olduğunuz örneklerin hiçbirinde hakaret yoktur. Kalli'ye gestapo demem, 1940'ın Nazi Almanya'sında insanları öldüren, işkence yapan gestapo şeflerini kastetmek için değil tabii ki! Kalli'nin son derece disiplinli, son derece acımasız, en sert kuralları uygulayan biri olduğunu belirtmek içindi.

'EN KÜSTAH BENİM'

- Gestapo benzetmenize yazar Oray Eğin şiddetle karşı çıktı, sizi SABAH yöneticilerine şikâyet etti; cehaletle, yeterli donanıma sahip olmadan ve hak etmeden bu yere geldiğinizi ileri sürdü...

- Oray Eğin kim? Hiç tanımam. Anlamamış demek ki! Gestapo bir dönemin gizli polisi. Ben bunu kastederken insanlara işkence yapıyor, onlara zehir veriyor demedim ki! Oray Eğin'in yerinde olsam beni başka yerden eleştirirdim, gestapodan eleştirilmez Ahmet Çakar...

- Nereden eleştirilir?

- Çok basit! Zaman zaman hakemlere, federasyona çok ağır hakaretler ettiğim oluyor. Bundan eleştirsin... Türk spor yazarlığı tarihinin gelmiş geçmiş en sivri, zaman zaman en küstah, zaman zaman en terbiyesiz, zaman zaman en saygısız olabilen spor yorumcusuyum.

- Methiyeler düzülmeli gibi söylüyorsunuz!

- Asla! Ben bir realiteyi ortaya koyuyorum. Özel hayatımda herhangi birine sokaktaki adama ya da sokaktaki köpeğe bile kötü davrandığım görülmemiştir. İnsan ilişkilerim çok medenidir. "Yaptıklarım övünülecek şeyler," demiyorum, bir durum tespiti yapıyorum. "Ben buyum, eskiden kötüydüm, şimdi daha az kötüyüm, iyi olmak için çaba sarf ediyorum ama belli sınırı da geçmeyeceğim," diyorum. Kimse de benden TRT kurallarına uyan, kibar, 'aman efendim, canım efendim' diyen bir Ahmet Çakar olmamı beklemesin. Ben Kandilli Kız Lisesi'nde ahlak dersi vermiyorum!

- Niye spor yazarlarının üslubu bu kadar sert olmalı?

- Bu ülkede başbakana hakaret eden köşe yazarı yok mu hiç?

- Bu sizi mazur mu gösteriyor?

- Türk spor basını terbiyesizdir; bunu mu duymak istiyorsun? Ben de bunlardan biriyim; yaptığımız iş değildir, yenilecek yutulacak cinsten değildir. Bundan da övünç filan duymuyoruz.

"OĞLUM EMRE MADEM YAPTIN BİR HAREKET GERİ VİTESE ATMA"

- Siz futbol yorumlarınıza, tespitlerinize ne kadar güvenirsiniz?

- Güvenirim. Hem teknik, hem taktik, hem psikolojik tespitlerimi başarılı bulurum.

- Geçen yıl "Karanlık güçler Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacak," dediniz ama Fener şampiyon oldu. Şimdi de "Galatasaray'ın şampiyonluğuna iddiaya girerim," diyorsunuz. Niye sizi ciddiye alsınlar?

- Hayır ben "Fenerbahçe'nin önünü kesmeye çalışıyorlar," dedim, örnekleri de koydum, oyunu bozdum. Bu kadar basit. Oyunu bozduğum nasıl ispatlandı? Haluk Ulusoy cevap versin Merkez Hakem Komitesi niye değişti? Şimdi de evet, Galatasaray'ın şampiyonluğuna bahse girerim. Ben futbol bilgimle, Galatasaray'ın kadro yapısı, oyuncu kalitesi, Fenerbahçe'nin, Beşiktaş'ın, Trabzonspor'un sorunlarına baktığımda, hem de 9-10 puan farkla şampiyon olacağını söylüyorum. Ayrıca istemeyen inanmasın bana, söylediklerim Kuran-ı Kerim'in ayeti değil ki, dinlemesinler!

HAREKET BANA DEĞİL

- Yaptığınız yorumlardan sorumlu hissetmiyor musunuz kendinizi?

- Gayet tabii. Önce Allah'a, sonra vicdanına, sonra topluma karşı yanlış yapmayacaksın yorum yaparken, gerisi hikâye. 'Galatasaray camiası alınırmış, Fenerbahçe Başkanı kızarmış, Beşiktaş ne dermiş, Fatih Terim hırlar mı' diye düşündün mü yandın.

- Emre'nin yumruğunu kime kaldırdığı çok tartışıldı, sizin yorumunuz?

- Umurumda bile değil kime yaptığı! Bana yapılmadığını biliyorum sadece...

- Nereden biliyorsunuz?

- Emre'nın kankası Hakan Ünsal'a sordum. Bana yapsaydı da problem değil. Emre'nin yaptığı terbiye dışı bir harekettir ama vatanını satmamıştır, dünyanın sonu da değildir. Tek bir eleştirim var; oğlum Emre, bir hareketi yaptın madem, dedin ki "Bir kişiye yaptım," çık o zaman "O kişi de Ali'dir, Veli'dir," diye açıkla, geri vitese atma.

- Merak edip Emre'yle konuşmadınız mı?

- Ben futbolcuyla muhatap olmam!

KLÜPLER ZENGİN ADAMLARIN OYUNCAĞI

"Spor kulüpleri gayet tabii zengin birtakım adamların oyuncağıdır! İngiltere'nin en köklü kulübü Chelsea, geçmişi belli olmayan Rus milyarder Abromoviç'in; Mancester United bir Amerikan milyarderinin; koskoca Milan Berlusconi'nin oyuncağı... Oralarda oyuncak da, Türkiye'de niye olmasın? Eşyanın tabiatına uygun. Çünkü parayı veren düdüğü çalar, bu kadar basit!"

Kaynak:  SABAH