BIST 9.979
DOLAR 32,40
EURO 34,80
ALTIN 2.435,40

Rabbim bizi her türlü afattan ve özbenliğimizi pekiştirmemize tahammül edemeyenlerin tuzağından korusun

Türkiye yalnız yangınla selle uğraşmıyor… NATO denilen güvenlik şemsiyesinin altında birlikte bulunmalarına rağmen, kendi evinin önünü süpüremediği için gittikçe zibil deryasına batan ve hatta kendi parlementosunda çoğunluğunu kaybeden Macron gibi haddini bilmezlerle de uğraşmak mecburiyetinde kalıyor.

Sevgili dostlar; bilemiyorum, kendi kendine mi tutuştu, yoksa ortada bir ihmal mi var, ya da vicdanı kara hain ve satılmış bir organizasyonun çaktığı çakmağın alevleriyle mi bir kere daha kavruldu ciğerlerimiz? Kesin bir şey söylemek mümkün değil…

Ama ortada fiilî bir gerçek var; o da göz kapaklarımızdaki kirpiklerimiz, onların da üstündeki veçhimizin süsü mesabesindeki kaşlarımız ne ise, cennet vatanımızın göz kamaştıran güzelliğinin, şehadet parmağı misali öz toprağımızdan fışkıran ispat vasıtaları olan o güzelim ormanlarımız Marmaris’te “ATEŞ ve YANGIN” silahıyla bir kere daha katle maruz kaldı.

Geçtiğimiz Salı günüydü, akşama doğruydu, saatlerin 20.02’yi gösterdiği sırada Marmaris’te Hisarönü Mahallesi Bördübet mevkiinde ormanlık alanda meydana gelen yangının varlığını, anında ilk olarak İHA’lar tesbit etmişti.

Alınan bilgi doğrultusunda Salı günü itibariyle havadan ve karadan ilk müdahaleye hemen başlanılmış, ama karanlığın yoğunlaşması ile birlikte havadan müdahale imkansız hale gelmişti.

Elbette ki, yangının 20.02 itibariyle başvermesi, daha başlangıç anında havadan müdahaleyi devre dışı bırakmak için iradî olarak belirlenmiş bir zaman dilimi olma ihtimalini akıllara getirmeden uzak değildi.

Her şeye rağmen, günün kararmasıyla havadan müdahale devre dışı kaldıysa da devlet bütün birimleriyle İHA’ların anında haber verdiği yangının söndürülmesi için seferber olmuştu.

Gece boyunca yangına karadan müdahale devam etmiş, ama şafakla birlikte sabahın ilk saatlerinden itibaren 20 Helikopter ve 14 Yangın Uçağının iştirakiyle havadan müdahale de, bütün hızıyla devreye girmişti.

Bu arada İçişleri Bakanı Sayın Soylu ve Tarım-Orman Bakanı Sayın Kirişçi’nin nezaretlerinde arazöz, dozer ve iş makineleri başta olmak üzere çok sayıda araç-gereç ve 1600’ün üzerinde insan gücüyle karadan vaki müdahale gün ışığıyla birlikte hız kazanmıştı. Rabbim yardımcıları olsun!

Bu arada başta Marmaris’li kardeşlerimiz olmak üzere bölge halkımıza, bu acıyı yüreğinde hisseden bütün milletimize geçmiş olsun diyorum. Aynı şekilde rahmet vesilesi olan yağmurların sağanağa dönüşmesiyle madur olan bilhassa Düzce-Akçakoca’daki hemşehrilerime ve Ankara’daki bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum.

HER ZORLUK’LA BERABER BİR KOLAYLIK HEP YAN-YANA BİRLİKTE YOL ALIRLAR!

Konya’daki üçüncü Anajet Üs Komutanlığında gerçekleştirilen Anadolu Kartalı 2022 Eğitimi, dost ve müttefik ülkelerin katılımıyla devam ediyordu. Bu süreçte Millî Savunma Bakanlığımız Akıncı TİHA’nın ilk kez eğitime katılıp havalandığının görüntülerini “Anadolu Kartalı 2022 Eğitiminde ilk kez Akıncı TİHA görev yapıyor” ifadeleriyle kamuoyuyla paylaştı.

Böylece Akıncı TİHA Türk Ordusu’nun envanterinde bilfiil yerini almış oldu. Artık dostlar sevinsin, ama düşmanlar da ürksün!...

Türkiye, Savunma Sanayiinde elde etmiş olduğu bu sonuçlarla dost-düşman herkesin dikkatini çekerken, uluslararası arenada da sergilemiş olduğu ilkeli duruşu ve istikrarlı tavrıyla bilhassa dünyanın karşı karşıya bulunduğu TAHIL yoğunluklu gıda krizinin çözümünde ümitlerin odağına dönüşmüş bulunmaktadır.

Nitekim en son, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, geçtiğimiz günlerde telefonla, Estonya Başbakanı sayın Kallar ile görüştüğünde, görüşmelerinin ana gündem maddelerinden biri de Ukrayna tahılının gıda krizinin arefesinde bulunan dünyaya nasıl ulaştırılacağı konusu idi.

Sayın Cumhurbaşkanımız, küresel gıda krizinin önüne geçme noktasında etken olacak olan Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracı ile Dünya piyasalarına ulaştırılmasının temini yolunda Türkiye olarak Birleşmiş Miletler’le müştereken yoğun bir gayretin içerisinde olduklarını ifade etmişti.

MACRON ROL KAPMA PEŞİNDE

Türkiye yalnız yangınla selle uğraşmıyor… NATO denilen güvenlik şemsiyesinin altında birlikte bulunmalarına rağmen, kendi evinin önünü süpüremediği için gittikçe zibil deryasına batan ve hatta kendi parlementosunda çoğunluğunu kaybeden Macron gibi haddini bilmezlerle de uğraşmak mecburiyetinde kalıyor.

Şöyle ki; Macron, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği başvuruları karşısında, Türkiye’nin kendi ülkesinin bütünlüğü ve güvenliği açısından ortaya koymuş olduğu net ve kesin tavırdan rahatsız olmuş olacak ki; NATO Genel Sekreterinden “… İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğe kabulü konusunda Türkiye’nin pozisyonunu netleştirmesi talebinde bulunacağını” ifade etmiş ve fiilen Türkiye’nin tavrından duyduğu rahatsızlığı dolaylı bir şekilde ortaya koymuştur.

Halbuki daha dün evvelki gün İsveç’in Göteborg şehrinde PKK ve YPG mensup ve taraftarları Götaplatsen meydanında, ellerinde bebek katilinin posterleri ve PKK’nın simge paçavraları olduğu halde, İsveç’in Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosunun devam etmesi talebiyle yürümüş ve bu eylemleri iki saat sürmüştü.

Kısacası NATO müzakereleri doğrultusunda masada Türkiye’ye karşı şirinlik sergileyenler sokak ve meydanlarını PKK ve YPG’nin emrine tahsis etmek suretiyle sübuta erdirmiş oldukları iki yüzlülükleri devam ettiği sürece onlar daha çok NATO rüyası görmeye devam ederler.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.