BIST 10.122
DOLAR 32,28
EURO 34,89
ALTIN 2.433,25
HABER /  GÜNCEL

Polise acilen dur ihtarı

Polise linç kampanyası mı var? Yoksa yaygınlaşan bir polis şiddeti mi?

Abone ol

Polise linç kampanyası mı yoksa polis infazı mı? İzmir'de polis kurşunu ile ölen Baran Tursun iki farklı görüşü bir kez daha gündeme getirdi. Tesadüf bu ya aynı gün aynı konu hakkında iki yazar bu konuya değindi.

Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök, kamuoyuna diye sorarak polise yöneltilen tek yanlı eleştirelere tepki gösteriyor.

Milliyet'ten Can Dündür ise ile Haziran ayında çıkarılan Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'na gönderme yapıyor.

Ertuğrul Özkök, eleştirenleri polisin yerine kendilerini koymasını istiyerek şu soruları soruyor:

"Şunu bilenimiz var mı?

İzmir polisi günde kaç tane ihbar alır, bunlardan kaçı bombalı saldırı ihbarıdır?

Önünüzden kaçıp giden bir arabada ’masum gençler mi’, yoksa 20-25 kg. C4 patlayıcı taşıyan teröristler mi var nasıl bilebilirsiniz?

Burada polis hangi saikle ateş etmiştir?

Acaba, ’dur’ ihtarına uymayan bir gence değil de 20 kg. C4 patlayıcı taşıma ihtimali olan bir terör zanlısına ateş ettiğini düşünmüş olamaz mı?

Durum böyleyse, bu, kanunumuza göre polise tanınan bir ’imkán’ değil, verilen bir ’görev’dir.

Can Dündar ise tersini iddia ediyor. Polisin giderek orantısız güç kullanımının giderek yaygınlaştığını iddia eden yazar, polise dur ihtarının yapılması çağrısında bulunuyor:

"Söylendiği gibi sorumlular cezalandırılmıyor, tersine korunuyorlar.
Asıl önemlisi, polis gücünü, kendisine "duraksamadan ateş etme" yetkisi bahşeden yasadan alıyor. Uyarmadan kurşunu sıkıyor.
Anayasa Mahkemesi'nin "büyük sakıncalar doğar" itirazının ve haziranda yasa çıkarken dile getirilen eleştirilerin haklılığı görülüyor.
Sorun, ölümcüldür.
O yüzden polise acilen "dur" ihtarı yapılmalıdır."