BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,08
ALTIN 2.447,28
HABER /  GÜNCEL

PKK'yı, Hakan Şükür bölmüş!

Öcalan, örgütün bölünme sürecinin, Türk Milli Takımı’nın Dünya Kupası maçları sırasında başladığını söyledi.

Abone ol

ABD ile anlaşarak 70 kadar yandaşıyla birlikte Kandil Dağı’nı terk edip Beyrut’a sığınan Osman Öcalan, örgütün bölünme sürecini, Türk Milli Takımı’nın Dünya Kupası maçlarının başlattığını dile getirdi. PKK/KADEK terör örgütünün önemli ismi Osman Öcalan, ABD ile anlaşarak 70 kadar yandaşıyla birlikte Kandil Dağı’nı terk edip Beyrut’a sığındı. Örgütün bölünme sürecini, Türk Milli Takımı’nın Dünya Kupası maçlarının başlattığı ortaya çıktı. Gündemden düştükten sonra ismini Kongra—Gel olarak değiştirip siyasallaşacağını açıklayan terör örgütü PKK/KADEK şimdi de iç çatışmalarıyla tartışılıyor. Osman Öcalan’ın başını çektiği 100 kadar militanın Kuzey Irak’taki Amerikan askerlerine teslim olduğu haberi, “PKK bitti mi?” sorusunu da tartışmaya açtı. Bu bilgiyi ne Türk ne de ABD’li yetkililer teyit etti. 15 Kasım 2003’te Kuzey Irak’ın Kandil Dağı’nda toplanan üst düzey komutanların siyasallaşma kararı alması KADEK’te aykırı seslerin çıkmasına, hattâ örgüt içi çatışmalara neden oldu. Bu süreçte bir kısım militanını Tunceli ve Bingöl kırsalında konuşlandıran örgüt, Kuzey Irak’ta da yaklaşık beş bin kişiyle tetikte bekledi. Irak’ın kuzeyinde “özerk” bir Kürt devleti kurulmasına destek çıkmak için bin beş yüz mensubunu Kerkük’e gönderen örgüt, Türkiye’deki eli silahlı militanlarının neredeyse tamamına siyasal platformda mücadele etmeleri emrini verdi. Yıllardır elinden silahı düşürmeyen örgüt, siyasallaşma konusundaki bocalamalar nedeniyle bunalıma girdi. Silahlı mücadeleyi benimseyenler ile silahsız mücadeleden yana olanlar ortak bir zeminde anlaşamadı. Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın Amerikalı askerlere teslim olduğu haberi işte böylesine bunalımlı bir dönemde ortaya atıldı. Öcalan örgütün 500 milyarını aldı Osman Öcalan teslim oldu mu? Bu konuda çelişkili görüşler var. Fakat Öcalan’ın şu anda Kuzey Irak’ta olmadığı örgüt içi kaynaklar tarafından doğrulanıyor. Kongra—Gel internet sitesi Öcalan’ın Kuzey Irak’ta olduğunu fakat Amerikan askerlerine teslim olmadığını savunurken, silahlı mücadeleyi destekleyen PKK—Devrimci Çizgi grubu ise Öcalan’ın bir korkak gibi Beyrut’a kaçtığını aktarıyor. Devrimci Çizgi grubunun aktardığı bilgiler, örgütün yayınladığı imzasız bir bildiride daha da netleşiyor. Bildiride, Lübnan’a bir grubun gittiği ve bunların cezasının infaz edilmesi gerektiği belirtiliyor. PKK’nın Avrupa eski sorumlusu Kani Yılmaz’ı, Botan kod adlı Nizamettin Taş’ı, Siyan Deniz ve Hıdır Yalçın gibi üst düzey yöneticileri ve hafif silahlarla donatılmış 70 militanını yanına alan Kongra—Gel Başkan Yardımcısı Ferhat kod adlı Osman Öcalan, Peşmergelere sığındı. Burada Amerikalı yetkililerle görüşen militanlar, “Gerekirse teslim oluruz” sözünü vererek Suriye üzerinden Beyrut’a geçti. Örgüt içi muhalefet, Öcalan ve beraberindekilerin örgüte ait 500 milyar lirayı aldığını da iddia ediyor. Muhaliflerin başı Cemil Bayık ve Murat Karayılan, yayınladıkları ortak bildiride dağdaki tüm yetkilerin kendilerinde olduğunu belirterek su açıklamayı yaptılar: “Aramızda davaya ihanet edenler oldu. Siyasallaşalım diyorlardı, hani nerede? Silahlar bırakılmayacak, her zaman hazır olunacak. Bu arkadaşlar şimdi Beyrut’ta size ait olan paralarla Amerika’dan imdat istiyorlar.” Cemil Bayık, aynı açıklamayı Medya TV’de de yaparak grubunun hakimiyetini resmen ilan etti. Öcalan niye kaçtı? Öcalan ve beraberindekilerin bir süreliğine Beyrut’a geçmesi, PKK’nın ciddi bir çöküntü yaşadığının delili. Örgütün dağdaki her şeyi olan Osman Öcalan’ın KADEK’i bırakması, örgütün başarısız kaldığı gerçeğini ortaya koyuyor. Peki ne oldu da terör örgütü bu hale geldi? Osman Öcalan’ın Kandil Dağı’nda İran vatandaşı bir Kürtle, Nizamettin Taş’ın da Dilan kod adlı bir militanla evlenmesi kopuşta etkili oldu. Diyarbakır Büyükşehir Belediye başkan adaylığı için DEHAP’tan ayrılan ve bağımsız aday olan Feridun Çelik’i Öcalan grubunun desteklemesi Cemil Bayık ve Murat Karayılan’ı kızdırdı. Bayık ve Karayılan’a göre Diyarbakır’da tek bir aday vardı, o da Osman Baydemir’di. Ve istedikleri oldu. Osman Baydemir 28 Mart seçimlerinde boy gösterecek. Evlilik ve başkan adaylığı ile patlak veren kopuşun bugünkü aşamaya gelmesi, geçmişte yaşanan ciddi olaylardan kaynaklanıyor. Siyasallaşma süreci iki grubu karşı karşıya getirdi. Zaten Kuzey Irak’ta farklı mezralarda konuşlanan Bayık ve Öcalan kuvvetleri mümkün oldukça bir araya gelmiyordu. Osman Öcalan’ın katı kurallardan vazgeçip kadın—erkek ilişkisini serbest bırakması bugünkü hizbi ortaya çıkardı. Bayık grubunun hazırladığı cezalandırılacaklar listesinin 20 gün önce deşifre edilmesi, Osman Öcalan ve ekibinin canlarını kurtarmak için kaçmalarına neden oldu. Kongra—Gel yöneticisi Zübeyir Aydar’ın, örgütsel bir kopuşun olmadığını, sadece bir disiplin prosedürünün yürütüldüğünü söylemesi, örgütte işlerin sarpa sardığının delili. Cezalandırılacakların başında Osman Öcalan ve Nizamettin Taş geliyor. İnfaz edilecekler sadece dağdaki militanlar değil. Listede Mehmet Uzun, Yaşar Kaya, Sari Sadun, Serhat Ararat, Kemal Burkay, Zeynel Abidin, Mehmet Kara gibi Kürt asıllı aydınların isimleri de var. Örgüt içinde bulunmuş Serhat Ararat’ın ortaya attığı bu iddia, çıkar çatışmasının eli silahlı militanları çileden çıkardığını gösteriyor. Milli maç krizi Cemil Bayık ve Osman Öcalan güçleri arasındaki ayrılığın 2002 Haziranında yaşandığı belirtiliyor. Bu tarihte oynanan Dünya Kupası maçları krizi başlatan sebep oldu. İddiaya göre Öcalan ve yandaşları Kandil Dağı’nda Türk Milli Takımı’nın kupa maçlarını izleyip gollerde sevinç çığlıkları attı. Bu duruma sinirlenen Cemil Bayık, ‘Türk takımını nasıl tutarsınız!’ diye çıkışıp ciddi bir tartışmayı başlattı. Avukat Mehmet Sakar, 12 Ocak 2004 tarihli Yeniden Özgür Gündem Gazetesi’ne yaptığı açıklamada maç konusuna şöyle değiniyor: “Kuzey Irak’ta bulunan PKK mensupları, maçı büyük bir ilgiyle izliyordu. Neredeyse örgüt mensuplarının tamamı Türk Milli Futbol Takımı’nı tutuyordu. Türkiye’deki TV muhabirleri dağa davet edilmiş olsaydı, Türkiye’nin attığı her gol sonrasında ‘gool’ diye ayağa fırlayan örgüt mensuplarının görüntüleri Türk kamuoyuna yansırdı.” Terör örgütü, iç bunalımlarının ardından yavaş yavaş bir dağılma sürecine girdi. Madalyonun öteki tarafı da PKK için iyiye işaret değildi. Suriye’nin örgüt militanlarını sınır dışı etmesi ve bunlara karşı amansız bir mücadele başlatması örgütü çökerten önemli darbe oldu. Suriye Devlet Başkanı Beşir Esad’ın Türkiye ziyaretinde PKK konusunda yöneticilerimize teminat vermesi ise örgütün Türkiye`ye yönelik bütün planlarının sonunu getirdi. Rahat olduğu diğer bir ülke olan Almanya’da da kendine yönelik operasyonların hızlandırılması deyim yerindeyse KADEK’in belini kırdı. Kongra—Gel tarafından organize edilen eylem ve faaliyetleri takip eden Alman polisi suç üstü yakaladığı militanları ya sınır dışı etti ya da yasal işleme tâbi tuttu. Bavyera İçişleri Bakanı Gunther Beckstein, KADEK’in isim değişikliğinden sonra Kongra—Gel ile ilgili düşüncelerini açıklarken kesin ifadeler kullanmıştı: “Kürtler problemlerini şiddetle çözmeye kalkarlarsa karşılarında Alman güvenlik güçlerini bulurlar. Almanya’da Öcalan’ın fotoğraflarının taşınması ve lehine sloganların atılması yasak. Bu karar yüksek mahkemenindir.” Beckstein’in açıklamasından sonra Almanya, KADEK’e karşı sert yüzünü göstermeye başladı. Heilbornn kentinde yaşayan Emin Çatıkkaş ve ağabeyi Basri Çatıkkaş örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle Şubat 2004’te tutuklandılar. Özgür Politika Gazetesi, 26 Şubat 2004 tarihli sayısında, Mannheim kentinde yakalanan Deniz Dirik’in, örgütün eylemlerine katıldığı gerekçesiyle tutuklanarak Frankfurt Sınırdışı Cezaevi’ne konulduğunu yazdı. Alman Polisinin, son bir ayda toplam 25 örgüt üyesine yasal işlem uyguladığı belirtildi. Kaynak:Haber7