BIST 10.234
DOLAR 32,30
EURO 34,79
ALTIN 2.413,20
HABER /  GÜNCEL

Petrol zamlarının taktiği belli

Petrol fiyatındaki anormal yükseliş dünya ekonomilerini tehdit edecek seviyeye geldi. Ancak uzmanların bu konuyla ilgili yaptığı araştırmada başka bir kaygı ortaya çıktı.

Abone ol

Petrol fiyatındaki anormal yükseliş dünya ekonomilerini tehdit edecek seviyeye geldi. Spekulatörlerin hedefi ise dünyayı 100 dolarla korkutup daha aza razı etmek. 16 Ağustos 2005 01:04 Petrol fiyatları son bir yılda yüzde 100’e yakın artış göstererek 70 dolar sınırına dayandı. Yükselen fiyatlar, petrol ithalatçısı Türkiye’nin faturasını 4 milyar dolar artırarak ikiye katladı. Geçen hafta 67 doları gören petrolün varil fiyatı dün 66 dolar seviyesinden kapandı. Geçen yıl yükseliş başladığında özellikle hızla büyümekte olan Çin’in petrol talebindeki büyük artış ve petrolün üretim ve piyasaya sunulmasında yaşanan sorunlar gerekçe gösteriliyordu. Ancak uzmanlar yükselişi açıklamada, üretilen ve ihtiyaç duyulan petrol miktarı arasındaki farkın yetersiz kaldığı görüşünde. Her ne kadar Ortadoğu petrollerinin dağıtım kanallarına yönelik saldırıların fiyatların artışında önemli rol oynadığı tartışılsa da uzmanlar, uluslararası piyasalardaki spekülatif hareketlerin etkili olduğunu belirtiyor. Üretim, nakliye ve risk faktörleri dahil edildiğinde fiyatların 35-40 dolar civarında olması gerektiğine işaret eden uzmanlar, geri kalan kısmın kâr peşinde koşan spekülatörlerin işi olduğunu vurguluyor. Spekülatörler, amaçlarına ulaşmak için ürünlerin gelecekteki muhtemel risklerinin bugünden satılmasına imkan veren ‘future’ ve ‘forward’ piyasalarını kullanıyor. Londra Borsası’nda işlem görmeye başlayan ‘nakde çevrilebilir petrol hisseleri’ de fiyatlardaki gerçek olmayan artışın araçlarından biri haline geldi. Petrol devlerinin hedefi, fiyatları yükselterek, daha önce hayal dahi edilemeyen 60-70 doları normal karşılanır hale getirmek. Prof. Dr. Abdurrahman Satman, fiyatlarda spekülasyonun etkisini, "Maliyetler varil başına 10 dolar civarında. Fiyatlar da en fazla 35-40 dolar olsun. Ama eğer 70 dolara yaklaşmışsa bunun adı spekülasyondur." hesaplamasıyla gözler önüne seriyor. Satman'a göre, spekülatif hareketlerin altında büyük petrol şirketleri var. Batılı firmalar, daha yüksek kâr elde etmek için petrol üretilen bölgelerdeki karışıklıkları kullanıyor. Ortada anormal bir durum varsa bundan kimlerin faydalandığına bakmak gerektiğini vurgulayan Satman, burada petrol üreten ülkeler ile petrol çıkaran firmaların görüleceğini ifade ediyor. Prof. Dr. Satman, yükselen fiyatların ihtiyacının tamamına yakınını ithalat ile karşılayan Türkiye için maliyetleri kabartan bir etki doğurduğuna, ancak bunun büyük bir sorun olarak algılanmaması gerektiğine dikkat çekiyor. "Benzin fiyatlarının yüzde 75-80'ine yakın kısmı vergiler. Devlet zaten ithalattan kaynaklanan faturayı halkın sırtına yüklüyor, halk da ödüyor." diyen Satman'a göre cari açık açısından da yükselen fiyatlar büyük riskler doğurmayacak. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün geçen hafta açıkladığı verilere göre, Türkiye'nin haziranda ithal ettiği petrolün maliyeti, önceki aya göre yüzde 5,2 azalırken, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 34,7 arttı. Petrol maliyeti de yılın ilk 6 ayı için yüzde 36,8 artış kaydederek 3,8 milyar dolara çıktı. Petrol faturası uluslararası piyasalarda artan varil fiyatları ve talepteki yükselişe bağlı olarak her yıl biraz daha kabarıyor. Türkiye 2002'de 4,1, 2003'te 4,8, 2004'te ise 6,1 milyar dolarlık gelirini petrol almak için harcadı. Türk Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası Genel Başkanı Atıf Ketenci de, fiyatların herhangi bir mutlak sebebe bağlı olmaksızın kimsenin tahmin bile edemediği yerlere çıktığını vurgularken, bunda uluslararası petrol spekülatörlerinin etkisine işaret ediyor. Ketenci, yüksek fiyatların makro dengelere çok büyük olumsuz etkide bulunacağını ise düşünmüyor. Doların YTL karşısında çok değersiz olduğunu belirten Ketenci, bunun da enflasyonu dizginleyen bir etki doğurduğunu kaydediyor. Ham petrol varil fiyatlarında 15 dolar daha artış olması halinde bile bunun Türkiye'de pompa fiyatlarına çok da yansımayacağını dile getiren Ketenci, "Halen 2 dolar seviyesinde olan benzin pompa fiyatı 2,10 dolar olur. Daha yakın zamana kadar Türkiye'de 70 centten benzin satıldı. Yani 130 centi kaldıran bir ülke 10 centi de kaldırır." diyor. Vergilerin düşürülmesi gerektiğini dile getiren Ketenci, bütçe gerçekleşmeleri dikkate alındığında, hedeflerin üstünde bir performans görüldüğünü, yani mali rahatlığın vergilerde indirimi mümkün kıldığını söylüyor. Petrol Ürünleri İşverenleri Sendikası Başkanı Muhsin Alkan, fiyatların yükselmesindeki şaşkınlığını, "Suudi kralı öldü diye bu kadar yükselmesi anlaşılır gibi değil." sözleriyle dile getiriyor. Arz-talep şartlarına göre fiyatların düşük olması gerektiğini kaydeden Alkan, üretim ve talep çok büyük oranlarda değişmeden fiyatların fırlamasını manipülatif etkenlere bağlıyor: "Bundan 3 ay önce 60 dolar için bile sürpriz derdik. Bu anormal fiyatlarda, spekülasyonların etkisi büyük." Petrol üreten ülkelerin bir an evvel gerekli tedbirleri almasını isteyen Alkan'a göre, alternatif enerji kaynakları gelişmedikçe ve petrole bağlı kalındıkça, kabaran faturaların sosyal etkileri de büyük olacak. Muhsin Alkan, yükselen fiyatların ekonomiye etkisi için ise sadece ithalat faturasına bakmanın yanıltıcı olacağı görüşünde. Girdisi akaryakıt olan sanayinin büyük bir kesiminde üretim maliyetleri hızla artıyor. Bu da enflasyonla mücadelede ülkenin elini zayıflatacak sonuçlar doğurabilir. Alkan, "Fiyatlarda yüzde 75'i geçen ÖTV'lerde indirim düşünülebilir. Hükümet ya vergi gelirlerinden taviz verecek ya da enflasyon hedeflerinden." ifadesini kullanıyor. Aytemiz Petrol'ün sahibi İsmail Aytemiz de fiyatların mevcut seviyesi hakkında şaşkınlığını gizlemiyor. "50 dolardan sonra artık aşağı yönlü hareket etmesini bekliyorduk; ama 70 dolara dayandı." diyen Aytemiz, Türkiye'de akaryakıtın zaten pahalı olduğunu, son gelişmelerden sonra daha da arttığını dile getiriyor. Son 20 günde bütün ürünlere 6 defa zam geldiğini hatırlatan Aytemiz, bunu önleyecek bir mekanizmanın petrol üreten ülkeler örgütünde (OPEC) bile olmadığını ileri sürüyor. Aytemiz, yeni ortamda akaryakıt satıcıları arasında promosyona dayalı satışlarda artışların görülebileceğine de işaret ediyor. Doç. Dr. Mustafa Acar, spekülatif hareketlerin yanı sıra üretimden kaynaklanan sorunların da yüksek fiyatlardaki rolüne işaret ediyor. Mevcut tablo hakkında "Neresinden baksanız olumsuz." tespitinde bulunan Acar, üretim alanlarında yaşanan emniyetsiz ortam ve ürünün taşınma kanallarındaki durumun etkilerine dikkat çekiyor. Acar'a göre petrolün çok kritik bir sebep olmamasına rağmen kısa sürede 30 dolarlardan 60'lara çıkmasında spekülasyonların etkisi büyük, ne var ki fiyatların daha da yükselmesi çok da muhtemel gözükmüyor. Kaynak: Zaman Gazetesi