BIST 10.267
DOLAR 32,27
EURO 34,77
ALTIN 2.409,10
HABER /  ÇALIŞMA HAYATI

Özelleştirmeye suç duyurusu!

Petrol-İş Sendikası, ÖİB yetkililerini 'yargı kararını ters-yüz ederek yorumladıkları' iddiasıyla dava etti.

Abone ol

Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) yetkililerinin, hak ve yetkileri olmadığı halde TÜPRAŞ hakkındaki yargı kararını ters-yüz ederek yorumladıklarını ve uygulamama yoluna gittiklerini belirterek, dün Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na başvurduklarını ve yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.

Öztaşkın yaptığı yazılı açıklamada, TÜPRAŞ özelleştirilmesine ilişkin işlemler hakkında açılan davalar sonucunda, Danıştay'ın verdiği yürütmenin durdurulması kararının en geç 29 Mart 2006 tarihinde yerine getirilmesi gerekirken, ÖİB'nin bu tarihte yaptığı açıklamayla bu konudaki kararı, "dokunulmazlık zırhının arkasına sığınan" Özelleştirme Yüksek Kurulu'na (ÖYK) havale ettiğini belirtti. Öztaşkın, ÖİB'nin yapmış olduğu bu açıklamada söz konusu yargı kararının uygulanması halinde, "telafisi mümkün olmayan zararların doğabileceğini" ileri sürerek, kamu yararı nedeniyle bir işlem yapılmadığını belirttiğini de hatırlattı.

Anayasa'ya göre, bu temelde "telafisi mümkün olmayan bir durumu engellemek için" bir karar alma yetkisinin yargı organlarına ait olduğunu ifade eden Öztaşkın, esasen Danıştay'ın da bu gerekçeyle yürütmenin durdurulması kararı verdiğini kaydetti. ÖİB yetkililerinin hak ve yetkileri olmadığı halde, yargı kararını ters-yüz ederek yorumladıklarını ve uygulamama yoluna gittiklerini savunan Öztaşkın, ÖİB'nin benzer yöntemleri kullanarak pek çok yargı kararının uygulanmamasını sistematik bir uygulama haline getirdiğini öne sürdü. Öztaşkın, sendika olarak dün Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu ve ÖİB yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.
Öztaşkın ayrıca, ÖİB Başkanı Metin Kilci'nin birçok yargı kararının uygulanmamasına yönelik fiillerde bulunan, bu durumun adeta sistematik hale gelmesine yol açmış bir kişi olduğunu iddia ederek, "Yargı kararının uygulanmaması/etkisiz hale getirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde belirtilen 'demokratik hukuk devleti' yapısını geçersiz kılan, Türkiye'yi, AB ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde mahkum eden kararların alınmasına yol açan bir uygulama haline dönmüştür" dedi.