BIST 10.337
DOLAR 32,26
EURO 34,73
ALTIN 2.399,13
HABER /  GÜNCEL

O'na Hz. İsa'nın ikizi dediler!

Türkler, Hıristiyan dünyasını sarsacak ne tür belgeler bulmuş olabilirler? İşte iddialar.

Abone ol

Acaba gerçekten de tarihte hazreti İsa diye bir peygamber yaşamadı mı?

Hazreti İsa, aslında bir 'Yahudi oyunu mu?': Peygamberlerin Yahudiler soyundan sürdürülmesine dair bir oyun...

Sarcısı iddialar
Dün Serdar Turgut'un köşesinde dile getirdiği iddiaları sitemizde yayınlamış, bu iddiaların sahibi Aytunç Altınday'ın yazdıklarını ilginize sunmuştuk. O haberimize bu linki tıklayarak ulaşabilirsiniz:

Serdar Turgut ve araştırmacı Aytunç Altındal özetle diyorlardı ki:

BUNDAN bir süre önce Adana Ceyhan'da yapılan bir kazıda, içeriği açıklandığında Hıristiyan âlemini darmadağın edecek bir belge bulundu.

Çok önemli bir belge olduğundan ve bunu ele geçirmek isteyebilecek birçok güç bulunacağından belge hemen özel korumaya alındı.

Güvenlik nedeniyle korumanın nerede olduğunun açıklanmaması kararı da alındı.

Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde yine önde gelen Hıristiyanlar tarafından oluşturulan belgede, "İsa aslında kimdir?" sorusuna cevap veriliyor ve Hıristiyan âleminin İsa sandığı o resmin aslında başkasına ait olduğu belgeleriyle açıklanıyor.

Aytunç Altındal, bu iddiasının altında boşluklar bırakıyor ve 'bulunan belgeler nedir, kime aittir' gibi soruları yanıtsız bırakıyordu.

Ancak Aytunç Altındal'ın yazdıklarını ve kitaplarını yakından takip edenler, Altındal'ın verdiği ipuçlarından yola çıkarak bulunan belgelerin kime ait olduğunu kolayca anladılar:

Çünkü tarihte İsa diye biri yok ama İsa'nın tüm efsanelerini yaşamış, aynen İsa gibi 'öyküleri olan', TARİHE KAYDI DÜŞÜLMÜŞ BİRİSİ var.
 
O kişinin adı: TYANALI APOLLONİUS...

Tarihçiler onca araştırmaya rağmen İsa'nın gerçekten yaşadığına dair HİÇBİR AMA HİÇBİR KAYIT BULAMADILAR.

Fakat...

Bizanslı Apollonius, ki kendisini Arap dünyası Balyanus adıyla bilir, sanki hazreti İsa'nın ikizi gibi:

Balyanus, tarihte gerçekten yaşamış bir kişi...

Yazdığı kitaplar var...

Dönemin tarihçileri onun adını ve yaptıklarını kitaplarına da almışlar.

Yani hazreti İsa gibi, 'yaşadığına dair hiçbir emare olmayan biri' değil...

ÜSTELİK...

Ne hikmetse, Hazreti İsa'ya atfedilen ne varsa, hemen hepsini bu Balyanus da yaşamış... Hepsinin kaydı da tutulmuş. (BU KAYITLARIN BİR KISMI KAYIP. AYTUNÇ ALTINDAL, BU KAYIP KAYITLARIN BULUNDUĞUNA İNANIYOR.)

Aslında iddialar tam da şurada düğümleniyor:

Çok tanrılı bir dinleri olan (Pagan) Bizanslılar, nasıl oldular da birden bire Hıristiyan, tek tanrıya inanan insanlar oluverdiler.

Nasıl Türkler şamanizmden İslamiyete geçerken, kimi eski alışkanlık ve öğretilerini İslamiyete uydurmuşlarsa (Aynı şey Araplar için de geçerli), Bizanslılar da tek tanrılı bir dine geçerken eski alışkanlık ve öğretilerini bu yeni dine uydurmuş, benzetmiş, adapte etmiş olamazlar mı?

Yani...

Hazreti İsa aslında, bir Bizans pagan filozofunun 'kılık değiştirmiş hali' olamaz mı?

Aytunç Altındal, bu fikre kesinlikle inanıyor ve Türkler tarafından bulunan yeni kayıtların (Şimdilik gizlenen kayıtlar), bu fikri kanıtlayacağını düşünüyor.

Peki Balyanus hakkında neler biliyoruz?

İşte bildiklerimiz:

Türkiye'nin Niğde ilinin bugün Kemerhisar dediğimiz, geçmişte Tiana diye bilinen -Hititlerin başkenti olan Tuvana- şehrinde Apollonius diye bilinen bir ermiş var.

O da İsa gibi babasız doğmuş kabul ediliyor. Pagan. Apollo'nun oğlu diye biliniyor. Doğduğu zaman 'Tanrı'nın oğlu' deniyor.

Tarsus'ta, Aziz Paul'un şehrinde eğitim görüyor. Pisagorcu gizli bir teşkilata da üye yapılıyor.

Mucizeleri var.

İsa ile aradaki fark şu; Apollonius'un mucizeleri Roma imparatorluk kayıtlarında geçiyor. Sıfırla 90 yılı arasında yaşamış. Araplar arasında Balyanus Usta adıyla biliniyor.

Hakkında yazılan kitaplarda 'insan suretindeki Tanrı olduğu'ndan söz ediliyor.

Bunu da yazdırmış olan İmparatoriçe Julia Domna. Roma İmparatorluğu diyor ki 'İsa diye birisinin kaydı yok!' Apollonius'un var. Hani o meşhur İsa'nın adam diriltmesi, işte bu olayını Apollonius Efes'te yapıyor, genç bir kızı diriltiyor.

Mucize falan değil. Adam gayet net: 'Ben şifacıyım, tabiatta böyle olaylar var, hasta kızı bitkilerle canlandırdım. İkinci kez dirilt derseniz, yapamam.' Yani Tanrı olma iddiası yok.

Daha sonra Kilise Babaları, Hıristiyanlığı Konstantin'e kabul ettirmek için böyle bir olay yaratıyorlar. İşte bu hikâyeyi, Apollonius'un hayatını alıp İncil'de İsa'ya atfediyorlar.

APOLLONİUS'UN HAYATI NE ZAMAN VE NERELERDE YASAKLANDI?

[PAGE]



İsa'nın hayatı resmen çalıntı. Bu intihal sonucunda tartışma o kadar büyüyor ki Tapınak Şövalyeleri'ne, Gül ve Haç Kardeşliği teşkilatına, Masonlara kadar geliyor.

Apollonius'un hayatı 1501'de yayımlanıyor, Kilise bunu hemen yasaklatıyor. Hollanda'da yüz yıl sonra Gül ve Haç Kardeşliği teşkilatı kitap çıkarıyor, o da engelleniyor. Onlar Vatikan'ı, 'Apollonius'un hayatını alıp İsa Mesih diye bir Tanrı yaratmakla' suçluyorlar.

Tarihte çok az kitap, yüzyıllar boyu sürecek tartışmaların kaynağı olmuştur. Flavius Philostratus`un yazdığı ya da Damis`in tuttuğu notlardan ve İmparatoriçe Julia Domna`ya iletilen belgelerden derlediği ‘` Tyanalı Apollonius`un Yaşamı ‘` böyle bir tartışmanın odağı olmuştur. Bu kitapta verilen bilgilere göre, Tyanalı Pagan Apollonius`un yaşamı ile Yahudi asıllı İsa Mesih`in yaşamı nerdeyse birebir çakışmaktadır.

Şöyle ki Flavius`un yazdığına göre, Apollonius günümüzün takvimiyle hesaplanınca, İ.Ö. 4. yılında Tyana kentinde doğmuştur. Tyana, birinci yüzyılda Kapadokya`daki en ünlü ve gelişmiş pagan yerleşim alanlarından biri, belki de birincisiydi. Batısında Galetia ( Konya ve çevresi ), doğusunda Armenia, güneyde Kilikya, kuzeyde Pontus ile komşuydu. Tyana, günümüzde Niğde`nin Kemerhisar ilçesidir.

Tyana, Kilikya Boğazı denilen bir geçitte Pozantı`ya ( Podandus ) ve oradan da Tarsus ve Adana`ya bağlıydı. Bu iki kentte o dönemde en az Edessa ( Urfa ) ve Carrhae ( Harran`ın 1.yy`daki adı ) kadar gelişmiş ve uygarlaşmış kentlerdi. Ama Kapadokyalılar, o yıllarda olduğu gibi, ilginçtir, 10.yy`da da gözükara, kaba, dikkafalı,söz dinlemez cesur gibi sıfatlarla anılıyorlardı. Öyle ki, 10.yy`da saray geleneğinde Kapadokyalı demek sert, hoyrat, kabadayı demek anlamına geliyordu.

Flavius`un kitabından öğrendiğimize göre Apollonius hakkındaki diğer iddialar şöyle:

Katolik Kilisesi`ne göre Pagan Apollonius, ‘cinlerle` konuştuğu ve onları yönlendirdiğini öne sürmüş bir ‘Sahte Şifacı`dır.

Nedirki, o dönemde ‘Cin` ilmi (Demonology) ile sadece Paganlar uğraşıyorlardı. Yahudilerde böyle bir uygulama ve inanç yoktu, olamazdı. ‘Cin Kovma` (Exorcism) Paganlara özgü bir ‘Şifa` yöntemiydi. Bugünkü tanımlarla söylersek bir tür ‘Ruhsal terapi` ve psikolojik danışmanlık ve ‘ruhsal sağım`dı.

Doğrudur, 1.yy`da bu dalda da en ünlü kişi Apollonius idi. Şaşırtıcı olan tamamen Paganlara ait olan bu uygulamanın tıpkısı günümüzün Katolik Kilise`sinde ‘resmen` vardır ve rastlantıya bakın ki, yüzyıllardır Kilise`ye bağlı sofu Katolik Papazlar, Kilise`nin gizli bölümlerinde ‘cin kovmakla` meşguldüler.

Katolik Kilisesi`nde resmen ‘Cin Kovma – Cin Çıkarma` dairesi vardır. Ve adı da ‘Athenaeum Pontificium Regina Apostolorum`dur. Burada deneyimli papazlar, tıpkı Pagan Apollonius`un yaptığı gibi, ruhsal bunalımlar geçirmekte olan hastalarını ‘zapt` etmiş olan cinleri (Demos) çıkartmakta yada kovmaktadırlar.

Şu farklı ki, Apollonius bunu Hindistan`da, Mısır`da ve Askelipos`ta öğrendiği yöntemle ‘Doğa` adına yapmıştı. Katolik Papazlar, Konstantin`in emriyle ‘Devlet Tanrısı` yapılmış olan İsa Mesih ve O`nun olduğu söylenen Kutsal Kitap İncil adına yapmaktadırlar. Papazlar neyin adına yapsalar da sonuç bir Pagan pratiğinin, Katolik Kilisesi tarafından gasp edilerek kendisine mal edilmiş olduğu gerçeğini değiştiremez.

APOLLONİUS KİMDİR? 

3.yy`da yaşamış filozoflardan Apoleis ve ünlü Lactantius`un hocası Amobius, Apollonius`un, Musa ve Zerdüşt gibi bir kişi olduğunu yazmışlardı.

Gerçekten de, Yeni Ahit bölümünde anlatılanların nerede ise tamamını Apollonius da yapmıştır. Garip ama gerçektir ki, Apollonius`un doğumunda onun yeryüzüne Apollo`nun oğlu olarak gönderildiği söylenmiş, Philostratus da bunu nakletmiştir. Yazar bunun o dönemin kahinlerinin yaptıklarını /söylediklerini ‘ Oracle`lardan kaynaklandığını belirtmiştir...

Apolonius ‘DA` (Deus Absconditus) rastlantı bu ya, tıpkı İsa Mesih gibi mabedleri ve tapınakları dolaşmış ve buradaki ‘çarpık ve yoz` dinsel öğretileri eleştirmiştir. Bir farkla ki İsa, Yahudi sinagoglarını, Apollonius ise Pagan tapınaklarını gezmiş ve eleştirmiştir. Apolonius ‘DA` tıpkı İsa gibi, faizci ve rüşvetçi tefecilerle tartışmış onların insanlara insanlara zulüm ve acı getirdiklerini söylemiş ve onlaın kentlerde ve de özellikle mabedlerden çıkartılmalarını istemiştir. İncil`de İsa`nın sinagogun avlusundaki tefecilerin para masalarını nasıl devirdiği anlatılmaktadır. Apollonius her gittiği kentte bu kişilerle tartışmıştır.

Tıpkı İsa Mesih gibi, Apollonius ‘DA` (Deus Absconditus) insanlara kötü huylarından vazgeçerlerse, kendilerine yeni bir yaşam verileceğini muştulamıştır. Bir farkla ki, İsa bu yeni ve ‘ölümsüz` yaşamın kendisinden geleceğini söylemiş -yada Kilise babaları onun ağzından söylemişler- Apollonius ise bunun Pagan Tanrıları tarafından verileceğini öne sürmüştür.

Tıpkı İsa Mesih gibi, Apollonius da ‘yeryüzünün` tüm imkanlar için olduğunu hiçbir zalimin ve/veya tiranın yeryüzüne ‘El` koyamayacağını ve insanları köleleştirmeyeceğini vaaz etmiş ve insanları zalimlere karşı çıkmaya çağırmıştır. Bir farkla ki, İsa Apollonius gibibu çağrısının arkasında durmamış ve gösterdiği cesaretsizlik nedeniyle Yahudilerin umutla bekledikleri ‘mesih` olabilme şansını yitirmiştir. Apollonius ise zindanda bile çağrısını yinelemekten çekinmemiştir.

Tıpkı İsa Mesih gibi Apollonius ‘DA` konuştuğu zaman Peygamber yada W.C: Frend`in deyimiyle bir ‘Yasayapıcı` (Lawgiver) gibi konuşmuş ve söylediklerinin uygulanmasını yanlışların düzeltilmesini, hatalardan dönülmesini, sağlamak istemiştir. Bir farkla ki,İsa`nın vaaz ettikleri, muhtemelen 10/15 kişi tarafından hayata geçirilmiş, Apollonius`un sözleri ise tüm Pagan dünyasında yankılanmış ve hayata geçirilmiş. Bunların hayata geçirilmesinde, krallar, imparatorlar, Apollonius`un işaret ettiği yanlışların ve hataların düzeltilmesinde ondan sözünü dinleyerek özel emirler ve fermanlar yayınlamışlardır. Örneğin bir Pagan geleneği olan ‘kurban` edilmesinin yanlış olduğunu ilk kez Apollonius tarafından dile getirilmiştir.

Olayın özü şudur: İncil`in Yeni Ahit bölümünde İsa Mesih`e atfedilen birçok özellik, mucizeler de dahil ‘intihal` izlemini vermektedir. Bunların birçoğu, İsa`nın ağzından çıkmamış sözlerdir.

HİNDİSTAN VE MISIR'DA UYGULANAN GELENEK

Bunların bir çoğu İsa Mesih tarafından yapılmış işler ve mucizeler değildir.

İsa nasıl ki, babasız doğarak ‘Baba Tanrı`nın Oğlu` yapılmışsa ‘Tanrı Oğlu` yapmak fikri İncil`den en az 1000 yıl önce Hindistan`da ve Mısır`da uygulanan bir gelenekti.

Ölü Deniz`de bulunan`Oumran` belgelerinde İsa`nın da kuvvetle muhtemelen esinlenmiş ve etkilenmiş olduğu Esseneler, İÖ 200 yıllarından beri ‘ Seherin/ Şafak`ın Oğlu/Oğulları` (bene ha-shahar) ile ‘Işığın Oğulları` ayrımını yapıyorlardı.

Eldeki okunmuş belgelere göre, Esseneler`in Belletici Öğretmeni (maskil) henüz belirli olgunluğa gelerek / ulaşarak ‘Işığın Oğlu` olmamış genç tilmizlere ‘Seher`in Oğulları, burada öğrendiklerimizi tam olarak uygularsanız, yeniden yaşam yoluna dönersiniz` diyerek onları uyarırdı, gelenek böyleydi.

Gerçekte İncil`de kendini gizleyen, gözlere gözükmeden İncil`in sayfalarından dolaşan ‘Deus Absconditus` (invisible God) göze görünerek bu sayfalarda ‘Dolaştırılmış` olan İsa Mesih değil, doğrudan doğruya Apolonlius`tur, denilse yanılgı olmaz...