BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Ölüm döşeğinde o anlar

İki kaldı diyordu eşi Esin Hanıma... Sadece 2 gün... Ellerini sıkı sıkı tutuyor sürekli ona bakıyordu! İşte Yağmurdereli'nin son saatler;

Abone ol

Osman Yağmurdereli'yi uğurladık; ancak o gitmeden başlayan tartışmalara bugün eşi Esin Hanım son verdi. Esin Hanım hem aşk iddialarını cevapladı hem de Yağmurdereli'nin son iki gününü anlattı. İşte insanı duygulandıran o son iki gün ve tartışmalara verilen cevaplar;

Hiçbir şey yapamadan gidiyorum: Osman bana sadece 2 gününün kaldığını söyledi. Sürekli saati sorup ellerimi tutuyordu. Hastanede yataklarımız yan yanaydı. Ama ben yastığım düşmesin diye duvara yaslamıştım. “Hayır karıcığım yastığını buraya koy, senin yüzünü seyretmek istiyorum” diyordu. Elimi tutuyor, yüzümü seviyordu. Son günleri olduğunu biliyordu, böyle bir kaçamağı olsaydı kesinlikle itiraf ederdi. Hatta ben ona son günlerinde “Osman çok zayıfladın. Böyle daha da yakışıklı oldun. Kızlar seni görünce dayanamaz. İyileş ayağa kalk, çapkınlık yap” dedim. O da bana “Bunu bana zamanında müsaade etseydin de yapsaydım. Bak gözlerim açık gidecek. Hiçbir şey yapamadan gidiyorum” dedi.

Seven insan sevdiğini üzmez: Gülben Ergen de benzer bir ilan verdi. Hatta tüm sanatçılar ilan vermeli diye düşündüm. Ama bu kadın o ilanı tepkilere bakıp ben bunu nasıl kullanabilirim diye düşünüp vermiş galiba. 10 senelik böyle bir ilişkisi olsaydı böyle bir şey asla yapmazdı. Seven insan sevdiği insanı üzmez.

Mutlaka hissederdim: Ben aptal değilim hissederim. Devlete 30 sene hizmet ettim. İnsanları tanımasam o hizmeti 30 sene başarıyla sürdüremezdim.
Bunlar reklam amaçlı. Bunları çıkaranları biliyorum. Neden çıkardıklarını da biliyorum. İçlerindeki vicdan azaplarını rahatlatmak istiyorlar.

Ben paranın nereden geldiğini biliyorum: Osman’ın son zamanlarında o kadar parası da yoktu, yalan söylüyorlar. O kadının karşıda Doğulu, oto galerisi olan bir sevgilisi var, Londra’da da var. Hatta birisi daha var ama o da evli ve çocuklu. Bu yüzden isim veremiyorum. Ben kocamın maddi durumunu çok iyi biliyorum. Şirketin bütün hesapları bendeydi. Nereden para geliyorsa direk oraya geliyor, sanatçıların hesabına yatıyordu.

Telefon konuşmaları yok: Böyle bir konuşma olsa haberim olurdu. Belki 6-7 sene önce dizide oynarken konuşuyordı. Ben eski Ulaştırma Bakanı’nın kız kardeşiyim. Gözümden hiçbir şey kaçmaz. Dokümanlar alınır, Osman Bey’in ruhu duymaz, her şey tespit edilir. Telefonlarında hiç öyle o kadınla ilgili arama, tarama yok. Böyle bir şey olsaydı bana duyururlardı. O kadın, Ayten Gökçer ile Yılan Hikayesi’nde rol aldı. Böyle bir durum olsaydı Ayten onun saçını parçalardı.

Başkası olsa hissederdim: Çocuğumuz olmadığı için her yerde birlikteydik. Benim kocam günde 10 kere 20 kere arayan bir insan. Bir gün Mayadrom’da bir eczanedeyim. Telefonla beni aramış, duymadım diye kıyameti kopardı. Sesimi 1 saat duymadığı zaman çıldırırdı. Çünkü benim enerjim ona çok iyi geliyordu. “Karıcığım biz seninle siyam ikiziyiz” derdi. Artist arkadaşlardan biri anlattı, “Esin abla biz sizin evliliğinize imrendik böyle evlilik yapmak istiyoruz” derdi. Osman bana “Sebebi saadetim” derdi. Karadeniz erkeğiydi, benden çekinirdi. Çok da kıskanırdı. “Yakan niye açık oran niye açık” derdi. Şu anda beni üzerimdeki bu kıyafetle görse kızardı. Böyle kıyafeti o hiç sevmez. Üzerimde ceket olmasını ister. Ama çok bunaldım. Mezarından yeni geldim.

Mayo bile giyemedim: Osman ile evlendikten sonra denize hiç giremedim. Güneşlenmeme bile sağdan soldan görürler diye izin vermezdi. Demek ki beni çok sevmişki bu kadar kıskanıyordu. Bu kadar seven bir insan neden başkasına gitsin ki. Osman bana hep şöyle derdi: “Onların hepsine ekmek veriyorum, hiçbirine yan gözle bakamam..”

Hastaneye kimse gelmedi: (...) Hastanede 4-5 tane koruma vardı. Kız kardeşim, yeğenim yanımdaydı. İçeriye kimseyi almıyorlardı.

Gülşen Yüksel/VATAN