BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA

Muhalefetten Ruhban Okulu eleştirisi

Başbakan Ruhban Okulu için Batı Trakya Türklerinin durumunu şart koştu. Muhalefet ise tam tersi bir sürecin işlediğini savunuyor

Abone ol

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER

ANKARA- 38 yıldır kapalı olan Ruhban Okulu’nun yeniden faaliyete geçmesi için hükümetin başlattığı çalışmaya muhalefetin tepkisi sert oldu.
Başbakan Tayyip Erdoğan okulun açılması "Yunan hükümeti Batı Trakya'daki Türk azınlığın sorunlarına çözüm getirmeli" şartını ileri sürerken MHP bunun tam tersi bir sürecin işletildiğini ileri sürdü.

MHP’li Deniz Bölükbaşı, “Yeni olan söylenenle yapılan hazırlığın aynı olmaması. Yürütülen çalışma karşılılık bağını koparan bir çalışma. YÖK sistemi dışında özel bir okul olarak açılması gündemde” eleştirisi getirdi.

MEB BÜNYESİNDE AÇILACAK İDDİASI

CHP ve MHP’nin diplomat kökenli milletvekilleri Ruhban Okulu’nun açılmasıyla ilgili tartışmalar konusunda İNTERNETHABER’in sorularını yanıtladı. MHP’li Bölükbaşı Erdoğan’ın sözleri ve yürütülen çalışmayla ilgili şunları söyledi:

Batı Trakya Türkleriyle ilgili şart yeni değil. Bundan önceki hükümetler de buna bağladı. Ama AKP ile yeni olan bir şey var. O da başbakan böyle söylüyor ama yapılan hazırlık karşılıklık bağını koparmakta. Egemen Bağış’ın beyanları da bunu gösteriyor. Sayın Başbakan da büyük adada azınlık liderleri ile görüşmesinde açılmayı sordu. Bunu açıklamak Milli Eğitim Bakanına düşer. Ama şunu biliyorum, yürütülen çalışma Batı Trakya bağını koparan bir çalışmadır. Okulun YÖK sistemi dışında özel bir okul olarak açılması için uğraşılıyor."

DIŞ BASKILARA BOYUN EĞİLİYOR

CHP’nin diplomat kökenli milletvekili Onur Öymen de Başbakan’ın açıklamalarına mesafeli yaklaştı. Sorunun başta hukuki olmak üzere pek çok boyutu olduğunu anlatan Öymen, bunların tamamı dikkate alınmadan başlatılacak bir sürecin dış baskılara boyun eğmek anlamına geleceğini söyledi. Öymen’in görüşleri şöyle:

“Sorunun iki boyutu var. Yasalarımıza göre özel askeri ve dini nitelikli okullar açılmıyor. Eğer bu yapılırsa emsal yaratır. Dini ve askeri okulların açılmasının önünde engel kalmaz. Biz İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesine bağlı bir okul olabileceğini söylüyoruz. Kimse Ortodoks din adamı yetiştirilmesin demiyor. Ama Yahudi din adamı ihtiyacı yok mu? Musevi din adamı ihtiyacı yok mu? Onlar niye uluslararası bir kampanya yürütmüyor. Patrikhane sözcüsü açıkça Türk hükümeti istediklerimizi yapmadığı için uluslararası baskı yürütüyoruz diyor ve bu sözlere hükümet tepki göstermiyor.”

İkinci nokta Lozan. Buna göre Ortodokslara tanınan haklar Batı Trakya’da da uygulanmalı. Bu karşılıklılık ilkesini hep dile getirdik. Batı Trakya’da Türk din adamlarının halk tarafından seçilmesini tanımıyorlar. AİHM’ne götürüldü. Yine de Yunanistan bunu düzeltmiyor.

“Başbakan’ın sözlerine gelince, istekler kabul edilir Yunanlılar bunu yaparsa biz de yasalarımızı mı çiğneyeceğiz? Şimdiye kadar ne yapıldı? Neden daha önceki yıllarda açılamadı? Neden 7 yıllık AKP iktidarında açılamadı? Önce araştırılmalı, hukuki zemini görülmeli. Yasaları ihlal ederse ne gibi örnekler ortaya çıkar onu düşünmeli. Batı Trakya Türklerinin hakları görülmeli. Bunların tamamı görülmeden bir süreç doğru olmaz. Yapılırsa sadece dış baskıları tatmin etmek için yapılmış olur.