BIST 9.680
DOLAR 32,45
EURO 34,48
ALTIN 2.473,55

Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde!...

ABD'nin Kudüs'ü sözde İsrail'in başkenti ilan etmesi artık büyük oyunu ortaya koydu.Erbakan'ın bıraktığı bayrak kardeşi Erdoğan'ın elinde.

Kudüs'ü en güzel kim  hangi söz ile  anlatır derseniz!

Derim ki ;

Edebiyat dünyasının usta ismi Nuri Pakdil;

Derki;

'Yüreğimin yarısı Mekke'dir,

Diğer  kalanı da Medine'dir,

Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır '

Müthiş !..

İşte İslam alemi için Kudüs  budur!..

O nedenle bugün Kudüs üzerinde oynanan oyuna ve yaşananlara bakınca duygulanmamak isyan etmemek mümkün mü?

ABD bir kez daha gerçek yüzünü ortaya koydu!..

Ortadoğu üzerinde nasıl bir yangın çıkarmak istediğini belli etti...

ABD'nin Kudüs kararı beni yine  rahmetli Erbakan hocaya getirdi…

Nasıl getirmesin ki!..

Siyonizm ve ABD konusundaki uyarılarında ne kadar haklı olduğu  bir kez daha ortaya çıktı...

‘Bırakalım şu NATO’yu, ABD’yi, bunların gemisine binmeyelim biz D 8 ‘e bakalım’  diye haykırışları gözlerimin önüne geldi bir an!..

Çünkü tek başına  Siyonizm’le mücadelenin ve Filistin’e sahip çıkmanın 21. yüzyıldaki lideri hiç tartışmasız  O olmuştu...

Son nefesine kadar  Filistin'e sahip çıkmak için mücadele etti...

Vefatının ardından Filistin'ın ona  karşı vefasını anlatan açıklaması zaten hocanın değerini anlatan en güzel sözlerdi;

“Necmettin Erbakan çağımızın Abdülhamit’iydi. İslam ümmeti Siyonizm’in ne tür bir bela olduğunu ondan öğrendi.

Biz Filistinliler Erbakan’a ‘Filistin’in Hamisi’ sıfatını verdik. Eğer Türkiye çok değerli bir insanı kaybettiyse, Türkiye’den sonra bu değerli insanı kaybeden ikinci ülke Filistin’dir.

Erbakan Hocamız, Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa sevgisini halkın vicdanına yerleştirdi. Eğer halk bugün Kudüs için bir şeyler yapıyorsa bu Erbakan Hocamız sayesinde oldu.”

Ne anlamlı sözler değil mi?

Hoca ne yaptı? sorusuna tek başına yeter!

Çünkü Hoca’nın olmazsa olmazı hep Filistin davası ve Siyonizm ile mücadele  oldu...

Öyle ki;

O, ümitlerin kesildiği bir anda tüm ümmetin umudu olarak; bir çiçekle bahar mı gelir diyenlere inat uykudakileri uyandıran  kişi  oldu!

“Doğu da bizim, Batı da bizim, Kudüs de bizim, zafer de bizim” diyerek çıktığı yolda son nefesine kadar  Kudüs’ ü, Mescid-i Aksa’yı, Filistin’i cihadın merkez noktasına  koydu...

Adeta bir hekim titizliğiyle hiç bıkmadan insanlığa beş bin yıllık  mikrobu tanıtarak imanını hep tazeledi...

Kudüs’e Filistin davasına bağlılığının bedelinin kolay olmadığı bilerek…

Ve bu bedeli  yaşamı boyunca hep yaşayarak...

Kurduğu partiler kapatıldı, hapislere atıldı, yasaklandı, iftiralar atıldı, karalanmaya çalışıldı.

Ama hiç ödün vermedi…

Siyonizm' in alnına ‘ZEVAL MÜHRÜNÜ’ basan adam O oldu!..

Meclis kürsüsünden “Ben bunları bana oy versinler diye yapmıyorum, Allah rızası için yapıyorum Allah rızası için” diye haykırdı…

2009 yılında Çağlayan Meydanı’nda yapılan  unutulmayan efsane mitingde  anlamlı bir mesaj veriyordu;

…Kabe-i Muazzama da kafirler gelmişti. Ebabil kuşların ağzındaki küçücük taşlar bu zalimleri yok etmeye yetmişti. İşte bugün de Mecdi-i Aksa’dan namaz kılıp çıkan bu küçük imanlı Müslüman yavrular kardeşlerimizin ellerindeki o küçücük küçük taşlar aynen ebabil kuşlarının ağızlarından attığı taşlar gibi bu kafirleri kısa zamanda yok etmeye yetecektir inşallah…

Mitinge katılanlara ise  bakın nasıl  yemin ettirdi;

“Mukaddes şehrimiz Kudüs’ü, mukaddes mabedimiz Mescid-i Aksa’yı, İslam diyarı Gazze’yi, her türlü işgal ve tecavüzden kurtarmak için, bütün İslam ve insanlık adına, bütün gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz.”

İşte yine  o gün bugün!..

Kadere bak!..

Bıraktığı o bayrak  şimdi yanında yetişen  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın  elinde..

Kadere bak oda tek başına...

Erbakan'dan Erdoğan'a  Filistin mücadelesinin adı 'Kudüs emanettir,sahip çıkmak izzettir' den başka bir şey değil...

Hem de öyle ki;

Başta Suudi Arabistan olmak üzere  İslam dünyası liderlerinin sesi çıkmazken  Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan  ABD ve İsrail’e karşı sesini gür bir şekilde çıkararak suskun dünyaya sesleniyor...

Öyle ki...

İslam  ülkelerinin  korkak vurdumduymaz suskunluğu karşısında İslam dünyasınında liderinin Türkiye olduğunu göstererek...

"Biz Müslümanlar için, mübarek beldelerimizi korumak imkan değil, iman meselesidir.’ diyerek...

Tek başına!

Tıpkı hoca gibi…

Bütün saldırılar karşısında 'Bedeli ne olursa olsun' diyerek...

Bakın CİA eski Direktörü Grham Fuller ‘İslamsiz Dünya’ kitabında ne diyor;

‘ABD’nin dünya hakimiyeti önündeki tek engel Sünni Müslümanlardır. Vahhabilerle ortak çalışıyoruz, Şiileri kullanıyoruz. Sünni iktidarın yıkılması Sünniliğin kalesi olan Türkiye’nin yıkılması ile mümkündür’

Anladınız mı  şimdi ABD  neden Türkiye ve lideri  Erdoğan’a saldırıyor

Çünkü;

Müslüman dünyasının  bütün saldırılara karşı dimdik ayakta ayakta kalan  tek devleti  Türkiye Cumhuriyeti ve milletinin  her koşulda desteklediği Cumhurbaşkanı gerçeğini ortadan kaldırmak istiyor...

Suudi Arabistan’ı, Irak’ı, Mısır’ı, Libya’yı, Suriye’yi, teslim aldıkları gibi Türkiye’yi teslim alamamaları onları çıldırtıyor!..

Reis Kudüs davasının asla  kenara atılacak bir dava  olmadığını biliyor...

Çünkü bugün Kudüs yarın İstanbul!..

15 Temmuz hain darbe girişimi  işte buydu!..

“Eğer onlar yüz çevirirlerse, de ki: ‘Bana Allah yeter. O’ndan başka ilah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve büyük arşın Rabbi O’dur."(Tevbe: 129) ayeti yanı başında okunarak ve gülümseyerek ruhunu teslim eden Selahaddin Eyyübi’nin şu sözünün Recep Tayyip Erdoğan’ın  kulaklarında hep  çınladığını düşünüyorum;

"Kudüs Yahudilerin elinde iken gülmek bana haram olsun.”

O nedenle ebabil kuşları bizi taşlamadan verilecek  cevap şudur;

‘Madem öyle işte böyle"

AÇALIM AYASOFYA'YI İBADETE 

Farz oldu artık!..

Ayasofya açılmadan artık Kudüs kurtulmaz!

Ümmet  uyanmaz!..

Haydi ebabil  kuşları bizi bekliyor Reis!..

Yazımı Akif İnan'ın 'Mescid-i  Aksa' şiirindeki o güzel  ve bugünleri de adeta anlatan dizeleri ile noktalamak istiyorum..

"Mescid-i Aksa' yı gördüm rüyamda...

Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu...

Varıp eşiğine alnımı koydum...

Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu"